Mumcu ve Kışlalı suikastinde de aynı bomba kullanılmış

Güngören'de meydana gelen patlamada kullanılan bomba türünün RDX olduğu belirlendi. Etkili bir madde olan RDX "gizli servis bombası" olarak biliniyor.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve 1993 yılında suikasta kurban giden gazeteci Uğur Mumcu, 2007'de Ankara Ulus Anafartalar Çarşısı ve 3 Ocak 2008 tariinde Diyarbakır Final Dersanesi'ne saldırı olayında da RDX kullanılmıştı. Anafartalar Çarşısı ve Diyarbakır saldırısı, PKK'nın elinde de DDX türü patlayıcı bulunduğu gerçeğini ortaya çıkartmıştı.

Dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu'na gönderilen bir belgede bu patlayıcı türünün gizli servisler tarafından kullanıldığına dikkat çekiliyor. Savcı Ülkü Coşkun imzalı belgede bu patlayıcılarla yapılan eylemlerin profesyonel nitelikte olduğu ve faillerinin genellikle bulunamadığına vurgu yapılıyor. TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu Raporu'nda RDX ile ilgili şu bilgilere yer veriliyor:

"RDX plastik patlayıcı ile yapılan eylemlerin profesyonel eylemler olduğu ve gizli servis faaliyetleri kapsamında bulunabileceği savcılığımızca müşahede edilmesi sebebi ile bu kapsamda araştırma ve soruşturmalar yapılıp savcılığımıza bildirilmesi' içerikli yazı ile Milli İstihbarat Müsteşarlığından bu konuda yardım istemesi bu tür olayların profesyonel ve faillerinin yakalanması güç olan olaylar olduğunu göstermektedir. RDX-A veya RDX-C4 patlayıcısı ile Türkiye'de meydana gelen tüm eylemlerin failleri yakalanamamış ve yargılanamamıştır."

YETKİLİLER PKK'NIN ÜZERİNDE DURUYOR

İstanbul Valisi Muammer Güler, Güngören'deki patlamanın meydana geldiği yerdeki MOBESE kameralarının görüntüleri ile diğer iş yerlerindeki özel kameraların hepsinin "didik didik elden geçirildiğini" belirterek, "Faillerini en kısa sürede yakalayacağımızı umuyoruz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı karşılamak için Atatürk Hava Limanına giden Muammer Güler, gazetecilerin Güngören'deki patlamalara ilişkin sorularını yanıtladı. Güler, şu anda olayda 11'i erkek, 6'si kadın olmak üzere 17 kişinin yaşamını yitirdiğini ve bunlardan 5'inin de çocuk olduğunu belirtti. Hastanelerdeki yaralı sayısının giderek azaldığını ve 50 civarına indiğini belirten Güler, 6 kişinin hayati tehlikesinin bulunduğunu söyledi.

Güler, olayla ilgili teknik anlamda, olay yeri incelemesi anlamında tüm bulguların tespit edildiğini ve çalışmaların sürdüğünü belirtti. Bir gazetecinin, "eylemin terör örgütü PKK tarafından mı yapıldığına" ilişkin sorusu üzerine Güler, "Bölücü örgüt bağlantısı tabii ki görülüyor. Onun üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk fırsatta bir sonuç alacağımızı umuyoruz" dedi.

'İHBAR YOK'

"Saldırı ihbarı var mıydı?" sorusuna da "Hayır" yanıtını veren Vali Güler, genel olarak bölücü terör örgütlerinin bu tür eylemlere her zaman tevessül ettiklerinin bilindiğini, benzeri eylemlerin Türkiye'nin değişik yerlerinde de yapıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:"Ama tabii buradaki olayın peş peşe olması ve ilk defa kadın, çocuk, sivil, yaşlı demeden insanlara direkt yönelmiş olması caniyane kitlesel bir eylem maalesef. Acımasızca, haince, alçakça yapılmış bir saldırı. Bunu tabii ayrıca değerlendiriyoruz. Failleri en kısa sürede yakalayacağımızı umuyoruz. Şu anda MOBESE görüntüleri ve diğer iş yerlerinin özel kameralarının hepsi didik didik elden geçiriliyor."