Türkiye'de de hekimlere ötanazi talepleri geliyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Haziran 2008 12:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

"Kimse ölüme ve güneşe direkt bakamaz" diyen düşünür François de la Rochefaucould'a inat, yüzü hep yaşama dönük insanoğlunun, tedavisi olmayan hastalıklar nedeniyle çektiği ıstırabı dindirmek için istediği 'ötanazi' (kolay ölüm), yasal düzenlemenin bulunmadığı Türkiye'de de artık telaffuz edilmeye başladı.

Kanserli yakınının yaygın mide kanseri olduğu dönemde çektiği acıları görerek, ötanazi gerçeğini daha yakından tanımak için uygulamanın yasal olduğu Belçika'da araştırmalar yapan, kaynak bulabilirse Hollanda'ya da gitmeyi planlayan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Erdem Özkara, AA muhabirine, ölüm ve ötanazinin insanı çok zorlayan, sarsan kavramlar olduğunu söyledi.

2004'te Türkiye'nin 7 bölgesinden yarısı uzman, yarısı pratisyen 949 hekimle yaptıkları bir çalışmaya göre, hekimlerin yüzde 19'unun ötanazi talebiyle karşılaştıklarını belirttiklerini aktaran Özkara, "Yani çalışmaya katılan her 5 hekimden birisi bu taleple karşılaşmış. Bu oran göğüs hekimlerinde yüzde 23, onkologlarda yüzde 34'ü buluyor. Bu tablodan da ötanazi kavramının, durumu ağır hastalarca dile getirildiği anlaşılmaktadır. Zaten ötanaziyi uygulayan ülkelerde de yüzde 86'ya varan oranda tedavi edilemeyen kanser hastalarının bunu istediği bildirilmektedir. Bizim çalışmalarımızda hekimlerimizin yaklaşık yüzde 40'ı ötanaziye karşı olmadığını, daha büyük çoğunluk ise karşı olduklarını bildirmiştir. Karşı çıkma gerekçelerinin başında bunun istismar edileceği kaygısı, etik gerekçeler ve yasal düzenleme olmaması gelmektedir" dedi.

Özkara, Türkiye için bu tartışmaların henüz erken olduğunu ifade ederek, koşulların, yasaların, etik değerlerin ve konuya olumlu - olumsuz bakan bütün ülkelerin araştırılması, sürecin ülke koşullarına ve değerlerine uygun düzenleme için acele edilmeden işlemesi gerektiğini vurguladı.

Özkara, yaşamın içinde ölümün de olduğu gerçeğini kabul etmenin önemine işaret ederek, bu korkuyu hafifletmek için hayatın verimli, tatmin edici bir biçimde yaşanmasının telkin edildiğini belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber