Muayene olan SUT'a tabi hasta, ilaç almasa bile katkı payı ödeyecek
Hastanede muayene olan vatandaşlardan 1 Ekim'den itibaren alınmaya başlanan 'muayene katılım payı' karışıklığa yol açtı. Reçeteye yazılan ilacını cebinden ödediğinde katkı payından kurtulacağını sananlar, bu paranın borç olarak hesaplarına işlendiğinden habersiz.
Hastalardan 1 Ekim'den itibaren alınmaya başlanan 3-10 YTL'lik 'muayene katılım payı' kafaları karıştırdı. Bu parayı tahsille görevlendirilen eczacılar, 'Muayene ücretini tahsil etmek bizim işimiz değil' diyerek uygulamaya itiraz ediyor. Hastaneye gidip muayene ücretini ödeyen hastalar da kendilerinden ikinci kez para alınmasına tepki gösteriyor. Bazı vatandaşlar ise katılım payı ödememenin yolunu bulduğunu sanıyor. İlacın bedeli katılım payından daha düşükse 'İlaç 2 YTL, muayene parası 10 YTL' diyerek karneyle ilaç almak yerine cebinden ödeme yapıyor. Ancak bu şekilde katkı parayından kurtulmuş olmuyor. Borç provizyon sistemine işlendiğinden tekrar hastane ve eczaneye gittiğinde bu kez ödenmeyen katkı payları da karşısına çıkıyor. Üstelik sisteme girmeden aldığı ilaçların parasını da boş yere cebinden ödemiş oluyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) Sağlık Uygulama Tebliği'ne göre devlet hastanelerine gidenler 3, eğitim ve araştırma 4, üniversite hastaneleri 6, özel hastane ve tıp merkezlerine gidenler ise 10 YTL 'muayene katılım payı' ödemek zorunda. Sağlık ocağı ya da aile hekimine muayene olan hastalardan ise bu para alınmıyor. Katkı payları eczanelerce tahsil ediliyor ve SGK'nın hesaplarına yatırılıyor. Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, katılım payının reçete ile ilgisi olmadığını, ancak bunu vatandaşa anlatamadıklarından yakınıyor. Uygulamanın yanlış anlaşıldığına dikkat çeken Çolak, şunları söylüyor: "Eczacılar da ilaç alınmadığı takdirde katkı payının hastadan alınmadığını zannediyordu. Reçeteye yazılan ilacın normal fiyatı, katkı payının altında ise hastaya ilacını cebinden ödemesini öneriyordu. Ancak hasta reçetesine yazılan ilacı alsa da almasa da katkı payı hesabına yazılıyor. Bunu eninde sonunda ödemek zorunda." Çolak, katkı payının hastanelerden daha kolay ve sorunsuz bir şekilde tahsil edileceğini de ifade ediyor. Özel bir hastaneye çocuğunu muayene ettiren Erhan Yılmaz, 9 YTL tutarındaki ilacını katkı payının altında olması sebebiyle cebinden ödediğini belirterek, şunları anlatıyor: "Eczacıyı dinleyip hem 10 YTL hem de ilacın yüzde 20'sini ödememek için ilacı paramla aldım. Reçetemi işleme sokturmadım. Ancak sonradan araştırdığımda katkı payının reçete ile ilgisinin olmadığını anladım. Bunu bir daha eczaneye geldiğimde tahsil edeceklermiş."
SGK Başkanı Fatih Acar ise katılım payı sayesinde özel, üniversite ve devlet hastanelerindeki yığılmaların önleneceğine dikkat çekerek, uygulamayı savunuyor. Eğitim araştırma ve üniversite hastanelerine gerçekten ihtiyacı olanların gitmesini, onun dışındakilerin sağlık ocağı ve aile hekiminde tedavi edilmesini istediklerini vurguluyor.
Kasımdan itibaren hastaneye sevksiz gitmeyin
Aile hekimliğinin uygulandığı illerde kasım ayından itibaren hastalar sevk almadan hastaneye gidemeyecek. Hasta önce aile hekimi ya da sağlık ocağına müracaat edecek. Tedavi burada mümkün olmuyorsa, ikinci basamak sağlık kuruluşlarına (özel ve devlet hastanelerine) sevk edilecek. Kademeli olarak 23 ilde devreye girmesi beklenen sevk zincirine önce Gümüşhane, Isparta, Denizli ve Bayburt dahil edilecek. 1 Ocak 2009'dan itibaren ise Adana, Adıyaman, Amasya, Bartın, Bolu, Çorum, Düzce, Edirne, Elazığ, Eskişehir, Gümüşhane, İzmir, Karabük, Karaman, Manisa, Osmaniye, Samsun, Kırıkkale ve Sinop'taki vatandaşlar aile hekimi ve sağlık ocağına uğramadan hastanelere gidemeyecek. Sistem 2010 yılında tüm Türkiye'de hayata geçirilecek.
Duran Savaş, Hasan Bozkurt, Sakarya, Ankara