OYAK'a sağlanan avantajlar kalkacak

Haber Giriş : 27 Nisan 2008 12:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, OYAK ve benzeri örgütlenmelere sağlanan, rekabete aykırı kamu avantajlarının önümüzdeki dönemde kalkacağını söyledi.

Bu tür, kamu yapısı içinde yardımlaşma-vakıf kuruluşların ?rekabete aykırı durumlarının bir vaka? olduğunu belirten Kaldırımcı, ?Önümüzdeki on yıllarda bu yapı böyle gitmeyecek, bazı gruplar kamu imkanlarını şimdiye kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemlerde bu kadar rahat kullanmayacak. Ya kamu otoritesi müdahale edecek, ya siyasi irade müdahale edecek, ya da kamuoyu böyle bir yapı ve işleyişi artık uygun görmeyecektir. Toplumsal tepki olacaktır, sivil toplum güçlenecektir? diye konuştu.

Kasım 2007'de Rekabet Kurumu Başkanlığına seçilen Nurettin Kaldırımcı, Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleri ile bir sohbet toplantısı düzenledi. Başkanlığa atandıktan sonra ilk kez basının karşısına çıkan Kaldırımcı, OYAK başta olmak üzere, yardımlaşma kurumu - kamusal yapı içinde vakıf örgütlenmelerinin ve bunlara sağlanan kamusal avantajların rekabete aykırı olup olmadığı sorusuna karşılık, bu konunun ülkenin kamu yönetiminin, politik iradenin, sivil toplumun, toplumsal bütün aktörlerin uzlaşması gereken bir konu olduğunu kaydetti.

-REKABET HERKES İÇİN GEÇERLİ OLMALI-

Türkiye'deki mevcut yasal zemin üzerinde bu tür uygulamaların ortaya çıktığını kaydeden Kaldırımcı, bu kuruluşların rekabeti engellediği dolayısıyla etkilerinin azaltılması yönünde hukuken işlem yapmaya imkan verecek bir hukuki zemin olmadığını söyledi.

?Ama hukuki zeminin olmaması bunun konuşulmaması, tartışılmaması, bu yapının rekabetçi anlayışa uygun olduğu anlamına gelmiyor? diyen Kaldırımcı, Türkiye'de rekabet kurumu deneyiminin 11 yıllık olduğunu ifade etti. Kaldırımcı, ?Siz sektörleri ve kamuyu, özel sektörü ayrıştırıp rekabeti parçalı bir alanda yeterli göremezseniz? Rekabet toplumsal bir olaydır, her yerde olmalıdır, özelde de kamuda da olmalıdır. Her sektörde olmalıdır, her tür teşebbüs için geçerli gerekli olmalıdır? dedi.

-OYAK YANITI: KAMU İMKANLARINI BU KADAR RAHAT KULLANAMAYACAKLAR-

Bir kısım uygulamaların rekabete aykırı mevzuat düzenlemelerinden kaynaklandığını söyleyen Kaldırımcı, ?Rekabet savunuculuğu bağlamında, arkadaşımızın (basın mensubu) ifade ettiği şey önemli? diyerek isim vermeden OYAK'a işaret etti ve şunları söyledi:

?Bazı kurumlar, diyelim ki vakıfların, kamu kurumları bünyesinde teşkil edilmiş vakıfların, rekabete aykırı avantajlar kullandığı da bir vaka, böyle bir realite de var. Bunları önleyecek türden bir yasal zeminin oluşması, kamu otoritesinin bir tür uyumu sağlaması rekabetçi açıdan mevzuat hükümlerini, en azından rekabeti olumsuz etkilemeyecek şekle sokması illa ki zorunlu, illa ki gerekli. Ama bu bir süreç ve bu süreç devam ediyor. 2008 itibariyle devlet yardımlarını getirdik. Bu sürecin devam edeceğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki on yıllarda bu yapı böyle gitmeyecek, bazı sektörlerde bazı ürün pazarlarında, bazı gruplar bazı firmalar; diyelim ki kamu imkanlarını zannederim ki şimdiye kadar olduğu gibi bu kadar rahat kullanmayacak, kullanmaması gerekir.?

-ÇAĞDAŞLAŞMA VE DEMOKRATİKLEŞMENİN GEREĞİ-

Bunun bir toplumsal gelişme çizgisi olduğunu, kendisinin demokratikleşme ve ekonominin verimli olması ile de ilişkilendirdiğini ifade eden Kaldırımcı, şunları kaydetti:

?Çağdaşlaşma sorunu olarak da görebiliriz meseleyi, kamu yönetiminin etkinliği olarak da görebiliriz. Dolayısıyla pekçok açıdan rekabete aykırı yapı ve işleyişin olduğu durumların bertaraf edilmesi sözkonusu önümüzdeki dönemde. Bu ya kendiliğinden olacak ya da müdahil olunarak olacak. Ya kamu otoritesi müdahale edecektir ya siyasi irade müdahale edecektir ya da kamuoyu böyle bir yapı ve işleyişi artık uygun görmeyecektir. Toplumsal tepki olacaktır, sivil toplum güçlenecektir. Hepsi sonuçta rekabetçi bir kültürün, rekabetçi bir yapının işleyişi üzerine ortaya çıkması anlamına gelecektir. Bütün bu gayretler inşallah istediğimiz manada bir yapıya kavuşmamıza imkan verecektir.?

-ENFLASYON İNİŞİNE DİRENEN SEKTÖRLERE İNCELEME-

Kurumun çalışmaları hakkında bilgi verirken, önümüzdeki dönemde şikayetlerden çok resen incelemelere yöneleceklerini açıklayan Kaldırımcı, bu kapsamda, enflasyona direnen bazı sektörler ve pazarların bulunduğunu ifade ederek, Merkez Bankası başta olmak üzere ilgili kuruluşlar ile işbirliğine gitmeye başladıklarını söyledi. TÜİK, DPT gibi kuruluşların da bu diyalog ortamına dahil olduğunu belirten Kaldırımcı, ?Enflasyona direnen, maliyetlerin yüksek olduğu, dolayısıyla fiyatların da beklenenin üzerinde arttığı sektörlere, ürün pazarlarına dönük önümüzdeki dönemde kurumumuz bünyesinde sistematik çalışmalar yapılacaktır? dedi.

-PİRİNÇ İÇİN MESAİ YAPIYORUZ-

Son dönemde önemli fiyat artışları yaşanan pirinç ile genel olarak gıdanın enflasyona etkisinin bu kapsamda ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine Kaldırımcı, şunları söyledi:

?Şüphesiz olan biten her şeyin farkındayız. Ama biz durduk yerde ani çıkışlar, ani inişler için müdahil olmak gibi bir acelecilik içinde olamayız. Biz hukuki zeminde? Çünkü teşebbüslerin ilgili piyasaların rekabetçi bir ortamda güvenilir bir ortamda çalışmaları esastır. Bunların dışına çıkıldığı durumda ve bunun örgütlü olduğunu hissettiğimiz anda, öyle bir riskin varlığı durumunda resen ön araştırma açmak gibi soruşturma açmak gibi bir yetkiye sahibiz. Pirinç dolayısıyla ve diğer gıda dolayısıyla da son zamanlarda kurumumuzda yoğun bir mesai sarfedilmektedir, bunu söyleyebilirim. Ama alan hayli geniştir. Dünyadaki dinamikler, iç piyasa dinamikleri bir araya getirilip hukuki zeminde bize düşen görevin ne olduğunu biz belirlemek zorundayız.?

-ELEKTRİKTE DAĞITIM-ÜRETİM AYRILIĞINA GİDİLECEK-

Yeniden başlayan elektrik dağıtım özelleştirmesi için kurumun görüşü sorulan Nurettin Kaldırımcı, TBMM'de görüşülmekte olan Elektrik Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapan tasarıya, dağıtım ve üretim şirketlerinin hukuken ayrışması için bir hüküm eklenmesini talep ettiklerini açıkladı. 2011 ya da 2012 olarak belirlenecek geçiş dönemi sonunda hukuken ayrışmaya gidilmesini istediklerini kaydeden Kaldırımcı, ?Perakendecilik yapan, dağıtım yapan, üretim yapan, ilgili piyasada elektrik piyasasında faaliyet gösteren firmaların hukuken ayrışmasını, ayrı tüzel kişilikler içinde örgütlenmesini istiyoruz? dedi.

Bu talebin dağıtım yapanın üretim, üretim yapanın dağıtım yapamayacak olması anlamına mı geldiği sorulan Kaldırımcı, ?Ayni hukuki çerçeve içinde yapamayacak. 2012, 2011 artık nasıl kabul edilirse, o tarihten sonra bu faaliyetleri yapacak olanlar -mülkiyet ayrıştırmasından söz etmiyorum- hukuken ayrı tüzel kişilikler şeklinde örgütlenmesi lazım. O tarihten sonra da daha önceki eğer aynı bünye içinde birden fazla piyasa faaliyeti sürdürülüyorsa onların da ayrışması gerekiyor? diye konuştu.

Kanunda değişiklik olmasa dahi, özelleştirme ihalesi sonrasında devralma dosyası geldiğinde, bu şartı koyarak izin verebileceklerini ifade eden Kaldırımcı, buna benzer şartların daha önce ortaya konulduğunu söyledi.

-İTİRAF VE İHBAR EDEN CEZADAN KURTULUR-

Şubat ayında yürürlüğe giren, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da pişmanlık uygulaması getiren ve cezaları artıran düzenlemeye de işaret eden Kaldırımcı, pişman olan bir firmaya ceza vermekten vazgeçerek uygulamaya da geçtiklerini anımsattı. Kaldırımcı, ?Bundan sonraki süreçte, açtığız soruşturmalarda, hatta soruşturma açmadan önce gelip birileri ?Biz yaptık, durum şudur şudur' derse, itiraf ederse, ihbar ederse esas bunlar yararlanacak. Ama soruşturma sürecinde de işbirliği yaparsa, soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi bakımından bunlar cezanın belirlenmesinde etkili olacak. Çıkaracağımız bir yönetmelik bunu öngörüyor. Cezanın miktarını belirlemede bir kısım kriterler olacak? dedi.

-DEVLET YARDIMLARI KONTROL EDİLMELİ-

Devlet yardımlarının denetimi öngören düzenlemenin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmasını değerlendiren Kaldırımcı, devlet yardımlarının kontrol edilmesi, rekabeti olumsuz etkileyecek bir faktöre dönüşmemesi gerektiğini vurguladı. Devlet yardımlarının denetlenmesinin bölgesel ya da sektörel teşviklerin kaldırılması anlamına gelmediğini ifade eden Kaldırımcı, ?Devletin yaptığı yardımlar devam edecektir ama bunun makul sınırlar içinde, dengeli olarak yürütülmesi sözkonusu. Devlet yardımları mevzuatı çıktıktan sonra devlet yardımları mevzuatı ortadan kalkacak, sektörel teşvikler ortadan kalkacak anlamına gelmiyor bu. Ama bunların belki makul sınırlara çekilmesi, rekabet düzenini en azından bazı sektörler aleyhine, bazı firmalar aleyhine bozmaması için tedbir alınması anlamına geliyor? diye konuştu. Devlet yardımlarının kontrolünün taslakta olduğu gibi DPT'ye verilmesi yerine, özerkliği dolayısıyla Rekabet Kurumu'na verilmesinin daha doğru olduğu eleştirilerini değerlendiren Kaldırımcı, AB'nin de tavrının bu yönde olduğunu, ancak görev Rekabet Kurumu'na verilmese de, kontrolü yapacak kurulda Rekabet'in temsilcisinin bulanacağını söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber