Tazminatlar Alemdaroğluna ödettirilecek
İstanbul Üniversitesi eski rektörün uygulamaları nedeniyle 147 milyar lira tazminat ödeyecek. Şu an rektörlük koltuğunda oturan Prof. Centel, bu paranın Prof. Alemdaroğlu'ndan alınacağı söylüyor.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yargı kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle görevden alınan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun koltuğunda, 23 Eylül'den bu yana vekil rektör olarak eski Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut Centel oturuyor. Göreve atanmasının ardından ilk olarak yargı kararlarını uygulamaya koymaya başladığını anlatan Centel, Alemdaroğlu dönemini anlattı.
* Alemdaroğlu dönemi keyfi uygulamalar nedeniyle çok eleştirilmişti. O dönemi
Hukuk Fakültesi Dekanı ve Senato üyesi olarak yaşadınız.
Bunların konuşulması bile yüzümü kızartıyor. O dönemde yanlış bir takım uygulamalar
oldu. Bunları dile getirip geçmişin dedikodusunu yapmak istiyor değilim. Ama
bunlar yapıldığı için İstanbul Üniversitesi bir yere gelememiştir. Artık atanmalarda
keyfilik olmayacak. Falanca kişinin yönetime yakınlığı değil, akademik kriterlere
uygunluğu aranacak.
GÖREVİM BİRLİĞİ SAĞLAMAK
* Hukukçu kimliğinizi rektörlük için avantaj olarak mı görüyorsunuz?
Bu bir avantajdır. Ben buraya yargı kararlarını uygulamak üzere getirilmiş ve
görevlendirilmiş bir vekil rektörüm. Öğretim üyelerim, öğrencilerim ve memurlarım
kendilerini güvencede hissetmeliler.
* Alemdaroğlu döneminde senato üyesiydiniz, birçok kararda muhalefet şerhiniz
bulunduğunu biliyoruz ama yine de o yönetim içindeydiniz. Kararlar nasıl alınıyordu?
Bu nedenle hep eleştiriyorlar ama hangi kararların altında imzam olduğuna bakmak
gerek. Birçok kararda muhalefet şerhim var.
* Geçmişteki senatoyu 'kendilerini hukukun üstünde görüyorlardı' diye nitelendiriyorsunuz
ama istifalarını kabul etmediniz ve aynı senato ile çalışıyorsunuz...
Bunları onlara sorun, bana sormayın. 42 istifa dilekçesi verildi, üçü eski dönemin
eski rektör yardımcılarına aitti, onlar zaten otomatikman düştü. Geriye kalan
39 kişi içerisinde ikisi danışmandı. Onların rektörle birlikte danışmanlıkları
sona erdi. Geriye kalan 37 kişi nin istifa dilekçelerini işleme koymadım. İki
günlük ikna turu içerisinde hepsinin istifalarını geri aldırttım. 17 fakültenin
dekanı ve enstitü müdürlerini değiştirebilirdim. Ama benim niyetim İstanbul
Üniversitesi'nde barış, huzur, ve beraberlik ruhu içerisinde kamu hizmetlerini
aksatılmadan yürütülmesini sağlamak.
* Senato, başındaki kişiye göre mi hareket ediyor? Hukuku dikkate alan biri
gelince hukuka uygun, aksi durumda hukuk dışı mı davranıyor?
"Evet başındaki kişi önemlidir. Biz o Senato'da üniversite yönetim kurulu
kararlarının hangi demokratik ortamlar içerisinde alındığını çok iyi biliriz.
Parmaklara bile bakılmadan 'oy birliği ile kabul edilmiştir' diye geçen birçok
karar var.
* Bu durum biraz garip değil mi?
Neyse ki artık hukukun işlediğini gördük. Geçmiş yönetimden gelen yanlış bir
anlayış var. Ben onları iknaya çalışıyorum. 'Geçmişte aldığımız kararlara toz
kondurmayız', 'Bunları değiştirtmeyiz' anlayışı var. Bu mantık yanlış. Yanlıştan
dönmek erdemdir. Benim de geçmişte bilgisizliğimden, cehaletimden yanlış uygulamalarım
olmuştur. Bunlardan vazgeçebilirim, vazgeçmeliyim zaten. Vazgeçmiyorsam erdemsizliktir.
Senato ve üniversite yönetim kurulu üyelerinin hiçbiri değişmedi aynı kadro.
Bana 'Bunlar senin altını oyuyorlar' diyorlar. Ama ben hukuk kuralları içinde
kaldığım sürece kimse bir şey söyleyemez.
GERİ DÖNECEK Mİ?
* Keyfi uygulamalar nedeniyle öğretim üyeleri ve öğrencilerin açtıkları davalar
sonuçlanmaya başladı. Şu anda İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü 'keyfi uygulamalar'
nedeniyle 147 milyar lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Bu tazminatları kim
ödeyecek?
Bu uygulamalar ve yaklaşım çok yanlıştı. Yargıtay'ın içtihatı birleştirme kararı
var. Buna ajana rücu diyoruz. Yani bir idari işlemi yaparsınız, bu idari işlemin
sonucunda bazı kişiler mağdur olur. Bunlar maddi ve manevi tazminat davası açarlar.
Bu tazminat davalarını idare öder. Ama ödemiş olduğu paraları ajanına rücu eder,
yani işlemi kimler gerçekleştirmişse, onlara döner ve onlardan alır.
* Kararların altında senato üyelerinin de imzaları var. Bu tazminatı senato
üyeleri mi yoksa Alemdaroğlu mu ödeyecek?
Bunun senato ile ilgisi yok. İcra organı doğrudan doğruya rektördür.
* Fonların faize konulması, vakıfların gelirlerindeki harcamalardaki usulsüzlükler
gibi eski dönemle ilgili iddialar inceleniyor mu?
Şu anda onlar idari soruşturma içinde.
* Alemdaroğlu tekrar Rektörlük görevine yargı yoluyla döneceğini söylüyor.
Hak arama özgürlüğü var, yargı yoluna başvurabilir. Ama kişisel görüşüm; yargı
yolu kapalıdır. Cumhurbaşkanlığı tasarruflarına karşı ortada herhangi bir yargı
yolu yoktur.
TÜRBANA SERBESTLİK YOK
* Alemdaroğlu'nun 7 yıllık rektörlük görevi süresince baskıları gerekçe göstererek,
40'a yakın öğretim üyesi üniversiteden istifa etti. Kırgın gidenlere çağrınız
olacak mı?
Bu yüzden üniversitenin akademik yapısı harap oldu, bazı yerlerde ise yok edildi.
Son 7 yılda birçok insan burayı terk etti. Rahmetli Bülent Tanör vardı ki, nasıl
zorlanarak koparıldığını hepimiz biliyoruz. Gidenlerin dönmesi için çağrı yapıyorum.
Herkes elini taşın altına koysun, üniversitesine sahip çıksın.
* 'Kapılar herkes için açık' dediğinizde 'türban' için de serbestlik olacağı
şeklinde yorumlanmıştı. Bu konuda değişiklik söz konusu mu?
Kapının açık olması türbana açık anlamında değil. Çizgimiz belli. Atatürk ilke
ve devrimlerinin ışığında, laik demokratik hukuk devleti temelinde kapılarımız
açıktır. Türban ile ilgili Anayasa, AİHM kararları var. Bu kararlar varken bir
şey söylememiz boşuna konuşmaktır.
sabah