İleri saat uygulamasının iptaline ilişkin davada İDDK'dan ret

Bilindiği üzere, 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 01/10/2018 tarih ve 139 sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar" yayımlanmıştı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 22 Kasım 2023 00:10, Son Güncelleme : 21 Kasım 2023 13:28
İleri saat uygulamasının iptaline ilişkin davada İDDK'dan ret

Bu kararın iptal edilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yapılan 06/12/2021 tarihli başvurunun reddi üzerine hem kararın hem de red işleminin iptali için açılan dava sonuçlandı. Davanın süre aşımından reddine ilişkin Danıştay Daire kararı onandı.

2547 sayılı Kanunun 10 ve 11. maddesi yanlış anlaşılıyor

2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde, ilgililerin menfaatini ihlal eden bir idari işlemin tesis edilmesi durumunda bu işlemin iptali talebiyle açılan davalarda dikkate alınacak genel dava açma süresi; 10. maddesinde, önceden idari bir işlemin tesis edilmediği durumlarda, idari işlem tesis edilmesi istemiyle yapılan başvurular üzerine idare tarafından tesis edilen işlemlere karşı açılacak davalardaki dava açma süresi; 11. maddesinde ise, hakkında idari işlem tesis edilen ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" talebiyle idareye yaptıkları başvuruların süresi ve başvuru hakkında idare tarafından tesis edilen işleme karşı açılacak davalardaki dava açma süresi düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelere göre, anılan Kanun'un 10. maddesinin uygulanabilmesi için ilgili hakkında idarece önceden kurulmuş bir işlemin bulunmaması gerekirken, 11. maddesinin uygulanabilmesi için, ilgili hakkında daha önceden kurulmuş bir idari işlemin bulunması ve anılan işlemin "kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi" talebiyle idareye yapılan bir başvuru olması gerekmektedir.

İDDK buna açıklık getirdi

İlgililer tarafından, üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının talep edilmesine yönelik 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılan başvuruların, idari dava açma süresi içinde yapılması gerekmekte olup, uyuşmazlıkta ise davacı tarafından, idari dava açma süresi geçirildikten çok sonra 06/12/2021 tarihinde, "sürekli hale getirilen yaz saati uygulamasının kaldırılması" ya da "ülkemizin ortasından geçen meridyene göre belirlenmesi" talebiyle başvuru yapılmış, anılan başvurunun reddi üzerine işbu temyize konu iptal davası açılmıştır.

Dolayısıyla, . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar"ın, Resmi Gazete'de yayım tarihi olan 02/10/2018 tarihinden itibaren idari dava açma süresi içerisinde yapılmayan, idari dava açma süresi geçtikten çok sonra anılan işlemin "kaldırılması" ya da "değiştirilmesi" talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine dair işlem ile dayanağı düzenleyici işlemin iptali istemiyle açılan davada, uyuşmazlığın esasının süre aşımı nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2023/384
Karar No: 2023/841

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Onuncu Dairesinin 20/06/2022 tarih ve E:2022/1030, K:2022/3318 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Davacı tarafından, 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 01/10/2018 tarih ve 139 sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar"ın ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yapılan 06/12/2021 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onuncu Dairesinin 20/06/2022 tarih ve E:2022/1030, K:2022/3318 sayılı kararıyla;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. ve 4. fıkrası, 11. maddesi, 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendi ile 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yer verilerek,

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi tesis edilmiş olması, bu işlemin ise dava konusu edilen düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerektiği,

2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramının, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik yaratan bireysel nitelikteki işlemleri ifade ettiği,

Somut olayda 06/12/2021 tarihinde yapılan başvuru ile 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 01/10/2018 tarih ve 139 sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar" ile uygulamaya konulan sabit saat uygulamasının kaldırılması yahut saatin sabitlendiği meridyenin ülkemizin ortasından geçen bir meridyene göre belirlenmesine ilişkin istemin reddi yolundaki . tarih ve . işlemin davacı yönünden bir uygulama işlemi olduğunun kabul edilmesine olanak bulunmadığı; bu başvurunun, ancak anılan Yönetmelik'in dava açma süresi içinde olmak şartıyla kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem (düzenleme) yapılmasına yönelik olarak İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında bir başvuru olarak kabulünün mümkün olabileceği,
Bu durumda davacının, yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin bir uygulama işlemi niteliği taşımadığı, dolayısıyla davalı idarenin ret işlemi sonrasında, düzenleyici işlemlerin iptal davasına konu edilebileceğinin kabulünün, kamu düzeninden sayılan dava açma süresinin gözardı edilmesi sonucunu doğuracağı,

Uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde, 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 01/10/2018 tarih ve 139 sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar"a karşı 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde öngörülen süre içinde dava açmayan davacının 06/12/2021 tarihli başvurusu, dava açma süresini yeniden başlatmayacağından, bu başvurunun reddi üzerine açılan davanın, süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendi ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, somut olaydaki başvurunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru niteliğinde olduğu; bu başvurunun kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 60 gün içinde başvurunun reddine ilişkin icrai nitelikteki idari işlem ile birlikte 139 sayılı Karar'ın iptali istemiyle dava açtığı; Danıştay Onuncu Dairesinin E:2016/16015 K:2020/2595 sayılı kararında da, bu tip başvuruların reddi halinde her iki idari işlem hakkında da iptal davası açılabileceğinin belirtildiği; 2577 sayılı Kanun'un idari dava açma süresiyle ilgili düzenlemeler getiren 10. maddesinin, hak arama özgürlüğü ve hukuk devleti ilkesiyle ve anayasal düzeyde bir hak olan dilekçe hakkının kullanımı ile ilgili olduğu ve bu nedenle, geniş yorumlanması ve uygulanması gerektiği; Anayasa ile teminat altına alınan temel hak ve özgürlükleri etkileyen düzenleyici işlemlere ilişkin olarak, 2577 sayılı Kanun 10. maddesi kapsamında yapılan başvuruların reddine dair işlemlerin, Danıştay kararlarında "uygulama işlemi" olarak kabul edildiği ve dava açma süresi geçmiş olan düzenleyici işlemle birlikte dava konusu edilebileceğinin kabul edildiği; kamu düzenini yakından ilgilendiren, kendisinin temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden, tüm vatandaşların hayatına doğrudan etki eden bir düzenlemenin değiştirilmesi veya kaldırılması için yapılan başvurunun reddedilmesinin bir uygulama işlemi niteliğinde olduğu; Daire kararında, esasa ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamakla birlikte, 139 sayılı Karar ile başvurunun reddine ilişkin işlemin sebep, konu, amaç ve yetki yönünden açıkça hukuka aykırı olduğu, menfaatini doğrudan ihlal ettiği, bu kararların ekonomik ve psikolojik olarak hasar verdiği, kamu düzeninin etkilendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idareler tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'IN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile davacının başvurusunun, 2577 sayılı Kanun 10. maddesi kapsamında bir başvuru olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu nedenle usul ve hukuka aykırı olan "süre aşımından davanın reddine" yönelik Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Davacı tarafından, 06/12/2021 tarihinde, 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar" ile uygulanmaya başlanılan sabit saat uygulamasının kaldırılması yahut saatin sabitleneceği meridyenin ülkemizin ortasından geçen bir meridyene göre yeniden belirlenmesi istemiyle davalı idarelerden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yapılan başvuru, anılan Bakanlığın . tarih ve . sayılı işlemiyle reddedilmiştir.
Bunun üzerine, başvurunun reddine dair işlem ile anılan işlemin dayanağı olarak gösterilen . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar"ın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden inceleneceği; 6. fıkrasında ilk incelemeye ilişkin hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; ''İlk inceleme üzerine verilecek karar'' başlığını taşıyan 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği hususları hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde;
"1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
...
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.",
"İdari makamların sükutu" başlıklı 10. maddesinde;

"1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.

2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.",
"Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinde ise;

"1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.

3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde, ilgililerin menfaatini ihlal eden bir idari işlemin tesis edilmesi durumunda bu işlemin iptali talebiyle açılan davalarda dikkate alınacak genel dava açma süresi; 10. maddesinde, önceden idari bir işlemin tesis edilmediği durumlarda, idari işlem tesis edilmesi istemiyle yapılan başvurular üzerine idare tarafından tesis edilen işlemlere karşı açılacak davalardaki dava açma süresi; 11. maddesinde ise, hakkında idari işlem tesis edilen ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" talebiyle idareye yaptıkları başvuruların süresi ve başvuru hakkında idare tarafından tesis edilen işleme karşı açılacak davalardaki dava açma süresi düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelere göre, anılan Kanun'un 10. maddesinin uygulanabilmesi için ilgili hakkında idarece önceden kurulmuş bir işlemin bulunmaması gerekirken, 11. maddesinin uygulanabilmesi için, ilgili hakkında daha önceden kurulmuş bir idari işlemin bulunması ve anılan işlemin "kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi" talebiyle idareye yapılan bir başvuru olması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, 06/12/2021 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru ile 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar" ile uygulamaya konulan sabit saat uygulamasının kaldırılması yahut saatin sabitlendiği meridyenin ülkemizin ortasından geçen bir meridyene göre belirlenmesinin talep edildiği, davalı idare tarafından anılan başvurunun, . tarih ve . sayılı işlem ile reddedildiği, bunun üzerine, davacı tarafından, başvurunun reddine dair işlemin tarafına 15/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği belirtilerek, 14/02/2022 tarihinde temyizen bakılan bu davanın açıldığı açıldığı anlaşılmaktadır.

İlgililer tarafından, üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının talep edilmesine yönelik 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılan başvuruların, idari dava açma süresi içinde yapılması gerekmekte olup, uyuşmazlıkta ise davacı tarafından, idari dava açma süresi geçirildikten çok sonra 06/12/2021 tarihinde, "sürekli hale getirilen yaz saati uygulamasının kaldırılması" ya da "ülkemizin ortasından geçen meridyene göre belirlenmesi" talebiyle başvuru yapılmış, anılan başvurunun reddi üzerine işbu temyize konu iptal davası açılmıştır.

Dolayısıyla, . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar"ın, Resmi Gazete'de yayım tarihi olan 02/10/2018 tarihinden itibaren idari dava açma süresi içerisinde yapılmayan, idari dava açma süresi geçtikten çok sonra anılan işlemin "kaldırılması" ya da "değiştirilmesi" talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine dair işlem ile dayanağı düzenleyici işlemin iptali istemiyle açılan davada, uyuşmazlığın esasının süre aşımı nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.

Bu durumda, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 20/06/2022 tarih ve E:2022/1030, K:2022/3318 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3.Kesin olarak, 26/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X-2577 sayılı Kanun'un "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; yine aynı maddenin 4. fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği; 8. maddesinin 1. fıkrasında, sürelerin tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı kurala bağlanmıştır.

Anılan Kanun'da düzenleyici işlemler dolayısıyla ilgililere tanınan dava yollarından biri işlemin ilanı, diğeri uygulanması üzerine kullanılabilecek niteliktedir. Düzenleyici işlemin uygulanması üzerine açılacak davalarda iptal istemi ya doğrudan bu işlemin kendisine veya sadece uygulamaya ilişkin işleme yahut her ikisine yönelik olabilir. Yasa'da ifade edilen uygulama işleminden kastedilen genel ve objektif nitelikteki idari tasarrufun subjektif nitelikte bir işleme dönüştürülmesidir.

Buna göre, 2577 sayılı Yasa'nın 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramı, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik doğuran bireysel nitelikteki işlemleri ifade etmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, 06/12/2021 tarihinde yapılan başvuru ile 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar" ile uygulamaya konulan sabit saat uygulamasının kaldırılması yahut saatin sabitlendiği meridyenin ülkemizin ortasından geçen bir meridyene göre belirlenmesi yönünde işlem tesis edilmesi talebiyle idareye başvuru yapıldığı; davalı idare tarafından ise, anılan başvurunun, . tarih ve . sayılı işlemi ile reddedildiği; bunun üzerine, davacıya 15/12/2021 tarihinde tebliğ edilen başvurunun reddine dair işlem ile . tarih ve . sayılı Karar'ın iptali istemiyle 14/02/2022 tarihinde, temyizen bakılan bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Dava konusu edilen 02/10/2018 tarih ve 30553 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan . tarih ve . sayılı "Gün Işığından Daha Fazla Yararlanmak Amacıyla Bütün Yurtta Uygulanan İleri Saat Uygulamasının Devam Ettirilmesi Hakkında Karar" ile yaz saati uygulaması kalıcı hale getirilmiştir. Vatandaşlar yönünden dava konusu düzenleyici işlem süregelen bir etkiye sahip olduğundan, diğer bir ifadeyle, sürekli hukuki sonuç yaratan bir düzenleyici işlem olduğundan, bu tür idari işlemlere karşı ilk tesis edildikleri ya da ilk uygulandıkları anda dava açılmamış olması ya da idareye başvuru yapılmamış olması, başvuru tarihinden itibaren ileriye dönük sonuçlar doğurmak üzere sonradan yapılacak başvurulara dayalı olarak tesis edilen işlemlerin dava konusu edilmelerine engel değildir.

Bu durumda, süregelen etkiler doğuran dava konusu düzenleyici işlemin "kaldırılması" ya da "değiştirilmesi" talebiyle, davalı idareye yapılan başvurunun, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru olarak kabul edilmesi ve anılan işlem ile birlikte düzenleyici işlemin de iptali istemiyle açılan davada da, süre hususunun, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamındaki kurallara göre değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, davacı tarafından, 06/12/2021 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun, . tarih ve .. sayılı işlem ile reddedildiği ve başvurunun reddine dair işlemin de davacıya 15/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden; uyuşmazlıkta, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca süre aşımı bulunmadığı sonucuna varılmış olup, aksi yönde verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 20/06/2022 tarih ve E:2022/1030, K:2022/3318 sayılı kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber