TTB: Eğitici seçimindeki keyfiyet ve kadrolaşa sağlığa darbe vuracak

Haber Giriş : 24 Ekim 2008 13:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Tabipleri Birliği(TTB) Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, şef ve şef yardımcılığı atamalarının kadrolaşma faaliyeti olarak eğerlendirilebileceğini söyleyerek, ?Bakanlık sürekli eğitici alıyor. Ancak bunu hangi kriterlere göre belirliyor. Bu bir kadrolaşma faaliyetidir.? dedi.

-TTB Merkez Konseyi Üyesi İskender Sayek ise, Türkiye'de tıp eğitimi veren fakültelerin sayısının 2008?2009 ders yılında 49'dan 66'ya yükseldiğini söyledi. Sayek, ?Alınan öğrenci sayıları ise 4980'den 6492'ye yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı'nca hedefin yılda 13 bin öğrenci olduğu ifade edilmektedir. Bu ise şimdiki alt yapı ile mümkün değildir? dedi.

- Türk Tabipleri Birliği(TTB) Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, şef ve şef yardımcılığı atamalarının kadrolaşma faaliyeti olarak değerlendirilebileceğini kaydederek, ?Bakanlık sürekli eğitici alıyor. Ancak bunu hangi kriterlere göre belirliyor. Bu bir kadrolaşma faaliyetidir. Çünkü keyfiyete göre yapılıyor? dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın yeni ilan ettiği şef ve şef yardımcılığı atamalarına ilişkin Türk Tabipler Birliği Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan TTB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, tıp fakültesi açmanın belli prosedürleri, kriterleri olduğunu söyleyerek, ?Ancak tıp fakülteleri kolaylıkla açılıyor. Türkiye'nin mevcut insan gücü birikimi ile Türkiye'nin sağlık gücü ihtiyacı göz önünde bulundurulmalı? diye konuştu.

Bakanlığın geçtiğimiz hafta yeni şef ve şef yardımcılığı kadrolarını açıkladığını hatırlatan Bilaloğlu şunları söyledi:

?Bakanlık sürekli eğitici kadrosu açıyor. Peki hangi ölçütler göz önünde bulundurularak eğitici alınıyor? Bakanlığın?nasıl eğitici alıyor?una baktığımız zaman sürekli ilan verip hangi ölçütlere dayanarak değerlendirdikleri belli olmayan jüri ve jüri karalarıyla eğitici alındığını görüyoruz. Bu ise eğitimi daha da kötüleştirecek, eğitim kalitesini düşürecektir. Bunu bir kadrolaşma faaliyeti olarak görebiliriz; çünkü keyfi yapılıyor bu nitelikli eğitimi ve sağlık hizmet sunumunu sıkıntıya sokacak bir gelişmedir. Bu AKP tarafından uygulanan bir faaliyet olarak yürüyor. Davalar açıyor, kazanıyoruz; ancak ne yazık ki dava sonuçları uygulanmıyor.?

-SAYEK: ?13 BİN ÖĞRENCİ İÇİN ALT YAPI YETERSİZ?-

TTB Merkez Konseyi Üyesi İskender Sayek ise, tıp eğitiminin dünyanın hemen her yerinde en uzun, en pahalı eğitimlerin başında geldiğini belirterek, şöyle dedi:

?Tıp eğitimi bant usulü, seri üretim yapılabilecek bir alan değildir. İnsanı tedavi edecek insanların yetiştirilmesi özen gerektiren, zaman alan, bire bir teması, deneyim paylaşımını, usta-çırak ilişkisini gerektiren gerçekten meşakkatli ve özverili bir iştir?

Tıp fakültesi kontenjanlarının sorumsuzca arttırıldığını savunan Sayek ?Tıp eğitiminin niteliğinin düşmesi hastaların erişeceği sağlık hizmetinin de niteliliğinin azalmasına neden olacaktır? diye konuştu. Sayek şunları söyledi:

?Türkiye'de tıp eğitimi veren fakültelerin sayısı 2008?2009 ders yılında 49'dan 66'ya yükselmiştir. Böylece bir milyon nüfus başına düşen tıp fakültesi sayısı hem dünya genelinden hem de Avrupa, Kuzey Amerika kıta ortalamalarından bile yüksek duruma gelmiştir. Alınan öğrenci sayıları ise 4980'den 6492'ye yükselmiştir. Hedefin yılda 13 bin öğrenci olduğu ifade edilmektedir. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın bu hedeflediği rakam, gerekli alt yapı göz önüne alındığında imkansız gözükmektedir. Öğrenci sayısının arttırılması tıp fakültelerinde eğitim alt yapısını ciddi biçimde zorlamaktadır. Öğrenci sayısındaki artış; laboratuar, derslik, hasta yatağı gibi tıp eğitiminin olmazsa olmaz diğer bileşenleri açısından ciddi yetersizliklere yol açmakta, eğitimin niteliğini düşürmektedir. Özellikle güncel, öğrenci merkezli, toplum tabanlı tıp eğitimi modellerinin uygulanmasında güçlükler ortaya çıkmaktadır. Tıp fakültesi öğrenci kontenjanlarındaki artış ne yazık ki hekim gereksinimini karşılamayı değil, hekim işsizliği oluşturarak hekim emeğinin ucuzlatılmasını hedeflemektedir."

-AKSU: ?SAĞLIKTAKİ SORUN SOSYO EKONOMİK DURUMLA İLGİLİ?-

TTB 2. Başkanı Feride Aksu ise, kontenjanlardaki büyük artışın ülke gereksinimlerinden kaynaklanmadığını savundu. Aksu, TTB'nin Ekim 2008'de yayınladığı Sağlık Emek Gücü raporuna göre Türkiye'de 109 bin 446 hekime gereksinim olduğunu ifade ederek, ?TÜİK 114 bin, OECD 107 bin, YÖK ve Sağlık Bakanlığı ise 103 bin hekim olduğunu bildirmektedirler. En düşük sayı olan 103 bin geçerli olsa bile ülkemizin gereksinimi bir yılda verilecek mezunlarla tamamlanacaktır? dedi.

Aksu, öğrenci sayısının arttırılması değil aksine azaltılması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

?Sağlık sistemindeki sorun hekim sayısının yetersizliğinden değil; Türkiye'deki sosyo-ekonomik durumla ilgilidir. İnsan sağlığıyla ilgili olan bir mesleğin özlük hakları da zayıflatılmaktadır. Bu ise çok ciddi bir durum. Bu çerçevede akademik personelin özlük hakları da fakültelerde yürütülen hizmetin, araştırmanın ve eğitimin önemli bir bileşenidir. Tıp fakültelerinde çalışan araştırma görevlisinden öğretim üyesine tüm akademik personelin özlük haklarındaki yetersizlikler ise gerek tıp eğitiminin gerekse uzmanlık eğitiminin niteliğini olumsuz etkilemekte, tıp fakültelerinden asistan işgücünün ayrılmasına, dolayısıyla kan kaybına yol açmaktadır. Bu bağlamda Mezuniyet sonrası uzmanlık eğitimi alanında Sağlık Bakanlığı'nın eğitim hastanelerine eğitici seçiminde ?tercih? ettiği kuralsız, keyfi yaklaşım da toplum sağlığını tehdit eden bir diğer başlıktır

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber