Bel fıtığında ameliyatsız tedavi mümkün mü?

Ortopedi uzmanı Ubeydullah Sevgili, toplumda sık rastlanan bel fıtığı rahatsızlığına ilişkin merak edilen soruları yanıtladı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 05 Aralık 2023 15:18, Son Güncelleme : 05 Aralık 2023 15:35
Bel fıtığında ameliyatsız tedavi mümkün mü?

Günlük yaşamda ve iş hayatında bel rahatsızlıkları sıkça rastlanan bir durumdur, Ofis çalışanlarından tutun da bedensel işlerde çalışan, veya sürekli ayakta durmak zorunda kalan meslek guruplarında bel ağrısı şikayetine günlük hayatta çokça rastlıyoruz.

Konu hakkında önemli açıklamalar yapan Ortopedi Uzmanı Ubeydullah Sevgili Bel fıtığı tedavisine ilişkin hastaların merak ettiği soruları ve tedavi yöntemlerini şöyle anlattı...

İşte bel fıtığı rahatsızlığına ilişkin soru ve cevaplar

1.Bel fıtığı toplumda sıkça rastlanan rahatsızlıklardan peki bel fıtığı yal farkı göz etmeksizin herkes de görülebiliyor. Peki bel fıtığında ameliyatsız tedavi mümkün mü?

Cevap: İnsanların yüzde sekseni hayatın bir döneminde bel ağrısı çekiyor. Bu ağrı gelip geçici ağrılar olduğu gibi daha inatçı tekrarlayıcı gittikçe şiddetlenen ağrılar olabilmektedir. Her yaşta olabildiği gibi özellikle çalışan genç kesimde daha çok görülmektedir. Bel ağrısının en sık nedeni bel fıtığıdır. Çalışan kesimlerde olduğunda önemli bir iş kaybına neden olabilmektedir. Bel fıtığını nedeni yanlış yaşam şartları ve zorlamalardır. Bel de iki omur kemiği arasında disk dediğimiz yapı vardır. Bu yapı iki kısımdan oluşmaktadır. Diskin iç yapısını jel yapıda gelen yükü absorbe eden çekirdek kısım oluşturmaktadır.

Çekirdek kısmın etrafını saran gelen yükle karşı koyan çok sağlam yapıda olan annulus fibrosus var. Yüksek sıkıştırmalar ya da tekrarlayıcı küçük sıkıştırmalar bu zarın içten dışa doğru kat kat yırtılıp çekirdeğin buradan fıtıklaşmasına neden olur. Öncelikle bel ağrısı olur hareketle bel ağrıları artar. Bel fıtığı ilerlediğinde bacağa giden sinirlere baskı yapıp bacak ağrısına neden olur. Bel fıtığı hastanın günlük yaşamını, kişisel bakımını, uykusunu, seyahat etmesini ve sosyal yaşamını bozar. Yanlış gelişi güzel merdiven altı yapılan tedaviler fıtığın daha kötüleşmesine neden olur.

Bel şikayetleri olan hastalarda muayene ile hastanın duyu motor kuvvetine bakılır. Özel testlerle hangi sinirlerin etkilendiği test edilir. Hastanın bel grafileri ve emarları değerlendirilir. Hastaya öncelikle ilaç tedavisi ve fizik tedavi önerilir. Fizik tedavi ile hastanın şikayetleri azalmıyor aksine artıyor ise ameliyatsız minimal invaziv işlemler ile fıtıklar tedavi edilebilmektedir. Hasta özel görüntüleme altında ince iğnelerle fıtık bölgesine kadar ulaşır fıtığa doğrudan lazer, radyofrekans ve plasma rf verilmektedir. Fıtığın erimesini sağlayan bu işlemlere ek olarak fıtığı küçülüp yok olmasını sağlayan ilaç karışımları, prp ve kök hücre tedavileri yapılabilir. Bu tedaviler kombine yapıldığında daha iyi sonuçlar vermektedir. Bu işlemlerde herhangi bir kesi olmadan, sadece lokal anestezi ile 15 dakika da uygulanmaktadır. İşlem sonrası hastalar yarım saat dinlendikten sonra yürüyerek taburcu olabilmektedir. Bu işlem sonrası ağrılar hemen kesilmektedir. Hastalar dikkat ettikçe iyileşme günden güne daha iyi olmaktadır. Robotik lazer tedavisi ile bu işlemler kombine edildiğinde başarı oranı artmaktadır. Robotik lazer tedavisi nanometrik 808 ve 905 dalga boyları ile tedavi temassız bir şekilde olmaktadır. Robotik lazer tedavisi yapay zeka yardımıyla farklı dalga boyundaki lazer ışınlarını dokulara zarar vermeden senkronize ve sinerjik etki olarak tedavi etmektedir. 808 dalga boyu sürekli dalgalı bir frekans ile dokudaki ödemi ve iltihaplanmayı giderir. 905 darbel dalga boyu derin dokulara kadar ulaşarak ağrıyı ani bir şekilde keser. Ağrının kesilmesi ile dokudaki kan akımı artar. Vücut hasarlı dokunun iyileşmesi için adım atar. Bundan sonraki süreçte genelde 2-3 hafta sonra bel ve karın kaslarını güçlendirmek ve iyi bir duruş elde etmek için fizik tedavi önerilir.

Toplumsa sıklıkla rastlanan bir diğer sağlık sorunu da Diz kireçlenmeleri. Hastaların gündelik hayatını olumsuz etkileyen diz kireçlenmesi nasıl tedavi edilir ?

Tedavilerin başarı oranı nedir?

Toplumda boyun ve bel ağrılarından sonra en çok diz ağrıları görülmektedir. Diz ağrıların en sık nedeni genç yaşlarda menisküs yırtıkları, bağ zedelenmeleri ve diz kapağı ile ilgili problemlerdir. İleri yaşlarda diz ağrısının nedeni diz kireçlenmesi denilen kıkırdağın bozulmasıdır. Diz ağrısına neden olan problemler zamanında tedavi edilmediğinde diz kireçlenmesine neden olmaktadır. Bazen hiçbir neden olmadan da ailesel bir yatkınlık olduğunda diz kireçlenmesi olabilmektedir. Fazla kilo aşırı kullanım kireçlenmeyi artırır. Kireçlenmenin odak noktası eklem kıkırdağıdır. Eklem kıkırdağı sağlıklı olduğunda pürüzsüz ve kaygan bir yapıya sahiptir. Hasar gördüğünde kaygan yüzeyler bozulmaya başlar. Fazla kullanımda diz kıkırdağı aşınmaya başlar. Tedavi edilmediğinde diz kıkırdağı aşınmaya devam eder. Dizdeki aşınma ilerlediğinde kemik yüzeyler açığa çıkar. Eklem kıkırdağı aşındıkta dizdeki ağrılar ve hareket kısıtlılığı artmaya başlar. Dizdeki kireçlenme derecesi hafif orta ve ağır derecede sınırlandırılır. Öncelikle ilaç tedavisi ve egzersiz önerilir. Şikayetleri geçmeyen hastalarda diz içine yapılan hyaluronik asit, prp ve kök hücre tedavisi yapılabilir. Bu tedaviler eklem kıkırdağın güçlenmesini sağlar. Kireçlenme tedavi edilmediğinde dizdeki kireçlenme artar. Bütün eklem kıkırdağı aşındığında ağır derecede kireçlenme olan hastalarda protez ameliyatı önerilir. Tedavideki amaç hastaya bu aşamaya gelmeden çeşitli tedavilerle eklemin ömrünü uzatmaktır. Yeni nesil hidrojel tedavisi halk arasında sıvı diz protezi olarak bilinmektedir. Hidrojel vücut tarafında bozulamayan eklemde uzun yıllar kalan poliakrilamitten oluşmaktadır. Hidrojel tedavisi diz eklem içine ultrason altında enjekte edilerek yapılmaktadır. Hidrojel eklemin içinin yağlanmasını sağlar jel yapısından dolayı gelen yükleri absorbe eder. Eklemi yüklere karşı koruyucu bir bariyer oluşturur. Eklemi saran zara enjekte olarak kaliteli eklem sıvısı üretmesini sağlar. Diz kireçlenmesi nedenine göre ve derecesine göre uygun tedavi yapıldığında başarı oranı yüksektir. Erken tedavi ile diz eklemindeki kireçlenme derecesi artmadan protez ameliyatından korunmak mümkündür...

Peki son dönemde kök hücre tedavisi de oldukça gündemde

Öncelikle Kök hücre tedavisi nedir? Nerelerde uygulanabilir ?

Kök hücre vücudumuzda bir çok organımızda farklı farklı miktarda bulunan farklı hücrelere dönüşebilen hücrelerdir. Dokuda bir hasar olduğunda hasarlı hücrelerin yerine geçen hasarlı dokunun iyileşmesini sağlayan hücrelerdir. Kök hücrelerin içinde iyileşmeyi hızlandıran büyüme faktörleri bulunmaktadır. Kök hücreler verildiği hasarlı dokuda hasarlı bölgeyi tanıyıp iyileşme yönünde adımlar atar. Verildiği dokuda hasarlı hücrelerin yerine geçerek dokunun sağlıklı haline dönüşür. Bu neden ile vücudumuzun kök hücre yönünde zayıf, iyileşme kabiliyeti zayıf olan hasarlı bölgelere verilerek doğal iyileşme sağlanır. Vücudumuzun kök hücre kaynakları kemik iliği ve yağ dokusudur. Kas iskelet sistemi gibi yıpranmaya dayalı hastalıklarda bu dokulardan elde edilen mezenkimal kök hücreler kullanılmaktadır. Yağ dokusundaki mezenkimal kök hücreler kemik iliğine göre 250-5000 kat daha fazladır. Bu da herhangi laboratuvarda çoğaltma prosedürlerine girmeden doğrudan uygulama imkanı sağlar. Karın yağından işlem sonrası elde edilen mezenkimal kök hücreden zengin ürüne SVF denilmektedir. Günümüzde SVF kullanım alanları diz kireçlenmeleri, omuz problemleri, kalça kireçlenmelerinde uygulanmaktadır. Burada önemli olan eklemin üç boyutlu mimarisi bozulmadan uygulanmasıdır. İleri derece dizinde aşınma olmuş ameliyatlık düzeye gelmiş hastalarda iyi sonuç vermez. Eklemin mekanik yapısı bozulmadan uygulandığında sonuçlar daha yüzgüldürücüdür. Kapalı ameliyat gereken hastalarda, ameliyat esnasında kök hücre uygulanması cerrahi başarısını artırır. Kök hücre her ne kadar başarılı bir tedavi olsa bile uygun hasta seçildiğinde başarı oranı artar.

Kök hücre tedavi işlemi son derece kolay bir işlemdir. Hastalara anestezi gerekmeden lokal anestezi ile karın bölgesi uyuşturulur. İnce bir kanül ile yağlar alınır. Özel kitlerle ayrıştırma işlemi yapılır. Ultrason altında eklem enjekte edilir. İşlem ortalama bir saat sürer. İşlem ağrısız bir işlem olup hastaların ağrısı uygulandığı gibi kesilir. İşlem sonrası hastalar yürüyerek aynı gün taburcu olur. Günlük işlerine zorlayıcı hareketler yapmadan devam edebilirler. İşlem sonrası düzenli egzersiz önerilir.

Son olarak hocam prp tedavisi de son dönemde popüler.

Peki Prp Tedavisi nedir? Nasıl uygulanır? Başarı oranı nedir?

PRP trombositlerden zengin plazma demektir. Kanımızdaki trombositler vücutta bir hasar olduğunda hasarlı dokuları tanıyarak hasarlı dokuya yapışır. Örneğin elimiz kesildiğinde, kesik bölgesinde oluşan pıhtıyı trombositler yapar. Burada hem bir tıkaç oluşturur hemde büyüme faktörleri salgılayarak iyileşmeyi sağlar. PRP halk arasında kök hücre tedavisi olarak bilinmesine rağmen kök hücre değildir. Burada iyileşmeyi sağlayan iyileştirici hücreler denilen trombositler her alır. PRP diz kireçlenmelerinde, omuz yırtıklarında, boyun fıtıklarında, bel fıtıklarında, bel kireçlenmesinde, tenisçi dirseği, topuk dikeni ve sinir sıkışmalarında uygulanabilmektedir. PRP elde etmek son derece kolaydır. Hastadan PRP için tasarlanmış özel bir tüple kan alınır. Santrifüj cihazında PRP kitinin kullanım klavuzuna göre cevrilir. Ortalama 3000 devir, 8 dakika çevirme işleminden sonra ortadaki trombositten zengin plazma kısmı çıkartılır. Genelde bir eklem için 3 cc PRP enjeksiyonu yeterlidir. Ekleme bir enjeksiyon yapıldıktan sonra 3 hafta sonra iyileşme durumuna göre gerekirse birer hafta arayla 2 enjeksiyon daha yapılır. Uygun hasta seçildiğinde PRP tedavi başarı oranı yüksektir. Kapalı diz ve omuz ameliyatları sonrası uygulanması hasta memuniyetini artırır...Şeklinde merak edilen soruları yanıtladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber