Öğretim elemanları torpil ve menfaat gruplarıyla ilişkiyi gerekli buluyor

Haber Giriş : 15 Kasım 2004 15:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

69 üniversitede yapılan kapsamlı araştırma, öğretim elemanlarının profili ve görüşleri açısından ilginç bulgular ortaya koydu.

Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Çağatay Özdemir başkanlığındaki bir ekibin 01.10.2003 ile 15.10.2004 tarihleri arasında gerçekleştirdiği araştırmaya 11'i vakıf 69 üniversiteden toplam 3 bin 392 öğretim elemanı katıldı.

Araştırmaya göre, öğretim elemanlarının sosyal ve kültürel durumlarına ilişkin bazı bulgular şöyle:
''-Babaları çoğunlukla (yüzde 33) ilkokul mezunu. Bunu, sırasıyla, lise ve lisans mezunları (yüzde 17), lisansüstü eğitim alanlar izliyor (yüzde 8).
Annelerinin büyük çoğunluğu da (yüzde 34) ilkokul mezunu. Lise mezunlarının oranı yüzde 15, yüksek öğrenim görenlerin oranı yüzde 10, lisans üstü eğitime devam edenlerin oranı yüzde 2.
-Büyük çoğunluğu kendi aile yapılarına benzer olarak iki ve tek çocuklu: yüzde 52.
-Sosyolojik açıdan kendilerini büyük oranda orta sınıfa dahil ediyorlar: yüzde 72. Yüzde 24'ü üst, yüzde 3'ü ise alt sınıfa ait olarak algılıyor.
-En çok gıda (yüzde 39), eğitim (yüzde 20) ve kiraya (yüzde 18) harcama yapıyorlar.
-En çok sinemaya gitmeyi seviyorlar: yüzde 72. En az ise (yüzde 1) opera/bale izliyorlar.
-Yüzde 16'sı, ayda, akademik kitapların dışında kitap okumuyor. Ayda ortalama bir-iki kitap okuyanların oranı ise yüzde 72. Okuyanlar genellikle roman (yüzde 31) ve güncel (yüzde 16) kitapları tercih ediyor.
-Beşte ikisinin (yüzde 40) yabancı dil sorunu var.
-Ücret düşüklüğünü (yüzde 48), çalışma koşullarının olumsuzluğunu (yüzde 20) ve yükselme zorluklarını (yüzde 20) yaşadıkları en önemli sorunlar olarak görüyor.
-Çoğunluğu öğretim elemanı olmaktan memnun: yüzde 67. Yüzde 4 öğretim elemanı olmaktan memnun değil.
-Yüzde 49'u, Türkiye için en uygun üniversite sisteminin 'tam özerk üniversite' olduğuna inanıyor. Mevcut yapıyı savunanların oranı ise sadece yüzde 5.

DURUMA VE GELECEĞE BAKIŞ
Araştırma, bu tür sosyal ve kültürel profile sahip öğretim elemanlarının duruma ve geleceğe bakışı ile ilgili de ilginç bulguları ortaya çıkardı:

Bazı bulgular şöyle:
''-Yüzde 71'i çocukları varsa ya da olduğunda onun geleceği ile ilgili olarak ciddi düzeyde endişeye sahip.
-Yüzde 37'i çocuklarının gelecekteki eğitimi konusunda da endişe yaşıyor. Bu endişeyi sırasıyla işsizlik (yüzde 29), ahlak (yüzde 15), sosyal güvenlik (yüzde 13) ve ayrımcılık (yüzde 4) izliyor.
-En çok güvendikleri kurum: Ordu. Orduya güven yüzde 45. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne güven yüzde 17, hukuk sistemine güven yüzde 15, Avrupa Birliği'ne güven yüzde 6, hükümete güven yüzde 4.
-'Türkiye'de bir kişi ekonomik ve sosyal seviyesini artırabilmek için neler yapmalıdır' sorusuna cevapları: Yüzde 28'i 'siyasi ve bürokratik açıdan güçlü yakınlarının olmasını', yüzde 27'si 'çalışkan ve girişimci olmayı' gerekli görüyor. Yüzde 22'si ise 'menfaat gruplarıyla ilişkiyi' gerekli buluyor. 'İyi bir üniversite eğitimi almayı' gerekli görenlerin oranı ise sadece yüzde 11.
-'Türkiye'nin gelecekte karşılaşabileceği en önemli sorun nedir?' sorusunun yanıtları: Ulusal kimliğin zayıflaması (yüzde 34), kökten dinci akımların güçlenmesi (yüzde 22), yıkıcı akımların kuvvetlenmesi (yüzde 12), bağımsızlığın kısıtlanması (yüzde 11), yerli yatırımcıların güç kaybetmesi (yüzde 6), tarım kesiminin zayıflaması ve dinsel değerlerin zayıflaması (yüzde 3).

Milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber