Kılıçdaroğlu saunaya gitti mi?

Haber Giriş : 28 Kasım 2008 19:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dişli ve Deniz Feneri dosyalarıyla Türkiye'yi sarsan Kılıçdaroğlu hakkındaki iddialara yanıt verdi

Turgay Güler'in ÜLKE TV'de hazırlayıp sunduğu Sıra Dışı programında, araştırmacı yazar Talip Doğan Karlıbel, CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Kılıç'ın Almanya'da iki uyuşturucu kaçakçısı PKK'lı ile genelev olarak çalışan bir saunaya gittiğine ilişkin iddiada bulunmuş ve bu iddiasını destekleyen belgeler olduğunu söylemişti.

Bu haber üzerine Türktime'a konuşan Kılıçdaroğlu iddiaları yalanladı. İşte Kılıçdaroğlu'nun o çarpıcı açıklamaları?

Sayın Kılıçdaroğlu, hakkınızda çok ağır bir iddia var. İki PKK'lıyla genelev türü bir saunaya gittiğiniz iddia ediliyor. Bu olayın gerçeği nedir?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben Almanya'ya tam dört kez gittim. Ve sadece bir mekanda resmi Alman makamlarıyla muhatap oldum. Gümrükten girerken gümrük polisine pasaportumu verdim. Almanya'dan çıkarken de gümrük kontrolü yapıldı. Hepsi o kadar. Onun dışında ne bir polis, ne bir Alman yetkilisi ile muhatap oldum ne de karşılaştım. Benim bulunduğum bütün ortamlarda mutlaka gazeteciler oldu. Hayatım boyunca bırakın Almanya'yı Türkiye'de dahi saunaya gitmiş adam değilim.

Bu haber nereden çıktı o zaman?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Bu haberler Kanal 7'nin ve Ülke TV'nin sahibi Mehmet Karaman'ı Türkiye'deki asıl fail olarak gösterdiğim, onun Sermaye Piyasası Kurulu'ndaki dosyasının hasıraltı edildiğini ortaya çıkardığım için yapılıyor. Ben bütün bunları anlatıyorum. Ve ben ne zaman bunları anlatsam onlar da yeniden aynı plağı koyuyorlar.

Bu haberler sizin bunları anlatmanızı ne yönde etkileyecek?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben anlatmakta kararlıyım. Ben doğruyum, haklıyım çünkü. Bir dosyanın mutlaka yargının önüne çıkması lazım. Ve çıkartacağım ben o dosyayı. Rüşvet, yolsuzluk kimsenin yanına kar kalmamalı.

Bunlar sizin vazgeçmeniz için bir gözdağı mı o zaman?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Elbette gözdağı. Bakın ben ilk duruşmaya gittim geldim baktım ki bir haber: Alman hakim beni mahkeme salonundan kovmuş. Bütün gazeteciler orada, nasıl oluyor da bunu sadece Türkiye'deki adam görüyor? Böyle bir anlayış olabilir mi? Sonra tam bir tesadüf eseri Mehmet Gürhan'ın avukatı sordu bu soruyu hakime ?Sizi Türkiye'den gelen siyasiler ziyaret etti mi?? diye. Adam ?böyle bir şey yok? dedi. Para verseniz böyle bir soruyu sorduramazsınız. O da Kanal 7 izlediği için ?ben bu soruyu sorayım, alman hakim yalan söylemez, böylece durum ortaya çıkar.? diye düşünmüş. Kendi avukatı bizi aklama imkanı verdi. Ben bir parlamenterim. 27 yıl kamuda çalıştım. Nasıl davranılacağını, nereye gidileceğini gayet iyi bilirim. Bakın bize dosya vermek istediler. Adres verdiler. Hayır dedik. Biz bu adrese gidemeyiz. Bizim kaldığımız otele gelip verirseniz biz o dosyayı kabul edebiliriz. Biz bunları bilmez miyiz?

Haberi duyunca tepkiniz ne oldu?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Haberleri Kanal 7 veriyor, Ülke TV veriyor. Ben onları hiç dikkate almıyorum. Umurumda bile değil.

Yani böyle bir belge yok mu diyorsunuz yoksa Kanal 7 ya da Ülke TV'de çıktığı için ciddiye alınacak bir şey değil mi diyorsunuz?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Öyle bir belge falan yok. Varsa ortaya çıkartsınlar, bana göndersinler. Ben şimdi onları mahkemeye vereceğim. Hem tazminat davası açacağım, hem düzeltme metni göndereceğim. İlk haberlerle ilgili düzeltme metni mahkemeden çıktı. Onu göndereceğiz. Bununla ilgili de gidecek. Varsa bir belge ben de bir göreyim. Beni görmeyen bir polis benimle ilgili nasıl bir belge düzenlemiş. Olacak şey değil. Bu iddiayı ortaya atan kişi dolandırıcılıktan ve sahte belge düzenlemekten Paşakapı cezaevinde yatmış bir kişidir. Görüşsem görüştüm derim. Öyle bir şey olsa var derim. Kaldı ki Alman polisi öyle bir tutanak düzenlemez. Lamba yanmıyorsa cezasını yazar bitirir. Yok araçta kim vardı, kim nerede oturuyordu, böyle bir tutanak olmaz. Alman hukukunda yok böyle bir şey.

Sizin söz konusu programa katılacağını ama daha sonra telefonlarınızı kapatıp katılmaktan da vazgeçtiğiniz söylendi ve ?madem suçsuz neden programa çıkmıyor? dendi. Programa neden katılıp bunları söylemediniz?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Ben kendilerine telefon açtım. Siz yanlış yapıyorsunuz, doğru değil dedim. Bana dediler ki biz bu programı yapacağız siz tekrar gelin katılın. Benim o programa katılmam Ülke TV'nin reytingini artırmak, ekmeğine yağ sürmek olurdu. Neden o işe gireyim? Mahkemeye veririm, gerçeği ortaya çıkartırım.

Başka bir televizyon kanalı olsaydı katılır mıydınız?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Tabii ki. Başka bir televizyon kanalında hiç itirazsız evet der çıkardım. Ben Ülke TV'nin, Kanal 7'nin yayınına neden çıkayım? Çıkacağım, beni bir sahtekarla yan yana getirecekler. Ben onunla neden konuşayım? Adamın her tarafı yalan üzerine kurulu. Oraya aklı başında birisi çıkar, oturur bunu tartışırız. Ülke TV'yi izlemiş İstanbul'dan birisi telefon etti bana. ?Ben Paşakapı cezaevinde bu adamla, Doğan Karlıbel'le, beraber yattım. Dolandırıcılıktan, sahte belge düzenlemekten yatıyordu. Israrla Ülke TV'yi aradım, bunu söyleyecektim, hiçbir zaman telefon düşmedi? diyor.

Siz bu iddialar gözdağı diyorsunuz. Ülke TV ile Karlıbel arasında bir bağlantısı ne? Ülke TV nereden bulup Karlıbel'e bunları söyletiyor o zaman?

KEMAL KILIÇDAROĞLU: Bakıyorlar, kim yalan söyleyebilir. Gözünü kırpmadan iftira atabilir? Demek ki parayla yapıyor bu işleri. Parayı veriyorlar, gel sen bunu yap diyorlar. Bu ülkede her tür insan bulmak mümkün.

ERSİN TOKGÖZ / TURKTIME

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber