Akademik personelin sözleşme feshinde yetkili makama ilişkin önemli karar

Danıştay 8. Dairesi, mütevelli heyetin yetkilendirdiği bir komisyon tarafından sözleşmenin feshedilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 25 Eylül 2023 00:10, Son Güncelleme : 18 Eylül 2023 14:21
Akademik personelin sözleşme feshinde yetkili makama ilişkin önemli karar

Yetki idari işlemin kurucu unsurudur.

Bir kamu görevlisi, kurul ya da organın idare adına karar verebilme ve işlem tesis edebilme gücü olarak tanımlanan yetki, idari işlemin kurucu unsuru olup, yargısal denetim yapılırken ilk önce işlemin yetki unsurunun hukuka uygun olup olmadığı incelenmektedir. Bir kişi, kurul ya da organın herhangi bir idari işlem bakımından yetkili kabul edilebilmesi için hukuka uygun şekilde görevlendirilmiş yani yetkilendirilmiş olması gereklidir. İdare hukukundaki kanunilik ilkesi gereğince, bir hukuk kuralı ile verilmeyen yetki kullanılarak tesis edilen işlem, hukuka aykırı olacaktır.

Yargı mercilerince yetki unsurunda sakatlık tespit edildiği takdirde işlemin diğer unsurlar bakımından incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Bununla birlikte yetki unsuru, kamu düzeniyle ilgili olduğundan, idari yargı mercileri, kanun yolu incelemeleri dahil, davanın hangi safhası olursa olsun yetki unsurunda sakatlık tespit ettikleri takdirde işlemin iptaline karar vermek zorundadırlar.

Sözleşme feshinde asıl yetkili organ mütevelli heyettir

Yüksek yargı içtihatlarında; yetki kurallarının dar ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uymak zorunda olduğu, yetki kullanımının tercihe, keyfe ve takdire bağlı olmadığı, yetki kullanımındaki usulsüzlüklerin, fonksiyon gaspı, yetki gaspı veya yetki tecavüzü hallerini meydana getireceği, kural olarak yetkinin bizzat kullanılacağı, kanun tarafından oluşturulan yetki düzeninin, yine kanun tarafından izin verilmediği sürece, idare veya o yetkiyi kullanmak ile yükümlendirilmiş makamlarca değiştirilemeyeceği, yetki devrinin Kanunun açıkça izin verdiği durumlarda yapılabileceği, bir makamın yetkisinin başka bir kişiye devredilebilmesi için yetki devri konusunda da mevzuatla yetkili kılınması gerektiği, zira yasa koyucu tarafından belli bir yetkiyi kullanma gücü ile donatılmış bir makamın, yasa koyucunun iradesi hilafına, kanunda açık bir düzenleme bulunmaksızın, bu yetkisini başka bir makama devretmesinin, yetki devredilen makamı yetkili kılmadığı gibi, hem yetki devrine ilişkin işlemin hem de bu yöntemle yapılan yetki devrine dayanılarak tesis edilen işlemlerin hukuka aykırı hale geleceği, yetkisiz kişi, kurul ya da organın yaptığı işlemin, sonradan yetkili makam tarafından kabul edilmesi veya icazet verilmesi yoluyla o işlemin hukuka uygun hale dönüştürülemeyeceği, istikrarlı şekilde vurgulanmaktadır. 2547 sayılı Kanunun ek 5. maddesi gereği, vakıf yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerinin yapılması, atamaları ve görevden alınmalarının onaylanması mütevelli heyetince yapılacak olup; mütevelli heyet, vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilecektir.

Mütevelli heyetin yetki devredebileceğine ilişkin bir hüküm yer almamaktadır

Yükseköğretim mevzuatında; mütevelli heyetin yetkilerini mütevelli heyet başkanına devredebileceğine ilişkin açık bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte, mütevelli heyetin, yetkilerini mütevelli heyet başkanına devri, heyetin fiilen işlememesi sonucunu doğuracağından, bu yönde bir yetki devrinin kabulüne imkan bulunmamaktadır.


İlgilinin sözleşmesi yetkisiz kişi tarafından yapıldığından işlem sakatlanmıştır.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyetinin 16.03.2016 tarih ve 01/04 sayılı kararı ile akademik personelin atanması ve atanmalarına ilişkin sözleşmelerin imzalanmasına mütevelli heyet adına mütevelli heyet başkanı yetkili kılınmıştır. Dava konusu işlem ise mütevelli heyet başkanının olur'u ile rektör tarafından tesis edilmiştir.

Bakılan davada; davacının iş sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemin mütevelli heyetin onayı ile tesis edilmediği gibi mütevelli heyetçe kullanılabilecek bu yetkinin rektöre devredildiğine ilişkin mütevelli heyet kararı da dosyada bulunmamaktadır.

Her ne kadar; İstinaf Mahkemesince, dava konusu işlemin mütevelli heyetin yetkilendirdiği bir komisyon tarafından tesis edilmesinin mümkün olduğu kabul edilmişse de, 2547 sayılı Kanunun ek 5. maddesi uyarınca, davacının iş sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemin, mütevelli heyet onayı ile veya mütevelli heyetin yetkisini devrettiği vakıf yükseköğretim kurumu yöneticisi tarafından tesis edilmesi gerektiğinden, yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

T.C.
DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2018/1941
Karar No: 2022/971

Özeti : Mütevelli heyetin yetkilendirdiği bir komisyon tarafından sözleşmenin fesh edilmesinin mümkün olmadığı hakkında.

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ: Av. .
KARŞI TARAF (DAVACI) : .

İSTEMİN KONUSU:
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin 17.11.2017 tarih ve E:2017/1207, K:2017/2056 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem:

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalında belirli süreli iş sözleşmesi ile öğretim görevlisi doktor olarak görev yapan davacının, üniversitenin bilgisi ve izni olmadan başka bir hastanede görev yaptığının tespit edildiğinden bahisle iş sözleşmesinin 18.04.2016 tarihi itibarıyla feshedilmesine ilişkin Rektörlüğün 18.04.2016 tarih ve 5811 sayılı işleminin iptali ve yoksun kaldığı özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 22.02.2017 tarih ve E:2016/883, K:2017/361 sayılı kararında; davacının ilk olarak iş sözleşmesinin feshedildiği 21.10.2014 tarihinden sonra özel bir hastaneye çalışmaya başlaması sebebiyle bilgilerinin internet ortamına yüklenmesinin olağan olduğu, bu bilgilerin silinmemesinin hastanenin hatası olduğu, davacının özel hastanede çalıştığı anlamına gelmediği; davacıya hafta sonu muayene olduğu, ancak reçetenin başka bir doktor tarafından imzalandığına dair yazılı hasta beyanına ilişkin olarak; Mahkemenin ara kararı ile özel hastaneye davacının hangi dönemlerde hastanelerinde çalıştığının sorulduğu, özel hastane tarafından verilen cevapta; . isimli hastanın davacıya muayene olduğunu belirttiği tarihlerde davacının hastanelerinde çalışmadığı, bu tarihte davacıya ait resmi bir kayıt bulunmadığı, iddia olunan işlemlerde davacının imza ve kaşesinin bulunmadığı belirtilmiş olup, davacının hafta sonu hasta baktığına ilişkin yazılı bir delil olmadığı göz önüne alındığında, hasta beyanına itibar edilemeyeceği; somut ve objektif gerekçeleri ortaya konulmadan tesis edilen dava konusu işlemin, öğretim üyesi olan davacının, bilimsel özgürlüğünü, mesleki güvencesini zedelemesi, akademik faaliyeti aksatması nedeniyle hukuka uyarlık taşımadığı; hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti:

İstanbul Bölge Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesince; davacının sözleşmesinin feshine ilişkin dava konusu işlemin mütevelli heyet başkanı tarafından tesis edildiği, mütevelli heyetince kullanılabilecek bu yetkinin devredildiğine dair bir mütevelli heyet kararının dosyada mevcut olmadığı; dava konusu işlemin, mevzuat uyarınca davalı üniversite mütevelli heyeti tarafından alınacak bir karar veya bu heyetin yetkisini devretmek suretiyle yetkilendirdiği üniversite yöneticisi veya bir komisyon tarafından tesis edilmesi gerekirken, bu prosedür işletilmeksizin mütevelli heyet başkanı tarafından tesis edilen dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine, İstanbul 10. İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacının ikinci bir işte çalışma yasağına aykırı davrandığının tespit edilmesi üzerine, mütevelli heyet başkanının oluru ile tesis edilen dava konusu fesih işleminin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Sonucu itibarıyla hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Dava; Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalında belirli süreli iş sözleşmesi ile öğretim görevlisi doktor olarak görev yapan davacının, üniversitenin bilgisi ve izni olmadan başka bir hastanede görev yaptığının tespit edildiğinden bahisle iş sözleşmesinin 18.04.2016 tarihi itibarıyla feshedilmesine ilişkin Rektörlüğün 18.04.2016 tarih ve 5811 sayılı işleminin iptali ve yoksun kaldığı özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2547 sayılı Kanun ek 5. maddesinin 2. fıkrasında; ''Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfca hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.'' kuralı yer almıştır. 31.12.2005 tarih ve 26040 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin ''Mütevelli heyet'' başlığını taşıyan 20. maddesinin 1. fıkrasında, ''Vakıf yükseköğretim kurumunun en yüksek karar organı olan mütevelli heyet, vakıf yükseköğretim kurumunun tüzel kişiliğini temsil eder.'' kuralı; aynı maddenin 4. fıkrasında, ''Mütevelli heyet, yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını, öğretim elemanı dışındaki personelin terfilerini ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini kabul eder ve uygulamaları izler.
Öğrencilerden alınacak ücretleri tespit eder. Ayrıca Yükseköğretim Kurulu'nun olumlu görüşü alınmak suretiyle vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.'' kuralı; ''Akademik organlar'' başlığını taşıyan 21. maddesinde; ''Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar, devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Bu konuda mütevelli heyetin yetkileri saklıdır. Vakıf üniversiteleri ve yüksek teknoloji enstitülerinin yöneticisi rektör, vakıf meslek yüksekokulunun yöneticisi müdürdür. Rektör ve senatonun dört yıl için seçeceği bir profesör, Üniversitelerarası Kurulun üyeleridir.'' kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları", idari dava türleri arasında sayılmış, böylece, mahkemelerce idari işlemin yargısal denetimi yapılırken, işlemin mevzuatla belirlenen makam veya merci tarafından tesis edilip edilmediğinin araştırılacağı kurala bağlanmıştır.

Bir kamu görevlisi, kurul ya da organın idare adına karar verebilme ve işlem tesis edebilme gücü olarak tanımlanan yetki, idari işlemin kurucu unsuru olup, yargısal denetim yapılırken ilk önce işlemin yetki unsurunun hukuka uygun olup olmadığı incelenmektedir. Bir kişi, kurul ya da organın herhangi bir idari işlem bakımından yetkili kabul edilebilmesi için hukuka uygun şekilde görevlendirilmiş yani yetkilendirilmiş olması gereklidir. İdare hukukundaki kanunilik ilkesi gereğince, bir hukuk kuralı ile verilmeyen yetki kullanılarak tesis edilen işlem, hukuka aykırı olacaktır.

Yargı mercilerince yetki unsurunda sakatlık tespit edildiği takdirde işlemin diğer unsurlar bakımından incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Bununla birlikte yetki unsuru, kamu düzeniyle ilgili olduğundan, idari yargı mercileri, kanun yolu incelemeleri dahil, davanın hangi safhası olursa olsun yetki unsurunda sakatlık tespit ettikleri takdirde işlemin iptaline karar vermek zorundadırlar.

Yüksek yargı içtihatlarında; yetki kurallarının dar ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uymak zorunda olduğu, yetki kullanımının tercihe, keyfe ve takdire bağlı olmadığı, yetki kullanımındaki usulsüzlüklerin, fonksiyon gaspı, yetki gaspı veya yetki tecavüzü hallerini meydana getireceği, kural olarak yetkinin bizzat kullanılacağı, kanun tarafından oluşturulan yetki düzeninin, yine kanun tarafından izin verilmediği sürece, idare veya o yetkiyi kullanmak ile yükümlendirilmiş makamlarca değiştirilemeyeceği, yetki devrinin Kanunun açıkça izin verdiği durumlarda yapılabileceği, bir makamın yetkisinin başka bir kişiye devredilebilmesi için yetki devri konusunda da mevzuatla yetkili kılınması gerektiği, zira yasa koyucu tarafından belli bir yetkiyi kullanma gücü ile donatılmış bir makamın, yasa koyucunun iradesi hilafına, kanunda açık bir düzenleme bulunmaksızın, bu yetkisini başka bir makama devretmesinin, yetki devredilen makamı yetkili kılmadığı gibi, hem yetki devrine ilişkin işlemin hem de bu yöntemle yapılan yetki devrine dayanılarak tesis edilen işlemlerin hukuka aykırı hale geleceği, yetkisiz kişi, kurul ya da organın yaptığı işlemin, sonradan yetkili makam tarafından kabul edilmesi veya icazet verilmesi yoluyla o işlemin hukuka uygun hale dönüştürülemeyeceği, istikrarlı şekilde vurgulanmaktadır. 2547 sayılı Kanunun ek 5. maddesi gereği, vakıf yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerinin yapılması, atamaları ve görevden alınmalarının onaylanması mütevelli heyetince yapılacak olup; mütevelli heyet, vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilecektir.
Yükseköğretim mevzuatında; mütevelli heyetin yetkilerini mütevelli heyet başkanına devredebileceğine ilişkin açık bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte, mütevelli heyetin, yetkilerini mütevelli heyet başkanına devri, heyetin fiilen işlememesi sonucunu doğuracağından, bu yönde bir yetki devrinin kabulüne imkan bulunmamaktadır.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyetinin 16.03.2016 tarih ve 01/04 sayılı kararı ile akademik personelin atanması ve atanmalarına ilişkin sözleşmelerin imzalanmasına mütevelli heyet adına mütevelli heyet başkanı yetkili kılınmıştır. Dava konusu işlem ise mütevelli heyet başkanının olur'u ile rektör tarafından tesis edilmiştir.

Bakılan davada; davacının iş sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemin mütevelli heyetin onayı ile tesis edilmediği gibi mütevelli heyetçe kullanılabilecek bu yetkinin rektöre devredildiğine ilişkin mütevelli heyet kararı da dosyada bulunmamaktadır.

Her ne kadar; İstinaf Mahkemesince, dava konusu işlemin mütevelli heyetin yetkilendirdiği bir komisyon tarafından tesis edilmesinin mümkün olduğu kabul edilmişse de, 2547 sayılı Kanunun ek 5. maddesi uyarınca, davacının iş sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemin, mütevelli heyet onayı ile veya mütevelli heyetin yetkisini devrettiği vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticisi tarafından tesis edilmesi gerektiğinden, yetki unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda; İstinaf Mahkemesi kararının sonucu itibarıyla hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin 17.11.2017 tarih ve E:2017/1207, K:2017/2056 sayılı kararının yukarıda aktarılan GEREKÇE ile ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin temyiz edenin üzerinde bırakılmasına,
4. Kesin olarak, 18.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber