Boşanma oranı, tahammülsüzlükten artıyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Nisan 2008 23:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yeni evlenen çiftlerin ibirbirini tanıma süreci olan ilk 5 yılda boşanmanın getireceği yükümlülüklerin ne olacağını bilmeden boşanmayı tercih ettiğini belirten uzmanlar; "Evlenmiş çiftler bu kurumu yaşatmak için çaba göstermeli. Taraflar, evliliği bir tahammül, bir mesuliyet ve anlayış olarak sürdürmek zorundalar" uyarısında bulunuyor.

Yılın ilk 3 ayında Bursa'da, Aile Mahkemeleri'ne açılan bin 464 davanın yüzde 85'ini boşanma davaları oluşturuyor. 3 aylık bölümde bin 43 çift boşanırken 2007'de Bursa'da 4 bin çift boşanmıştı.

Hukukçular, boşanma oranlarının artmasındaki en büyük nedenin eşlerin birbirine tahammülsüzlüğü olduğunu söylüyor.

Bursa'da kurulu 4 ayrı Aile Mahkemesi'nde geçen yıldan 2 bin 676 devirle birlikte 2008'in ilk 3 ayında 3 bin 130 dosya incelendi. Geçen yılın ilk 3 aylık dönemine göre açılan boşanma davalarında yüzde 10'luk artış olduğu gözleniyor.

2008'in 3 ayında bin 43 çiftin boşandığı öğrenildi. Hukukçular artık eşler arasında yaşanan en küçük tartışmaların bile evliliği bitiren etkenler arasında geldiğini söylüyor.

BOŞANMANIN GETİRECEĞİ YÜKÜMLÜLÜKLER BİLİNMEDEN BOŞANILIYOR

Günümüzde artık kimsenin kimseye tahammül edemez olduğunun altını çizen aile mahkemelerinde bilirkişilik yapan avukat ahmet Köse, "Eşler, küçük tartışmalarda bile birbirlerine katlanamıyor. Ekonomik nedenler, yaşanan şiddet, erkeğin evine bakmaması, anne ve babalarının aile hayatına karışması boşanmak için kıvılcımı ateşlemeye yetiyor. İlk 5 yılda boşanma ihtimali daha yüksek oluyor. Evli çiftler, tanıma sürecinde boşanmanın getireceği yükümlüklerin ne olacağını bilmeden boşanıyorlar." diye konuştu.

Köse, "Boşanmış ailelerin çocukları boşanmaya daha çok meyilli. Boşanan tarafların yarıdan fazlası, boşanmış ailelerin çocuklarının yaptığı evliliklerden oluşuyor. Boşanmak toplumsal bir genetik olmuş. Evlenmiş çiftler bu kurumu yaşatmak için çaba göstermeli. Taraflar, evliliği bir tahammül, bir mesuliyet ve anlayış olarak sürdürmek zorundalar. Nişanlılık dönemi, evliliğin provası olmadığı sürece, 10 yıl da sürse boşanmayla biter. Bazı şeyler nişanlılık döneminde paylaşılmıyor, kişiler riyakar davranıp, gerçek yüzünü göstermiyorsa, o evliliğin ayakta durmasına imkan yok. Nişanlılık dönemi dolu dolu ve dürüstçe geçmelidir. Eşi polis ya da gazeteci olan kimse, aile hayatını unutmak zorunda, öğretmen olan da zengin olmayı unutmak zorundadır. Nişanlılıkta taraflar gerçek yüzünü göstermedikçe, o evlilik ayakta durmaz" dedi.

İNANÇLI İNSANLAR DAHA ZOR BOŞANIYOR

Ahmet Köse, mahkemelerde sık karşılaşılan boşanma nedenlerini ise şöyle sıraladı; "Ekonomik sıkıntı, erken yaşta aşk evliliği, göç edip evlendiği şehirde yakın çevresi olmayan aileler, istikrarlı bir işi olmayanlarla, çok çabuk iş değiştirenler, düzenli aile hayatına imkan tanımayan mesleklerde işi olanlar, daha kolay boşanıyor. İnançlı insanlar, inancını yaşamayanlara göre daha zor boşanıyorlar. Çocuksuz ailelerde de boşanmak kolay. Veya taraflardan birisinin sosyo ekonomik düzeyi süratli değişirse, boşanmaya daha yakın oluyor. Lotodan, at yarışından ya da borsadan para kazanıp, yaşantısı değişenler boşanmaya daha meyilli. Kültür farklılıkları, taraflardan birisinin yaşam biçimi itibariyle ideolojik kültürel tercihleri itibariyle farklı bir hayat yaşaması da sıkıntı doğuruyor. Buna karşılık, benzer kişilerin evlilikleri güzel gidiyor. Aynı mahalle, aynı ilkokul, aynı sosyal kökenden, aynı üniversiteden, aynı liselerde okumuş ve iş hayatı yakın ve benzer çevrelerden olan kişilerin evlilikleri iyi gidiyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber