TSK için gizli bir proje yürüten uzman öldü

Haber Giriş : 12 Ekim 2004 11:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Suikast mı kaza mı?

TÜBİTAK uzmanı Ercan Kuruoğlu, TSK için gizli bir proje yürütüyordu, ekibiyle birlikte Susurlukvari bir kazaya kurban gitti. Eşi isyan ediyor: Araştırın!.

Ercan Kuruoğlu Bilkent Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümüne ÖSS'de Türkiye derecesi alarak girdi. 1997'de TÜBİTAK'ın Ulusal Elektronik Kriptoloji (Şifreleme)Araştırmaları Enstitüsü'ne girdi. Kuruoğlu, bir başka TÜBİTAK görevlisi ve bir yüzbaşı ile son olarak 15 Temmuz 2004 gecesi önemli bir cihazı Gelibolu'da TSK'ya teslim ettiler. Gebze'ye dönerken Susurluk benzeri bir kazada hayatlarını kaybettiler. Acılı eş Umay Kuruoğlu, eski Bakan Ramazan Mirzaoğlu ve Kuruoğlu'nun babası Niyazi Kuruoğlu, kazayla ve ölümle ilgili birçok şüpheyi gündeme getiriyor. İşte ailenin kazayla ilgili kuşkuları:

Kayınpeder Mirzaoğlu: TÜBİTAK'ın açıklamasına göre Genelkurmay için bir proje veya bir silah ya da cihaz geliştirilmiş. Bu aleti denemek için Gelibolu'ya gitmişler. Dönüş yolunda saman yüklü bir traktöre minibüs çarpıyor. 12 saat sonra oradaydık. Hastanede TÜBİTAK'tan kimseyi bulamadık. Cenaze törenine de sadece Genel Sekreter geldi TÜBİTAK'tan. Telefon bile açmadılar. Basit bir trafik kazası olarak görmüyorum. Bilim adamlarının hepsi ölürken şoförün burnunun bile kanamadan çıkması bende derin bir şüphe uyandırıyor. Yaptıkları görev çok önemli bir görev. Genelkurmay için geliştirdikleri bir aleti götürüyorlar. Böyledir demiyorum ama belki şoförle olayın bir bağlantısı var, araştırılsın istiyorum. Bir bilgisayar yani lap top var dediler. Önce ortadan kayboldu. Sonra TÜBİTAK "Bizde, kırılmış" açıklaması yaptı. Şoför, önce karşıdan gelen Mercedes'i "Görmedim" diyor. Sonra "Kaçmaya çalıştım" diyor. TÜBİTAK ısrarla sıradan basit bir kaza açıklaması yaparak olayı örtbas eder gibi davranıyor, haddini aşan açıklamalarda bulunuyor.

Eş Umay Kuruoğlu: TÜBİTAK çok suçlu. Suikast iddialarından sonra "Bunları kim çıkarıyor, mahkemeye gideceğiz!" diyorlar. Oysa biz merak ediyoruz, bu konu soruşturulmadan ikna olmayacağız. Çünkü şüphelerimiz var. Onlar nasıl kestirip atıyorlar?

Baba Niyazi Kuruoğlu: Normal bir kaza gibi görünüyor. Ama burası Türkiye her şey düşünülebilir. Konunun iyice araştırılmasını sonucun ortaya çıkmasını istiyoruz. İnsan şüphelere kapılıyor. Ben zaten Cumhurbaşkanına, Başbakan ve Meclis başkanına mektup yazdım. Konunun soruşturulmasını istedim. Ama bir şey çıkmadı.

Avukat Uğur Amasya: Garip bir kaza. Mesela o köyde adamın kullandığı traktörün plakasının 34 olması dikkatimi çekiyor. Ondan sonra TÜBİTAK'ın aracında dört kişi var. Üçü ölüyor. Şoförde çizik dahi yok. Kazanın oluş şekli enteresan. Mercedes'in şoförüyle ve resmi aracı kullanan şoför Sezer Soysalla da konuştum. Biri 80'le gidiyorduk, biri 90'la gidiyorduk diyor. Araç bu hızla çarpıyor. Mersedes sürücüsü Kemal Sevim isimli İstanbul'da oturan bir vatandaş. 2 duruşmaya da gelmedi. TÜBİTAK bize yardımcı değil, köstek oluyor. Kendileri araştırmıyor. Araştırmamızı da abes buluyorlar. Başından beri böyle bir garip tutumları var.

İşte kuşkular
* Şoförün burnu bile kanamadan çıkmasına rağmen üç kişinin ölmesi.

* Traktörün 34 plakalı olması...

* Yol müsaitken şoför neden Mersedes'in üzerine sürdü?

* Şoförün ifadesindeki çelişkiler...

* Minibüsteki dizüstü bilgisayarın akıbetiyle ilgili çelişkili açıklamalar...

* Minibüsün plakasının kazadan sonra değiştirilmesi...

* Ekibin gizli ve kritik bir görev yapıyor olması...
Vatan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber