Kanserli diye böbreğinin alındığı iddiası

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 01 Mayıs 2008 18:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Elazığ'da kanserli olmamasına rağmen iki böbreği alındığı öne sürülen hastanın ameliyatını yapan Prof. Dr. Mustafa Kemal Atikeler, ''Hasta kanser tanısı konulmuş olarak nefroloji kliniğinden bize getirildi'' dedi.

Prof. Dr. Atikeler, Fırat Üniversitesi Hastanesinde Üroloji Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Rahmi Onur ve Doç. Dr. Enver Özdemir ile basın toplantısı düzenledi.

Prof. Dr. Atikeler, 27 yaşındaki Sevcan Yılmaz'ın ameliyatla böbreklerinin alınması ile ilgili bazı gazetelerde çıkan haberlerin, iftira ve karalama kampanyası olduğunu savunarak, yapılan işlemlerde hiçbir yanlışın bulunmadığını öne sürdü.

Hastaneye 8 Ocakta başvurarak nefroloji kliniğinde tedavi altına alınan hastanın, ameliyattan önce 6 kez diyalize girdiğini belirten Prof. Dr. Atikeler, söz konusu hastanın kesinlikle çalışmayan böbreklere sahip olduğunu vurguladı.

Hastanın yattığı günden itibaren kan tahlili sonuçlarının da böbrek yetmezliğini destekleyen veriler içerdiğini, ayrıca ultrasongrafi raporunda ''her iki böbrekte tanımlanan kitlelerden'' bahsedildiğini anlatan Prof. Dr. Atikeler, çekilen MR sonucunda da bu kitlelerin ''böbrek hücre kanseri'' olarak ifade edildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Atikeler, şöyle devam etti:

''Böbreklerden alınan biyopsilerin çok büyük bir doğruluk oranı yok. Dünyada bilinen bir gerçek. Biz ürologlar genellikle hastanın MR raporuna bakarak hastanın böbreklerini alabiliriz. Her hasta için şart değil. Yapılan iğne biyopsisi sonucunda 'böbrek hücreli kanser' raporu yazılmış.

Hasta, kanser tanısı konulmuş olarak nefroloji kliniğinden bize getirildi. Raporlar doğrultusunda nefroloji kliniğindeki arkadaşlarıma hastanın böbreklerinin alınması gerektiğini, ameliyattan önce de 6 kez diyalize girdiğini, hastanın böbreklerinin çalışmadığını, hiçbir faydası olmadığını anlattım.

Raporlara göre her iki böbrekte hemen hemen kanser tanısı konulmuş bir şekilde olduğu için böbreklerin alınarak hiç olmasa hayatının kurtarılması gerektiğini söyledim. 7 Şubatta ameliyat etmişiz. Hastanın böbreklerini almışız. Çıkan parça bu tür ameliyatlarda olduğu gibi patoloji laboratuvarına gönderilmiş.''

Prof. Dr. Atikeler, gazetelerde haberlerin çıkmasının ardından kendi babasının neredeyse kalp krizi geçireceğini belirterek, aklandıktan sonra yayın yapan tüm basın organlarına dava açacağını, hakkında asılsız iddiada bulunduğunu öne sürdüğü aileye de dava açmayı düşündüğünü söyledi.

-BIÇAK PARASI İDDİASI-

Prof. Dr. Atikeler, hastanın babasının ameliyat karşılığında kendisine para verdiği iddialarının hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:

''Bu ameliyat için İstanbul'da, Ankara'da bir profesöre gidin. İki taraflı böbreklerin alınması 10 bin dolardan aşağı varsa gelin bana söyleyin. Yani ben 10 bin dolarlık ameliyatı 100 YTL'ye mi yapmışım? Bu çok ayıp bir şey. Hiçbir şekilde para almadık. Ayrıca fakir ve genç bir kızın böbreklerinde böyle bir sorun olması nedeniyle ücretli odaya yatırıp para alınmaması talimatı verdim.''

Prof. Dr. Atikeler, gazetecilerin ''Klinik içerisinde bir iç çekişme mi var?'' sorusunu, ''Olay nereden çıktı biz de şaşırdık. Ama hastanın son raporunu gören birisi veya olayı bilen birisi hasta sahibini muhtemelen doldurmuş. (Siz bundan para alırsınız. Bakın yanlış ameliyat etmişler, kanser yokmuş) diye doldurulmuş. Bu işin arkasında komplo yapan birilerinin olduğunu biliyorum. Bana göre mesleki hayattan kaynaklanan bir karalama kampanyası, bir pay kavgası, bir komplo var'' şeklinde yanıtladı.

Prof. Dr. Atikeler, neden ameliyat öncesi biyopsinin hastane yerine dışarıda bir laboratuvarda alındığına yönelik soruya ise ''Tahminime göre bizim hastanemizde eğitim de verildiği için 5-10 günde biyopsi sonuçlanıyor. MR'da kanser çıktığı için 'sonuçlar hızlı alınsın' diye belki hasta sahibine dışarıda yaptırılması tavsiye edilmiştir. Benim edindiğim tahmin bu yönde'' diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber