Çelik: Öğretmenler Almanya'da 24 saat, bizde 9 saat mecburi çalışıyor

Haber Giriş : 16 Ekim 2004 01:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bakan Çelik: ''Öğretmenler; Almanya'da 24 saat çalışıyor, bizde mecburî çalışma 9 saat. Bu bolluk neden, onlardan daha mı rahatız?''

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda eğitimle ilgili iki eleştiri bulunduğunu ifade ederek, ''Bunlar YÖK'ün yapısı, yüksek öğretim mevzuâtı ve meslek liseleri aleyhindeki durumun düzeltilmesi gerektiğidir'' dedi. Çelik, bu sorunların da ''gerginliklere yol açmadan'', uzlaşma kültürünü devreye sokarak, konuşup anlaşarak çözülmesi gerektiğini belirterek, ''Hükûmetimiz yeri ve günü geldiği zaman bu problemlere de eğilecektir'' diye konuştu.

Millî Eğitim Bakanı Çelik, Türkiye Cumhuriyeti ve AB Komisyonu tarafından yürütülen Temel Eğitime Destek Programı'nın Bingöl'deki uygulamalarını incelemek ve tanıtmak amacıyla AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer ile birlikte Bingöl Fen Lisesi'nde basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Büyükelçi Kretschmer, eğitimin Türkiye'nin en önemli meselelerinden birisi olduğunu ifade ederek, bu konudaki sorunların aşılmasının AB'ye uyum için büyük önem taşıdığını söyledi. Eğitimde kendisinin gözüne çarpan en önemli sıkıntılardan birisinin derslik açığı olduğunu dile getiren Kretschmer, bölgedeki temasları sırasında Şanlıurfa'daki bir derslikte 120 öğrencinin eğitim gördüğünü öğrendiğini kaydederek, bu koşullarda sağlıklı eğitim vermenin mümkün olmadığını anlattı.

Türkiye Cumhuriyeti ile AB Komisyonu tarafından 2002 yılından bu yana yürütülen Temel Eğitime Destek Programı çerçevesinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler veren Kretschmer, proje kapsamında 16 ilde okul, halk eğitim merkezi, öğrenci yurdu, öğretmen lojmanları gibi 200 binanın inşasının öngörüldüğünü belirtti. Projenin temel hedefinin, yatırım ve eğitim çalışmalarıyla birlikte eğitim kalitesini yükseltmek ve eğitime erişimi arttırmak olduğunu dile getiren Kretschmer, özellikle kızların okuma-yazma bilmeyen kadınların ve sokak çocuklarının hedef alındığını anlattı. Kretschmer, proje çerçevesinde destekledikleri ilköğretim müfredat değişikliğine de değinerek, bu konudaki çalışmaları yakından takip ettiklerini söyledi. Çocukların eğitiminin önemini vurgulayan Kretschmer, bunun Türkiye'nin geleceği ve AB üyeliği açısından taşıdığı öneminin altını çizdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Kretschmer'in Alman asıllı olduğuna işaret ederek, ''Almanlar'ın çok güzel bir sözü vardır; 'ya eğit, ya katlan' üçüncü bir seçeneğimiz yok'' dedi. Çelik, Türkiye'nin önemli bir genç nüfus potansiyeline sahip olduğunu ve bu gençlerin eğitiminin ülke için büyük avantaj yaratacağını, aksi takdirde büyük sorunların temelini oluşturacağını söyledi. Türkiye'nin, AB'ye üyelik sürecinde yaşanan sıkıntıların iddia edildiği gibi din ve kültür farkından kaynaklanmadığını dile getiren Çelik, ''AB niye naz yapıyor biliyor musunuz? Bizim buralarda kalabalık aileye kız vermeye çekinilir. 'Çok kalabalık, kızım ezilir' düşüncesiyle'' şeklinde konuştu. AB'ye 1 Mayıs 2004'te üye olan 10 ülkeden Polonya hariç dokuzunun toplam nüfusunun 67 milyon olduğunu, Türkiye'nin nüfusunun ise 70 milyona ulaştığını kaydeden Çelik, nüfus artışının ülke ekonomisine uygun hale gelmesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye'de bu yıl 1 milyon 345 bin öğrencinin ilköğretime başladığına dikkati çeken Çelik, İngiltere'de bu sayının 300 bin ile sınırlı olduğunu kaydetti. Çelik, ''Olağanüstü bir durum olsa ve İngiltere'de burada olduğu kadar öğrenci ilköğretime başlasa onlar şok olur. Bizdeki öğrenci kapasitesi çok fazla'' dedi. Çelik, AB Komisyonu İlerleme Raporu'nda yaşam boyu eğitimin yaygınlaştırılması, mesleki eğitimin desteklenmesi, eğitimin yerelleştirilmesi gibi konulara ağırlık verilmesi gerektiğinin belirtildiğini kaydederek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın reform çalışmalarından, ''takdir ve övgüyle söz edildiğini'' ifade etti.

Raporda eleştirilen iki nokta bulunduğunu dile getiren Çelik, şöyle konuştu: ''Bunlar, YÖK'ün yapısı, yüksek öğretim mevzuatı ve meslek liseleri aleyhindeki durumun düzeltilmesi gerektiğidir. Bu meseleleri de gerginliklere yol açmadan, uzlaşma kültürünü devreye sokarak birbirimizle konuşup anlaşarak çözmek zorundayız. Hükümetimiz yeri ve günü geldiği zaman bu problemlere de eğilecektir. Sosyal taraflar, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerimizle bu meseleleri masaya yatırmak zorundayız.''

Çelik, reformların AB istediği için değil, ''aklın yolu bir olduğu ve halk bunu hak ettiği için yapıldığını'' vurgulayarak, AB'ye üyelik sürecinin bu konuda bir motivasyon sağladığını ifade etti. AB'nin eğitim alanında verdiği desteğe de dikkati çeken Çelik, Türkiye'nin Bologna Deklarasyonu'na 1999 yılında imza attığını ve bu çerçevede Avrupa'da yüksek öğretim standardının tutturulabilmesi için performans değerlendirilmesi, akreditasyon sistemi ve diploma eki gibi konularda üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtti. Çelik, bu konuda muhatabın YÖK olduğunu ve çalışmaların bu kanalla yürütülmesi gerektiğini anlattı. Türkiye'nin 6. Çerçeve Programı'na da üye olduğuna işaret eden Çelik, bu programın 17.5 milyar euro bütçesi olduğunu, Türkiye'nin de 2003 yılında 48 milyon euro yatırdığını ifade ederek, ''Ancak geri dönüşümüz çok düşük. Performans değerlendirme toplantısına katıldım. Üzülerek belirteyim, en kötü durumdaki ülke Türkiye'' dedi. Türkiye'deki üniversitelerden gelen projelerin, ''esastan değil, usulden reddedildiğini kaydederek, Türk yüksek öğretim kurumlarının bu konuda daha çok çaba göstermesini istedi.

Çelik, bazı kurumlarca belirlenen Türkiye'deki öğretmen açığının 6 saat çalışma üzerinden hesaplandığını ve bu yüzden gerçekçi bir tablo ortaya koymadığını ifade ederek, Türkiye'deki öğretmenlerin 9 saat mecburî çalışma süresi olduğunu ve ihtiyaç halinde 30 saate kadar çalışmaları gerektiğini belirtti. Çelik, Almanya'da öğretmenlerin asgari 24-25 saat çalıştıklarını ifade ederek, ''Biz Almanya'dan daha mı rahatız? Bu bolluk nereden?'' diye sordu. Ülkede öğretmen açığı sorunu yaşandığını, ancak bunun doğru verilerle ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Çelik, açığı kapatmak için yürüttükleri çalışmaları anlattı. Çelik, daha sonra Temel Eğitimi Destekleme Projesi'nin uygulandığı illerin milli eğitim müdürlerine birer plaket verdi. Çelik, proje çerçevesinde düzenlenen iletişim kursunu tamamlayan öğretmenlere de sertifikalarını dağıttı.
Netgazete

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber