Ergenekon davasına yarın devam edilecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Aralık 2008 21:44, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İstanbul - Ergenekon davasının bir sonraki duruşması yarın yapılacak.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugün yapılan 32'nci duruşması sona erdi.

Mahkeme Heyeti, bir sonraki duruşmanın yarın saat 09.30'da yapılmasını kararlaştırdı.

Sami Hoştan'ın çapraz sorgusu tamamlandı

İstanbul - Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Sami Hoştan'ın çapraz sorgusu ve avukatlarının savunmaları tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorguya alınan Hoştan, sorgu başlamadan önce avukatlarına dönerek, "Limitsiz soracaklar, karışmayın" dedi.

Daha sonra Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Hoştan'a, telefon görüşmelerinde, Veli Küçük ile yüz yüze görüşmekten bahsettiğini, ancak ifadesinde pek sık görüşmediklerini söylediğini anımsatarak, bu duruma açıklık getirmesini istedi.

Hoştan da telefonda, Küçük ile yüz yüze görüşmek konusunda konuşmaları olduğunu, ancak bunun gerçekleşmediğini anlattı.

Pekgüzel'in, bir telefon görüşmesinde "Veli Paşa bize söyledi, rahmetliye söyledi" sözlerinin geçtiğini ifade ederek, buradaki "rahmetli"nin kim olduğunu sorması üzerine Hoştan, "Bilmiyorum, unuttum" dedi.

Hoştan, Pekgüzel'in, telefon görüşmelerinde genellikle "rahmetli" diye Abdullah Çatlı'dan bahsettiğini söylemesi üzerine, "Onu siz öyle diyorsunuz. Ben demiyorum" diye tepki gösterdi.

Pekgüzel'in, Sedat Peker'le bir konuşmasında, "Sen kendine ait değilsin" derken ne ifade etmek istediğini sorduğu Hoştan, "Dışarıdayken ben de öyleydim. Gelip sizden hep bir şeyler isteyen olur. Siz kendinize ait değilsinizdir. Bunu ifade etmek istemişimdir. Ben burada rahatladım" diye konuştu.

Hoştan, Susurluk olayını nasıl öğrendiğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:

"Onu anlatayım da rahatlasın başkanım. Ercan Ersoy, Sedat Bucak'ın korumasıydı. Ayrıca benim bir arkadaşım var Aliço, onun da arkadaşıydı. Kaza olduğu zaman Aliço beni arayıp, 'hepsi ölmüş' dedi. Ben bir süre sonra Bucak'ın diğer koruması Gani Kızılkaya'yı aradım. O da hastaneye gittiklerini anlattı. Bucak'ın ve kazada ölen Hüseyin Kocadağ'ın, Veli Küçük'ün arkadaşları olduğunu biliyordum. Kaza jandarma bölgesinde diye, bir yardımı olur diye Veli Küçük'ü aradım."

Hoştan, olay yerine gittiğinde, "Drej Ali" olarak bilinen Ali Yasak ile karşılaştığını belirtti.

Hoştan'a, bir telefon görüşmesinde bir kişinin korkak olduğundan bahsederek, "Biz her gün polislik iş yapıyoruz" dediğini hatırlatan Savcı Pekgüzel, "Her gün polislik ne yapıyorsunuz?" diye sordu.

Hoştan da "Kumar oynuyoruz, basıyorlar, alıp götürüyorlar, 125 YTL ödüyoruz, serbest kalıyoruz" yanıtını verdi.

Eymür'ün ifadeleri hatırlatılarak, Abdullah Çatlı'nın cenazesini Nevşehir'e götürüp götürmediği de sorulan Hoştan, "Arkadaşımı morgdan aldım. Nevşehir'e götürüp toprağa verdim. Hatta 4 gün de orada kaldım" dedi.

"Türkiye'deki mafya gruplarını bir araya getirdiği ve bunlara ağabeylik yaptığı" yönünde iddialar bulunduğu anımsatılarak, Burhanettin Saral ile Sedat Şahin arasındaki sorunda ara buluculuk yapıp yapmadığı sorulan Hoştan, "bunu milletvekillerinin de yaptığını" belirterek, cezaevine konulan bu kişilere yardımcı olmaya çalıştığını söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber