İşte rüşvetin en yaygın olduğu alanlar

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 12 Ağustos 2008 12:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Denetim ve Danışmanlık firmalarından Ernst

& Young'ın "10. Global Usulsüzlük Araştırması: Rüşvet ve Yolsuzluk

Uygulamaları Raporu"na göre, katılımcıların yüzde 68'i Türkiye'de rüşvet

ve yolsuzluğa karşı yaptırımların uygulamada yeterince güçlü olmadığına

inanıyor.

Ernst & Young, 10. Global Usulsüzlük Araştırması: Rüşvet ve Yolsuzluk

Uygulamaları Raporu"nu yayınladı.

Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Asya, Uzak Doğu ve

Okyanusya'dan 33 ülkeden, toplam bin 186 üst düzey yöneticinin katılımı

ile gerçekleşen araştırmada, rüşvete karşı duyarlılığın arttığı

belirtilirken, bunun bir yansıması olarak, başta Birleşmiş Milletler

olmak üzere önemli uluslararası organizasyonların rüşvet karşıtı

anlaşmalara imza attığına dikkat çekildi.

Araştırmada, artık dünyada rüşvet karşıtı geniş bir kamuoyu bulunduğu

sonucu ortaya çıkarken, bu konuda zan altında bulunan kişilerin ağır

itibar kaybına uğradığı, pazardan dışlanmalarının, rüşvet olgusunun

büyümesinde önemli bir toplumsal yaptırım niteliği taşıdığı kaydedildi.

Araştırmaya katılan yöneticiler, Türkiye'de de yolsuzluk ve rüşvet

karşıtı yasaların güçlendiğini belirtirken, yöneticiler, Türkiye'de

yaptırımlar ve kamuoyu baskısının, dünyadaki genel tavır ve

uygulamalarla kıyaslandığında, diğer ülkelerin gerisinde olduğunu

düşünüyor.

Katılımcıların yüzde 68'i Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluğa karşı

yaptırımların uygulamada yeterince güçlü olmadığına inanırken, Orta ve

Doğu Avrupa'da bu oran yüzde 59'a, dünya genelinde ise yüzde 26'ya

düşüyor.

Bu sonuca göre, Türkiye'deki üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası,

rüşvet konusundaki yasal yaptırımların yeterince uygulanmadığına ve bu

yasa dışı eylemin önlenmesi ve tespitinde geri kalındığına işaret

ediyor. Buna karşın, önceki dönemlerle karşılaştırıldığında, son 5 yılda

rüşvet önleyici yasal yaptırımların daha güçlü olduğu belirtiliyor.

Araştırmaya göre, rüşvet ve yolsuzluk en çok şirket itibarına zarar

veriyor. Aynı zamanda yatırımcılar ile gözetim ve düzenleme kuruluşları

nezdinde de şirket hakkında olumsuz ön yargı oluşabiliyor.

-NEDEN RÜŞVET VERİLİYOR?-

Araştırmada, son iki yılda, şirketlerin yüzde 24'ünün rüşvet ve

yolsuzluk vakaları ile karşılaştığı belirtilirken, şirketlerin yüzde

23'ü bir işi kazanmak veya elde tutmak amacıyla kendilerinden rüşvet

istendiğini, yüzde 18'i ise karşı tarafın rüşvet vermesinden dolayı

hedeflediği işi kaybettiğini ifade etti.

Genel olarak şirketlerin yüzde 40'ı, rüşvetin sektörlerinde var olduğunu

belirtirken, yüzde 33'ü yolsuzluğun arttığına inanıyor.

Katılımcılar, rüşvetin en aza indirilmesi ve yolsuzlukların tespiti için

en uygun yöntem olarak yasal mevzuat odaklı iç denetimi görürken, eğitim

düzeyi ve usulsüzlük farkındalığının ise bu olguyu azaltmada önemli bir

unsur olduğunun altını çiziyor.

Rüşvet ve yolsuzluğu saptama ve önlemede iç denetimin, dünya genelinde

yüzde 72 oranında başarı sağladığına işaret edilen araştırmada,

Türkiye'deki bu oranın yüzde 52 olduğu bildirildi. Buna karşın,

Türkiye'deki yöneticilerin yüzde 52'si, denetleyicilerin rüşvet,

yolsuzluk, risk ve göstergeler konusunda yeterli bilgi sahibi

olduklarına inanıyor.

Madencilik, elektrik su ve doğal gaz dağıtımı ve sigorta sektörleri

yöneticileri kendi alanlarında yolsuzlukların yaygın olduğuna dikkat

çekerken, araştırmaya göre, madencilik sektöründe yöneticilerin yüzde

47'si, elektrik, su ve doğal gaz dağıtım sektöründe yüzde 43'ü, sigorta

sektöründe ise yüzde 41'i sektörlerinde rüşvetin yaygınlığına inanıyor.

Ernst & Young Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve

Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir, konuya

ilişkin yaptığı değerlendirmede, son aylarda iş dünyasındaki usulsüzlük

uygulamalarının dünya gündemini yeniden meşgul ettiğini belirterek, bu

alandaki duyarlılığın artmasıyla, şirketlerin geçmişe kıyasla daha hızlı

itibar kaybına uğradığına, para ve hapis cezaların da sayısal olarak

arttığına dikkat çekti.

Çilingir, yabancı yatırımcılar nezdinde önemli bir konumu olan

Türkiye'de, bu tip yasaların, yasaların yaptırım ve uygulama güçlerinin

ve kamuoyundaki farkındalığının göz önünde bulundurulması gerektiğini

vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber