Akman'ın yalanları

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 21 Eylül 2008 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mansur Çelik

Almanya'daki Deniz Feneri davasında yargıcın skandalın 'başsorumlulardan biri' olarak işaret ettiği RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın, hakkındaki suçlamalarla ilgili yaptığı açıklamalar ile belgeler arasında ciddi çelişkiler var

Almanya'da "yüzyılın dolandırıcılığı" olarak nitelenen Deniz Feneri e.V. davasında, yargıcın "Türkiye'deki başsorumlular" arasında adını saydığı RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın açıklamaları ortaya çıkan belgelerle teker teker yalanlandı.

Almanya'dan çıkan mahkûmiyet kararının ardından, dolandırıcılığın Türkiye ayağına yönelik tartışmalar artarken, gözler Akman'a çevrildi. Bu süreçte Akman'ın yaptığı açıklamalarla ortaya çıkan belge ve bulgular arasındaki ciddi çelişkiler de su yüzüne çıktı.

'Fahri üyeyim' demişti

Son olarak Almanya'da kurulan kooperatif yolsuzluğundan hakkında soruşturma açıldığı ortaya çıkan Akman, 1300 kişiden ve devletten alınan paylarla birlikte toplam 8.5 milyon euro'nun dolandırıldığı saptanan OFWG e.G. kooperatifinin "fahri üyesi" olduğunu açıkladı.

CHP'liler de Akman'ın adının, RTÜK üyesi ve başkanlığı döneminde kooperatif yazışmalarında "yönetim kurulu üyesi" olarak geçtiğini resmi belgelerle ortaya koydu. Ardından Frankfurt Bölge Mahkemesi Basın Sözcüsü Savcı Doris Möller Scheu, Akman'ın kooperatif yolsuzluğuyla ilgili soruşturmada sanık olduğunu, dolandırıcılık ve hileli iflasla suçlandığını açıkladı.

'Ticari faaliyetim yok'

3 Eylül'de düzenlediği basın toplantısında, 3.5 yıldır hiçbir ticari faaliyette bulunmadığını belirten Akman, Deniz Feneri e. V. davasında adının geçmesiyle ilgili olarak da şunları söyledi:

?Alman makamlarınca, Türk makamlarına hakkımda iletilmiş bir talep yoktur. İddiaları destekleyen en ufak bir delil olsaydı, en azından şahsım hakkında bir soruşturma açılmış olması ya da iddianamenin sanıkları arasında ismimin geçmesi gerekirdi. Fakat bunların hiçbiri olmadığı halde sırf itirafçı sanığın iddialarına dayanarak bu iftiraları ekranlara ve manşetlere taşımak etik değildir.?

Bunun yanında diğer bir iddia da ticari faaliyetlere devam ettiğimdir. 3.5 yıldır ne yurtiçinde ne de yurtdışında hiçbir ticari faaliyetim yoktur. Bu hususlar resmi kayıtlar ile sabittir."

Bu açıklamaya rağmen Akman'ın RTÜK üyesi olmasından sonra da Deniz Feneri e.V. ile yakın ilişki içinde bulunan 4 ayrı Alman şirketinde (Weiss Handels-und Investment GmbH, Euro 7 Fernesh Marketing, Atlas Media Marketing ve European Consulting Marketing) yöneticilik yaptığı ortaya çıktı. Ayrıca Akman'ın, 11 Eylül'de Habertürk televizyonuna yaptığı açıklamada kesin bir ifadeyle, ?Almanya'daki Deniz Feneri e.V davasının iddianamesinde benim ismim geçmiyor? demesine karşın, adının iddianamede tam 34 kez geçtiği belirlenmişti.

Yeni ortaklıklar çıktı

Bu sıcak tartışmaların üzerinden 2 hafta geçmeden, bu kez Akman'ın Hayat Yapı Ticaret ve Yatırım Limited Şirketi'nde ortak olduğu anlaşıldı. Alman yargısının Türkiye'deki başsorumlulardan biri saydığı Kanal 7'nin Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile kardeşi Turgut Akman ve Hamide Ceylan'ın da (eski RP Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan'ın eşi) şirketin diğer ortakları olduğu, önceki gün Hürriyet gazetesi tarafından ortaya konuldu.

Armada'da 5 yıldır hissedar

Beş yıl önce şirketteki kardeşi Turgut Akman'ın hisselerini devralan Akman'ın bu ortaklığının devam ettiği, Türkiye Ticaret Sicili gazetesinin 8 Şubat 2008 tarihli nüshasında yayımlandığı saptandı.

Son olarak Akman'ın RTÜK Başkanlığı görevini sürdürmesine rağmen Ankara'nın en ünlü alışveriş merkezi olan ve uzmanların 300-350 milyon dolar değer biçtiği Armada'nın ortakları arasında yer aldığı da saptandı.

Hürriyet'in dün verdiği haberde, Akman'ın Armada'da yüzde 3'lük hissesi bulunduğu belirtildi. Bütün bu bilgilere rağmen CHP'li RTÜK üyelerinin Akman'ın görevinden çekilmiş sayılacağına ilişkin başvurusu RTÜK'ün AKP'li üyelerinin oylarıyla reddedildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber