'Ben'ler, kanser riski taşıyor

Kimisi doğuştan, kimisi de sonradan oluşan 'Ben'lerin vücuttaki sayısı ve çapı kanser riski açısından önem taşıyor. Vücuttaki benlerin sayısının ve çapının kanser riski açısından önemine dikkat çeken uzmanlar, "Benlerin çapı büyüyüp, sayısı arttıkça, kanserleşme riski de yükselir" uyarısında bulunuyor.

Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Mustafa Ahsen, vücuttaki her kahverengi kabarıklığın 'ben' olmadığını, derinin rengini veren melanin maddesini yapan hücrelerden oluşanların 'ben' olarak adlandırıldığını söyledi. Benlerin nasıl oluştuğunun bilinmediğinin altını çizen Ahsen, "Benlerin bir kısmı doğumsal olabiliyor. Sonradan ortaya çıkanlar da özellikle genetik yapıya ek olarak ultraviyolenin, yani güneşin etkisi çok büyük oluyor. Vücuttaki tüm benler tehlikeli değil ve tehlikeli olanlarını iyi bir gözlemcinin fark etmemesi de mümkün değil. Sürekli tahrişe uğrayan bölgelerdeki benlere özellikle dikkat etmek gerekiyor. Bunlar kemer ve sütyen hizasına rast gelen, ayak tabanı ile avuç içinde bulunan benlerdir. Benler kozmetik nedenlerle, giysi ve takılarla sürekli tahriş oluyorlarsa, malin melanoma dönüşme ihtimalleri varsa cerrahi olarak çıkarılırlar. Tedavi için ilk olarak ne tür bir benin söz konusu olduğu tespit edilmeli. Bazı deri lezyonları ilaçla tedavi edilirken, benlerin çoğu ancak kesilerek çıkarılıyor" dedi.

Vücudunda çapı iki milimetreden büyük olan ben sayısı 50'den fazla, veya çapı beş milimetreden büyük olan ben sayısı üçten fazla olan kişilerde, kanser riskinin arttığını söyleyen Ahsen, "Bu kişilerin, benlerini düzenli aralıklarla kontrol ettirmeleri gerekiyor. Benlerin çapının büyümesi, asimetri ve kenar düzensizliği ve renk değişikliği olması kanserleşme riski açısından önemli özellikler. Vücudunda şüpheli görülen benleri bulunan kişilerin, doktora başvurup bu benleri aldırmaları ve patolojik inceleme yaptırmalarında yarar var. Benlerin kanser riski taşıdığı unutulmamalı" diye konuştu.