Ergenekon'da Perinçek'in savunması yarın devam edecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Ocak 2009 18:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

"Ergenekon" davasına yarın devam edilecek

İstanbul - "Ergenekon" davasının görülmesine yarın devam edilecek.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleskesi'ndeki salonda görülen 41'i tutuklu 86 sanıklı davanın bugünkü duruşması tamamlandı.

Yarın saat 09.30'da devam edilmesi kararlaştırılan duruşmada, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in savunmasına devam etmesi bekleniyor.

İŞTE PERİNÇEK'İN GÜN İÇİNDE YAPTIĞI SAVUNMALAR;


Perinçek: Telefon görüşmelerini kabul ediyorum

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, ''nerede vatan savunması varsa oradan Ergenekon sanıklarının çıktığını'' savunarak, ''Nerede vatan savunması var, orada Ergenekon savcıları kağıdı kalemi ellerine alıp suç çıkartıyorlar'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğlenden sonraki bölümünde savunmasına devam eden İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, ''gladyo'' ile önemli mücadelelerinden birinin de AB'nin Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'a ilişkin olduğunu söyledi.

''Fogg'un İngiliz istihbarat servislerinin en üst düzeyinde yer aldığını'' öne süren Perinçek, bu kişiye ait elektronik posta görüşmelerinin önce Bülent Ecevit, sonra Devlet Bahçeli ardından Muhsin Yazıcıoğlu'na, son olarak da İP'e geldiğini iddia etti.

Perinçek, ''Fogg'un Türkiye'de casusluk ve yıkıcı faaliyetlerde bulunduğunu tespit ettikleri'' iddiasında bulunarak, yaptıkları çalışmalarla bu kişinin görev süresinin bitmesine 1.5 yıl kala Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.

Karen Fogg'un bazı basın mensuplarıyla bir meyhanede bir araya geldiğini, ''Kör Agop'' çetesi olarak bilinen bu basın mensuplarının Fogg'un istekleri doğrultusunda haber yaptığını öne süren Perinçek, aynı kişilerin şimdi de ''Ergenekon'' konusunda yazılar yazdıklarını iddia etti.

Perinçek şöyle konuştu:

''Birisi çıkıyor 'Kıbrıs'ta 10 kişiyi öldürdüm' diyor herkes ayağa kalkıyor. Birisi çıkıyor, 6-7 Eylül olaylarını gündeme getiriyor. 6-7 Eylül olayları yargılanmıştır. 3 kişi de idam edilmiştir. 27 Mayıs devrimi bu olayları yargılamıştır. Yassıada yargılamalarında bunlar gündeme gelmiştir. O olaylarda gladyo Türkiye'de ilk defa yargılanmıştır. İngilizler Kıbrıs'ta Türklerin ve Rumların birbirine düşmesini istiyorlardı. Fatin Rüştü Zorlu, Adnan Menderes'in de o olaylarda parmağı vardı.''

-''ADD GLADYONUN PARÇASI DEĞİL BAŞ HEDEFİ''-

Atatürkçü Düşünce Derneğinin (ADD) ''gladyonun'' bir parçası değil baş hedeflerinden olduğunu söyleyen Perinçek, ADD'de görev alan Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürüldüklerini dile getirdi.

Perinçek, ''Derneğin son başkanı Şener Eruygur da ölmekten daha kötü duruma getirilmiştir. ABD'nin hedef aldığı ADD, Ergenekon'un bir parçası, hatta son başkanı da örgütün lideri olarak gösteriliyor'' dedi.

Kuvayı Milliye Derneği ve benzeri kuruluşlar hakkında daha önceden yazdığı yazıyı okuyan Perinçek, bu kuruluşları ''iktidar amaçlı olmadıkları için'' eleştirdiğini kaydetti.

Vatansever Kuvvetler Güçbirliği'nin Mersin mitinginde yaşananlara da değinen Perinçek, ''Bayrağı yere attıran da arkasından Kürt düşmanlığı yaptıran da ABD'dir'' diye konuştu.

''Dayan Denktaş, Uyan Türkiye Yürüyüşü''ne ilişkin görüntülerin duruşma salonunda izlenmesinin ardından Perinçek, görüntülerde yer alan Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, iddianamede eylem tarihindeki hiyerarşi sırası değiştirilerek en başa yazıldığını öne sürdü.

Bu toplantının ''darbe toplantısı'' olarak yansıtıldığını söyleyen Perinçek, iddianamede, toplantıya gelememiş olmasının kendisini gizlemek amacını taşıdığı görüşüne yer verildiğini söyledi. Perinçek, ''Ben tüm varlığımla oradayım. Partim orada'' dedi.

-''KIVRIKOĞLU'NUN PARİS'TE YERE YAPIŞTIRILAN FOTOĞRAFI''-

İddianamede, İP'in bütün faaliyetlerinin iddianamede belirtilen terör örgütünün faaliyetleriymiş gibi gösterildiğini söyleyen Perinçek, İP tarafından gerçekleştirilen çeşitli etkinliklere ilişkin görüntüleri izlettirdi.

Bu faaliyetlerden biri olan Paris Metrosu'nda dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun yere yapıştırılan fotoğrafının üzerinin boyayla kapatılması olduğunu belirten Perinçek, şunları söyledi:

''Paris'ta 'Ezilen Dünya Liderleri' diye harita üzerine bazı fotoğraflar yapıştırmışlar. Türkiye'den de Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun fotoğrafı var. Gelen geçen üzerine basıyor. Birkaç gün Türkiye'nin girişimde bulunmasını bekledikten sonra Avrupa'daki teşkilatımıza emir verdik. Gittiler boyayla o fotoğrafı kapattılar. Tekrar koydular. Bunun üzerine ben de polisin dinlediğini biliyorum. Arkadaşları aradım 'gerekirse altına bombayı koyun havaya uçurun' dedim. Ertesi gün Paris polisi kaldırdı.

Kıvrıkoğlu'nun resmini yere koyanlar ile iddianameyi yapanlar aynıdır. Kıvrıkoğlu'nun adını şemaya da koyanlardır. Öyle sanıyorum Kıvrıkoğlu'nun adı şemanın en başındadır.''

-''İP'İN DARBE HAZIRLIĞI YAPTIĞI İDDİASI''-

Duruşma salonunda izlenen Avrasya Toplantılarına ilişkin görüntülerde emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ve emekli Orgeneral Şener Eruygur'un konuşmalarının yer alması üzerine Perinçek, ''Nerede vatan savunması var, oradan Ergenekon sanıkları çıkıyor. Nerede vatan savunması var, orada Ergenekon savcıları kağıdı kalemi ellerini alıp suç çıkartıyorlar''dedi.

Perinçek, ''Dava dosyasında yer alan telefon görüşmelerinin hepsini kabul ediyorum. Hepsi doğru. Bu konuşmalar aynı zamanda savunma delilleri'' diye konuştu.

''İP'in TSK içinde faaliyet yürüttüğünün, darbe hazırlığında olduğunun'' iddia edildiğini de belirten Perinçek, ''Böyle bir faaliyet yürütmeyi sadakatsizlik ve hıyanet olarak görüyorum'' ifadesini kullandı.

Perinçek, böyle bir faaliyete, devletin de İP içinde örgütlenmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.

Karargah evleri konusundaki belgenin nerede bulunduğuna ilişkin ayrıntılı açıklamayı sanıklardan Nusret Senem'in yapacağını belirten Perinçek, bu konunun 1 ay içinde çözüleceğini ve İP'in bir ilgisinin olmadığının ortaya çıkacağını ifade etti.

Perinçek, ''Ben 1 ay sonra da 3 ay sonra da 3 yıl sonra da buradayım. Utanacağım bir şeyi söylemem'' dedi.

-''BUGÜN YAŞANANLAR DA BİR DARBEDİR''-

Genelkurmay Başkanlığının ''karargah evleri'' ve buna ilişkin haberler nedeniyle yaptığı basın açıklamalarını okuyan Perinçek, bu açıklamalarda ''Ergenekon'' adının kullanılmadığına dikkati çekti.

Parti içindeki gizli konuşmalarında darbe planları yaptığının iddia edildiğini belirterek, buna ilişkin savcılık makamının yarım dahi olsa bir örnek göstermesini istediğini ifade eden Perinçek, ''Ben darbelerin cezaevlerinden, işkencehanelerinden gelen bir insanım. Türkiye'de 5 kuşakla yargılanan bir insanım. Bugün yaşananlar da bir darbedir'' diye konuştu.

Deniz Baykal ve Bülent Ecevit'i bir araya getirmek için çalışmalarda bulunduğunu, ancak bunların sonuçsuz kaldığını anlatan Perinçek, Ecevit'in bu konuya ilişkin kendisine gönderdiği mektubu okudu.

Muktuptaki, ''demokratik hukuk devleti çerçevesinde'' ibaresine dikkat çeken Perinçek, bu mektubunun anlamını daha sonra çözdüğünü söyledi.

Bunun davanın konusu olan şemaların el altından Bülent Ecevit ve dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gösterildiğini, o dönem bakan olan 2 kişiden öğrendiğini belirten Perinçek, bu iki bakanı da ikna edebilirse tanık olarak dinleteceğini söyledi.

Perinçek, bu şekilde milli kuvvetler çalışmasının önüne geçildiğini, Kıvrıkoğlu'nun güvenilirliğinin sarsıldığını ve o dönemki seçimlerin etkilendiğini savundu.

-''MİLLİ KUVVETLER PROJESİ''-

Doğu Perinçek, ''Milli kuvvetler, Tayyip Erdoğan'ın iktidar olmasını engellemek amacıyla üretilmiş bir projedir'' dedi.

İP'in 28 Şubat sürecindeki faaliyetleri nedeniyle de suçlandığını belirten Perinçek, ''Biz 28 Şubatın öncesinde 'Cumhuriyet Devrimi Kanunları Uygulansın' diye kampanya yürüttük. Bir baktık ki Devrim Kanunları çiğneniyor. 12 maddelik bir program hazırladık. 28 Şubat günlü Milli Güvenlik Kurulu toplantısında 18 maddelik bir program benimsedi. Bizim 12 maddelik programın tamamı yer alıyor. Biz yasal zeminde mücadele yürüttük ve başarılı olduk'' diye konuştu.

Anıtkabir'e 25 Ekim 2003 tarihinde yapılan yürüyüş sırasında ''Ordu Göreve'' yazılı bir pankart açıldığını belirten Perinçek, bu pankartı açanların Gökçe Fırat ve Ali Özsoy olduklarını kaydetti.

Perinçek, bu kişilerin kışkırtıcı ajan oldukları gerekçesiyle İP'ten atıldıklarını belirterek, ''Bu kişilerin de davaya katılacaklarını duydum. Bizim aramıza böyle kışkırtıcıları koymayın. Rahat rahat yargılanalım'' diye konuştu.

-CUMHURİYET MİTİNGLERİ

Savunması kapsamında 2007 yılında düzenlenen ''Cumhuriyet mitinglerini'' duruşma salonundaki LCD ekrandan gösteren Perinçek, mitinglerin amacının darbe yapmak değil, Türkiye için bir çözüm üretilmesini sağlamak olduğunu söyledi.

Perinçek, İP olarak hiçbir zaman darbeyi konuşmadıklarını, insanlara seçenekler sunmak amacıyla yaptıkları konuşmanın darbe çalışmaları olarak gösterildiğini savundu.

İP Genel Merkezi ve İstanbul İl Merkezi'nde bulunan askeri belgelerin bir kısmının kendisinin 1998 yılında yargılanmasına ilişkin belgeler olduğunu ifade eden Perinçek, bunların, bu yargılanma sonucunda aklanması üzerine kendisine iade edilen belgeler olduğunu söyledi.

Yine bu belgelerin büyük bir kısmının dayısı emekli Tümgeneral Turhan Olcayto'nun miras bıraktığı arşiv kitaplığındaki belgeler olduğunu dile getiren Perinçek, bir kısmının İP Genel Başkan Yardımcısı Suphi Karaman'a, bir kısmının da İP Genel Başkan Yardımcısı emekli General Servet Cömert'e ait olduğunu anlattı.

Perinçek, İP olarak ''Atatürk'ün devrimlerinin güvencesi olan TSK'nın destekçisiyiz'' diyerek, TSK'nın neferleri olduklarını dile getirdi.

Perinçek, 12 Mart'ın generalleriyle 12 Eylül'ün Kenan Evren'ine karşı olduğunu belirterek, ''Darbeci generallerin karşısındayız. Vatanımızı, Cumhuriyet devrimlerini koruyan TSK'nın yanındayız. Ordu politikamız köklü ve eskidir, yeni değildir. Bu iddianame TSK'yı psikolojik savaşla hedef almaktadır'' diye konuştu.

-SUİKAST İDDİALARI-

İddianamede, emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'e suikast düzenleyeceği iddiasının yazılı olduğunu belirten Perinçek, ''Kıvrıkoğlu sanık mı? niye iddianameye konuluyor? Böyle bir suçlama yok. İddianamede TSK'nın 2 Genelkurmay başkanının 30 milyon dolar rüşveti paylaştıkları belirtiliyor. Yaşar Büyükanıt ile Kıvrıkoğlu burada sanık mı?... Bu iddianame kendisine yüklenilen tarihi görevi yapmıştır. Türk ordusu kamuoyunun gözünde her gün yıpratılmıştır. Bu iddialar çarşaf çarşaf yayınlanmıştır. Bu iddianame TSK, Türk milletine ve İşçi Partisi'ne karşı psikolojik savaş cephaneliğidir'' dedi.

Perinçek, 12 Mart ve 12 Eylül'de orduya yapılan operasyonla askerlerin ihraç edildiğini ifade ederek, ''Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül darbesinde de ordu içerisinde bir tasfiye operasyonu yürütülmektedir. Subaylar toprağın altına gömülen uydurma bombalarla, uydurma delillerle tasfiye edilmiştir'' şeklinde konuştu.

İP Genel Merkezi'nde yapılan aramalar sonucu bin 37 adet paket ve CD'ye el konulduğunu kaydeden Perinçek, ancak arama tutanağında yer almayan 3 CD'den kendilerine yönelik suçlamalar yapıldığını anlattı.

-MAHKEME BAŞKANI İLE PERİNÇEK ARASINDAKİ DİYALOG-

Perinçek, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a Balıkesir'de suikast yapacakları iddiasına da değinerek, ''Buradan Ardahan'a kadar yürüyerek gidelim herkese soralım; 'Genelkurmay Başkanına ben mi, yoksa Köksal Şengün mü suikast düzenler?' diyelim. Perinçek sıfır, Köksal Şengün diyenler yüz binler çıkar. Çünkü beni tanıyorlar sizi tanımıyorlar. Beni tanıdıkları için 'yapamaz' derler'' şeklinde konuştu.

Perinçek, ''Yargıtay çocuğu'' olduğunu, babasınını 32 yaşında Diyarbakır'dan Yargıtay'a gelerek başsavcı yardımcısı olarak çalıştığını kaydetti.

Başkan Köksal Şengün de ''Onun için mi siz yüzde sıfır çıkıyorsunuz, biz yüzde 50. Bizim babamız savcı değil ondan mı suikast düzenleriz'' dedi.

Bunun üzerine Perinçek de ''Hayır efendim beni tanırlar, sizi tanımazlar'' diye cevap verdi.

Başkan Şengün'ün ''Bizi de tanıyorlar'' sözlerine Perinçek, ''Bizim sayemizde tanırlar'' şeklinde karşılık verdi.

Perinçek İzmir NATO karargahına suikast iddialarına ilişkin de ''Hani bu bize biraz yakışıyor, ama biz terörist değiliz'' dedi.

Dink cinayetine de değinin Perinçek, bu işin başında Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in bulunduğunun apaçık olduğunu öne sürdü.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Perinçek'in savunmasının uzun sürecek olmasından dolayı bugünkü duruşmayı bitirdi.


Perinçek:Bu kadar büyük yalan olur mu?

İstanbul - "Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun 53 yıllık arkadaşı olduğu, lise ve üniversiteyi beraber okudukları, Mamak Cezaevi'nde de birlikte kaldıklarına işaret ederek, "Benim can arkadaşım Uğur Mumcu'yu, İlhan Selçuk ile falan öldürecekmişiz. Bu derece gerçekle tamamen kopmuş, bu kadar büyük yalan olur mu?" dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasına devam eden Perinçek, partisinin Türkiye tarihinde, "gladyo'ya karşı mücadelenin partisi" olduğunu, Türkiye'deki "gladyo"nun faaliyetlerini tek başlarına ortaya çıkarttıklarını söyledi.

Perinçek, vatanseverler arasında "Ülkenin gidişatı nereye?" başlıklı konuşmaların darbe faaliyetleri olarak gösterildiğini, hayali darbelerin yargı önüne getirildiğini, bunun da ABD tarafından yapıldığını öne sürdü.

12 Eylül askeri müdahalesini ABD'nin gerçekleştirdiğini ifade eden Perinçek, "Bugün bizi bu huzura getiren de ABD. 600 bin kişiyi hapislere atmış koskoca darbe var. O darbenin yavruları bugün Türkiye'yi yönetiyor" diyerek şöyle devam etti:

"12 Eylül darbesinin çocukları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla vatanseverlerin yakasına yapışıyor. Kemalist devrimi tasfiye sürecinde Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis katledildi. Kim bunlar? Eşref Bitlis, Şener Eruygur, Uğur Mumcu, İlhan Selçuk. Aynı adamlar bunlar. Vurdukları adamlarla sanık sandalyesine koydukları aynı."

Bitlis'in uçağını ABD düşürdü

Perinçek, Orgeneral Eşref Bitlis'in "Ergenekon" şemasında yönetici olarak yer aldığı iddiasını dile getirerek, "Gladyocular Eşref Bitlis'i öldürdünüz, hıncınızı alamadınız mı?" diye sordu.

Orgeneral Bitlis'in ölümünden kuşku duymaları üzerine uzmanlara araştırma yaptırdıklarını belirten Perinçek, olayın kaza olamayacağını saptadıklarını ifade etti.Perinçek, görevde olan bir generalin, 3 albayın önünde Aydınlık muhabirine, uçağın Amerika tarafından düşürüldüğünü söylediğini, bunu da bazı komutanlardan teyit ettiklerini iddia etti.

Susurluk olayı

Arkasında ABD'nin olduğunu iddia ettiği Susurluk olayını da partisinin ortaya çıkardığını öne süren Perinçek, "Susurluk'u yapanlar, Susurluk ile mücadele edenleri yargının önüne çıkardı" dedi.

Perinçek, ayrıca 12 yıl önce düzenledikleri konferansa konuşmacı olarak katılanların şimdi "Ergenekon" davası sanığı olduğuna işaret etti ve "Kim Susurluk'un üzerine gitmiş, tutuklanmıştır. Demek ki Ergenekon iddianamesini Susurlukçular yazmıştır. İddianame, Susurluk'un üzerine gidilmesi için değil, kapatılması içindir" diye konuştu.


Perinçek: Her seçimden önce tutuklanıyoruz

İstanbul - İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, "her seçimden önce tutuklandıklarını, sonra da beraat ettiklerini "öne sürdü.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını sürdüren Perinçek, kendilerini "Kürt örgütü" olarak adlandıran örgütlerin liderlerine gönderdiği 26 Mayıs 2000 tarihli mektubun da iddianamede suç unsuru olarak yer aldığını kaydetti.

Perinçek, söz konusu mektubun gizli olmadığını belirterek, mektubun yayımlandığı Teori Dergisi'nin Aralık 2000 sayısına ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorulmasını talep etti.

"Kürt meselesi konusunda sorunu halkı kazanarak çözmeyi amaçladıklarını" belirten Perinçek, "Atatürk devrimlerin tamamlanamaması, Atatürk'ün üzerinde durduğu Güneydoğu Anadolu'daki toprak reformunun yapılamaması nedeniyle bugün bulunulan noktaya gelindiği" görüşünü dile getirdi.

"İP'in bu konudaki çalışmaları nedeniyle tutuklandıklarını" öne süren Perinçek, "Türkiye'yi bölme senaryolarının 1987 yılından itibaren yeniden gündeme geldiğini, hatta 1960'lar da benzer planların yapıldığını" iddia etti.

Perinçek, 1986 yılında dönemin ABD Savunma Bakanı'nın Türkiye'ye geldiğini, görüşmek istediği konuların Türkiye'nin bölünmesiyle sonuçlanabilecek şeyler olması nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ'un görüşmeyi reddettiğini savunarak, kendisinin Üruğ ile görüşerek bu konuyu yazdığını söyledi.

Doğu Perinçek, "Bunun bedeli de 1990 yılında hapsedilmem olmuştur. Daha sonra beraat ettim. Beraat ettim ama 1991 yılındaki seçimlere hazırlanamamış oldum. Zaten her seçimden önce tutuklanıyoruz, sonra da beraat ediyoruz" diye konuştu.

"Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Barzanileştirilmeye çalışıldığı" görüşünü dile getiren Perinçek, "AK Parti'nin bu bölgedeki adaylarının da Barzanici olduğunu" iddia etti.

Perinçek, ABD'nin Barzani ve Talabani üzerinden Türkiye'ye bölmeye başladığını, bunun da yerel yönetimler üzerinden yapıldığını savundu.

İsviçre'deki soruşturma

İddianamede, Talatpaşa Komitesi'nin "Ergenekon terör örgütü"nün bir yan kuruluşu gibi gösterildiğini ve faaliyetlerini de örgüt adına yürüttüğünün söylendiğini belirten Perinçek, 2005 yılında dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun "Ermeni Soykırımı yoktur" dediği için İsviçre'de hakkında soruşturma başlatıldığını kaydetti.

Halaçoğlu'nun savunma vermeyeceğini öğrendiğinde, İsviçre'ye giderek burada bu konuyu savunma gereği hissettiğini anlatan Perinçek, 22 Temmuz 2005'te bu ülekede düzenledikleri etkinliklerin görüntülerini izlettirdi. Doğu Perinçek, "Ergenekon örgütü yapıyorsa bunları, herkes Ergenekoncu olur" dedi.

Winterthur'daki konferans sonrasında gözaltına alındığını belirten ve çıkışta basın mensuplarına yaptığı açıklamanın görüntülerini izlettiren Perinçek, şunları söyledi:

"Aynı yargı burada da devam ediyor. Çünkü o yargının merkezi aynı. İsviçre'yi o yargıya zorlayan da iddianameyi yazdıran da ABD'dir. O yargı benim her yerde peşimden geliyor. AİHM'de bu konuda dava açmıştık. Beni arkamdan vurdular. 'Onu kendi ülkesinde bu Talatpaşa Komitesi'nin çalışmalarından dolayı hapse tıktılar' deniyor. Şimdi gelin AİHM'den adil bir karar bekleyin. Beni bırakın, AİHM'den 'Ermeni Soykırımı yalandır' deme hakkını alayım geleyim."

Almanya'daki etkinlikten bir ay sonra Avrupa Parlamentosu'nun Talatpaşa Komitesi'nin lav edilmesi için bir karar aldığını söyleyen Perinçek, bunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu çalışmalara katılan AK Partili üyeleri Kızılcıhamam'daki toplantıda azarladığını öne sürdü.

Perinçek, AK Partili İbrahim Özdoğan ve Mehmet Dülger'in tanık olarak dinlenmesini istediğini bildirdi.


"Ergenekon" davasında 42. duruşma başladı

İstanbul - "Ergenekon" davasının 42. duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, 39 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıklar Mete Yalazangil ve Aydın Yüksek ise duruşmaya gelmedi.

Tutuksuz sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ve Rafet Arslan ile geçen duruşmada tahliye olan gazeteci-yazar Vadet Yenerer ile emekli astsubay Orhan Tunç da duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek savunmasını sürdürüyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber