Türkiye obez olma yolunda ilerliyor
Yapılan son araştırmalara göre Türkiye nüfusunun Yüzde 66'sı obezite tehlikesi yle karşı karşıya bulunuyor. Hareketsiz ortamlarda çalışan bireyleri tehdit eden metabolik sendrom tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artış gösteriyor. Her 3 kişiden birinde metabolik sendrom görülürken, masa başında oturan, düzensiz beslenen ve yoğun stres altında çalışan kişiler yüksek risk taşıyor.
Bir modern yaşam hastalığı olarak nitelendirilen metabolik sendrom, insanın yaş ilerledikçe kalp hastası veya şeker hastalığına yakalanma olasılığını artırıyor. Metabolik sendromun en önemli belirtileri; bel çevresinin fazlalığı, yüksek kötü huylu kolesterol (LDL), yüksek kan basıncı ve yüksek kan şekeri olarak biliniyor.
Metabolik Sendrom Derneği Başkanı Prof. Dr. Aytekin Oğuz, metabolik sendromun 21. asrın hastalığı olduğuna dikkat çekerek, şunları söylüyor. 20. asırdan kalan en kötü mirasın metabolik sendrom olduğunu savunan Oğuz şunları söylüyor: "Değişen yaşam tarzının sonuçlarını gözlemliyoruz.. Egzersiz eksikliği Türkiye'nin temel problemlerinden biri. İnsanlarımızın egzersizi etkili ve yeterli bir şekilde yapamamaları metabolik sendrom salgınının en önemli sebebi."
Metabolik Sendrom Derneği Bilimsel Düzenleme Kurulu Üyesi Doç Dr. Ahmet Temizhan kalp krizi ile diyabet (şeker hastalığı) arasında bağ kurarak, şunları dile getiriyor: "Geçmişinde hiçbir şekilde diyabetten haberdar olmayan hastalar, çoğunlukla kalp krizi ile geliyorlar. Bizim hastalarla ilgili, kalp krizini tespit ettikten sonra ilk sorduğumuz şey 'Şeker hastalığın var mı' diye oluyor. Görünürde şeker hastalığı olmasa da kalp hastalığını şeker hastalığı ile eşdeğer tutuyoruz ve benzer şekilde tedavi ediyoruz."
Temizhan, 2004-2006 yılları arasında yapılan araştırmanın yeni analizlerine göre Türkiye'de 20 yaş üstü yetişkinlerin üçte birinin obez (aşırı kilolu) olduğunu söylüyor. Nüfusun yüzde 36'sı fazla kilolalara sahip. Kadınların yüzde 40'ı erkeklerin yüzde 20'si aşırı kiloya sahip.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu ise diyabetin sanıldığından farklı bir hastalık olduğunu, vücuttaki şeker düzeyininin yanı sıra tüm vasküler sistemi etkilediğini ifade ediyor. Şeker hastalığı ortaya çıkmadan kalp-damar sağlığında ciddi problemler ve bozulmalar başladığını kaydeden Kayıkçıoğlu, bazı kalp krizlerinin temelinde 'şeker metabolizmasının bozuk olması'nın bulunduğunu ileri sürüyor.