Yargıtay'da bekleyen dosya sayısı 1,5 milyona ulaştı, vatandaş adaletin gecikmesinden dertli

Haber Giriş : 07 Haziran 2008 21:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara Ticaret Odası (ATO), yargı sisteminin içine düştüğü durumu anlatan raporu ile yargıda iş yükünün 10 yılda yüzde 110 arttığını; 20 bin kişiye bir hakim, hakim başına 852 dosya düştüğünü ve Yargıtay'da bekleyen dosya sayısının 1,5 milyona ulaştığını belirledi.

ATO'nun Adalet Bakanlığı ve Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, 11 ceza dairesi ile 21 hukuk dairesinin bulunduğu Yargıtay'da, 2006 yılında iş yükü 1997 yılına göre, ceza genel kurulu ve dairelerinde yüzde 109,5, hukuk genel kurulu ve hukuk dairelerinde yüzde 47,3 arttı.

Yargıtay ceza dairelerinde bir dosyanın görülme süresi 1997 yılında 28 gün iken, bu süre 2006 yılında 345 güne yükseldi. Aynı şekilde hukuk dairelerinde 56 gün olan bir dosyanın görülme süresi 115 güne çıktı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na 2006 yılında gelen 411 bin 121 işten yüzde 41,9'u ancak yıl içinde tamamlanabilirken, geri kalanı 2007 yılına sarktı.

-1,5 MİLYON DOSYA BEKLİYOR-

2007 yılında Yargıtay'ın 182 bin 450'si ceza dairelerine, 344 bin 391'i hukuk dairelerine olmak üzere toplam 526 bin 841 dava dosyası geldi. Ceza dairelerinde 129 bin 141 dosya, hukuk dairelerinde de 325 bin 143 dosya karara bağlandı.

İş yoğunluğu nedeniyle hukuk dairelerine gelen 95 bin 936 dosya ile ceza dairelerine gelen 194 bin 266 dosya daha kapağı açılamadan 2008 yılına sarktı. Yargıtay'ın tarihinde ilk defa görülmeyi bekleyen dosya sayısı 1 milyon 500 bine yaklaştı.

Rapora göre, hizmet binası hizmet vermeye yetmeyen Yargıtay'da dosyalar depolardan taşarken, görev yapan hakimler de oturup çalışacak oda ve masa bulamadığı için nöbetleşe çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum da davaların uzamasına yol açıyor.

Yasalarda öngörülen sürelerde tamamlanamayan davalar da zamaşımına uğruyor. 2006 yılında, Yargıtay'a ulaşan dava dosyalarından biri Yargıtay hukuk dairesinde, 7 bin 615 dosya da ceza dairelerinde yargılama süresini geçirdi.

Avrupa'da bir hakim yılda yaklaşık 200 dosyaya bakarken, Türkiye'de yapılan adli reformlara rağmen hakimlerin iş yükü azalmadı. 1997 yılında hakim başına düşen dosya sayısı 581 iken, 2006 yılında bu rakam 852'ye ulaştı.

-20 BİN KİŞİYE BİR HAKİM-

Türkiye, Almanya, Polonya, İtalya ve Fransa'dan sonra sayıca en fazla hakime sahip ülke durumunda ancak, hizmet ettiği nüfusa oranlandığında hakim sayısının yetersizliği ortaya çıkıyor. Hırvatistan'da 20 bin kişiye 6 hakim düşerken, Almanya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'nde 5, Polonya ve Avusturya'da 4 hakim düşüyor. Türkiye'de ise 20 bin kişiye ancak 1 hakim hizmet verebiliyor.

Bir diğer yüksek mahkeme olan Danıştay'da da iş yükü her geçen gün artıyor. 1997 yılında Danıştay Dava Daireleri ile İdari Dairelerde bulunan dosya sayısı 120 bin 860 iken, 2006 yılında bu sayı yüzde 40.6 artarak 169 bin 924'e ulaştı. Bu dosyalardan 73 bin 123'ü karara bağlanırken, 94 bin 629'u 2007 yılına devredildi.

ATO Başkanı Sinan Aygün, ?Bir yanda haklıyla haksızı ayırt edecek hakim ve savcılarımız iş yükü altında eziliyor, öte yanda vatandaş dava süresinin uzunluğundan, adaletin geç geldiğinden dert yanıyor.? dedi.

Adaletin, toplumsal düzenin ve bu düzeni sağlamak için kurulmuş olan devletin temeli olduğunu hatırlatan Aygün, iş yükünün fazlalığı, yargı personelinin ve yargıya ayrılan bütçenin azlığının sıkıntıların temel nedenini oluşturduğunu kaydetti. Aygün şunları söyledi:

?Sadece vatandaşlar değil, hukuk mesleğini icra eden tüm adalet personeli de kötü işleyen adalet ve yargı sisteminden şikayetçi. Hızlı ve doğru karar alabilen bir adalet sistemi toplum huzurunun teminatıdır. Adaleti ?adalet'e muhtaç etmemek, adalet terazisini dengede tutmak için, teknik, fiziki ve insan unsuruyla birlikte adli sistemi, nitelik ve nicelik açısından dünya standartlarına çıkartmak gerekiyor.? .

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber