Devlet ?tansiyon ilacı' şifresiyle soyuluyor

Haber Giriş : 07 Aralık 2004 06:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eczacı, sağlık karnenizi isterse vermeyin! Çünkü kötü niyetli eczacı, ilaç firmaları ve doktorlardan oluşan sağlık çeteleri; devleti soymak için sağlık karnelerini kullanıyor.

Hastalara sahte sağlık kurulu raporu çıkartılıyor. Bir süre el konulan karnelere yüklü miktarda ilaç yazdırılıyor. ?Karne ticareti'nin sonunda firma ilaç stoklarını eritiyor, doktor ve eczacı ise komisyon alıyor. 63 yaşındaki tansiyon hastası Hatice Gürbüz iki defa bu çetelerin ağına düştü. Avcılar'da müşterisi olduğu eczacı, yaşlı kadına sağlık kurulu raporu çıkartmayı teklif etti. Kadın, karneyi ve iki fotoğrafı verdikten sonra rapor evine teslim edildi. Gürbüz, 15 gün sonra evraklarını geri aldığında karnesine çok sayıda ilaç yazıldığını gördü. Bayrampaşa'daki bir başka eczacı ise Gürbüz ve 4 kişiyi Beşiktaş Sait Çiftçi Kamu Sağlığı Merkezi'ne arabayla gönderdi. Hasta kadın, doktora, daha önce tembihlendiği gibi ?Tansiyon ilacı için geldim.' deyince bütün evrakları imzalandı. Gürbüz, 2 gün sonra karnesini geri aldığında 40 kutu ilacın yazıldığını gördü. Soygunun o an farkı na varan Gürbüz, bütün gece üzüntü-den uyuyamadı. Bir hastanede ?tansiyon ilacı? olan parola diğerinde ?kalp ilacı? olabiliyor.

Devleti trilyonlarca lira zarara uğratan organizasyon şöyle işliyor: İlaç firmaları elindeki ilaç stoklarını eritmek için eczanelerle işbirliği yapıyor. Eczacı "Sen ilaçları, şu fiyattan al, tüketmesi bize ait." denilerek ikna ediliyor. Hastanelerde sağlık kurulu raporu veren heyetteki 1-2 doktor da bu işe dahil ediliyor. Eczacı, ilaç almaya gelen özellikle yaşlı vatandaşlara "Sen yorulma teyzeciğim, git-gel olmasın. Sana ?sağlık kurulu raporu' çıkaralım ilaçlarını toplu alırsın." diyor. Firmaların komisyonla çalıştırdığı elemanlar vatandaşları arabalarıyla anlaştığı hastanelere götürüyor. İlaç pazarlamacıları hastalara "Doktor buraya ne için geldiğinizi sorduğunda parola olarak ?Tansiyon ilacı dersiniz' diye tembih ediyor. Tezgahın içindeki doktor, parolayı alınca muayene etmeden raporu imzalıyor. İşlem sonunda, hastalara en az 500 milyonluk ilaç yazdırılıyor.

Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Sabih Tekin Çağlar, bu konuda vatandaşları uyararak; "Eczacı, sağlık karnenizi isterse vermeyin." diyor. Şişirme reçetelerden bunalan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, karne ticareti ve sahte heyet raporlarının önüne geçmek için ?Heyet Komisyonu' kurmaya hazırlanıyor. Üst düzey bir yetkili, bu işe ilaç firmalarının çanak tuttuğunu savunuyor.

Hatice Gürbüz, önce Avcılar'da, daha sonra Bayrampaşa'da aynı yöntemle iki kez sağlık kurulu raporu alan hastalardan biri. 63 yaşındaki Gürbüz'e Avcılar'daki bir eczacı "Abla her zaman gidip geliyorsun. Sana sağlık kurulu raporu çıkartalım. Sen hiç yorulmayacaksın. Bize sağlık karneni ve iki fotoğrafını vermen yeterli." diyor. Eczacı Gürbüz'ün evine bir eleman göndererek gerekli evrakları istiyor. "Aradan 15 gün geçmesine rağmen sağlık karnemi getirmediler. Her gün telefon ettim. Beni bugün yarın diyerek geçiştirdiler. Sonra bir kız karnemi, raporumu ve bir torbada ilaçları getirdi. İlaçları bilmediğim için kullanmadım." şeklinde konuşan Gürbüz'ün, Bayrampaşa'daki bir eczanede de başına benzer bir olay gelmiş. Bir genç, Gürbüz'ü birkaç kişiyle birlikte eczaneden alıp Beşiktaş'taki Sait Çiftçi Kamu Sağlığı Merkezi'ne götürmüş. Gürbüz, olayı ?Vezneye 8 milyon lira ödedik. Parolamız tansiyon ilacıymış. Doktor, ne için geldiğimizi sordu. ?Tansiyon ilacı için' deyince elimizdeki evrakları imzaladı. Bizi getiren çocuk, evraklarımızı başhekime imzalattı. Bu arada bize kaş göz işareti yapıyor, ?Şu odaya girin, buraya girin.' diyordu. Doktorların hiçbirisi bizi muayene etmedi. İşimiz kısa sürede halledildi." şeklinde anlatıyor.

Kurul raporlarını hastalara teslim eden aracının işi henüz bitmemişti. Arabaya binecekleri sırada hastalardan sağlık karnelerini isteyen aracı eleman, karnelerle henüz işinin bitmediğini, işlemlerin iki gün sonra sona ereceğini ve eczaneye bırakacağını söylüyor. Gürbüz, karnesini geri aldığında bir ilaçtan 9, toplam 40 kutu ilacın yazıldığını gördü. Gürbüz, kendisi ile birlikte hastaneye giden akrabasının karnesine de aynı şekilde 50 kutu ilacın yazıldığını ifade ediyor. Bu duruma anlam veremeyen yaşlı kadın, dayanamayarak aracıya "Bu işten kârınız nedir?" diye sorduğunu; aracının da "Biz ilaç firmaları ile anlaşıyoruz. Doktor bizim ilacımızı yazıyor, eczacı da yazılan ilacı satıyor." dediğini belirtiyor. Olayın farkına varan Gürbüz, o gece üzüntüden uyuyamadığını, ertesi gün giderek kendi imkanları ile sağlık kurulu raporu çıkarttığını anlatıyor. Sait Çiftçi Kamu Sağlığı Merkezi Başhekimi Mustafa Tanyer, raporların altındaki imzadan doktorların sorumlu olduğunu belirtti. Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Sabih Tekin Çağlar, bu işin Türkiye'nin her yerinde yapıldığına dikkat çekiyor; "Hekim bu ilacı yazmaz, başhekim de reçeteyi onaylamazsa sıkıntı ortadan kalkar. Ama, reçete ve kurul raporu başına döner sermayeden para yatırıldığı için kimse sesini çıkarmıyor." Türk Eczacılar Birliği, denetimler sonunda sağlık karnesi bulduğu takdirde eczane sahibine ciddi disiplin cezası veriyor. Yakalanan karnenin bağlı olduğu kurumun ödemeleri 60 gün askıya alınıyor.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber