Güneşlenirken deri kanseri olmayın!

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Temmuz 2009 17:05, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rana Anadolu, deri kanserlerinin yüzde 90 oranında Ultraviyole (UV) ışınları hasarına bağlı olduğunu bildirdi.

Anadolu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, güneş ışığının insan sağlığı için gerekli olduğunu, ancak bunun belli koşullarda olması gerektiğini söyledi.

Miami Üniversitesi Miller Tıp Fakültesi'nde de konuk öğretim üyesi olarak görev yapan Anadolu, özellikle kemik erimesi sorunu yaşayan kişilerin güneşten mutlaka faydalanması gerektiğini belirterek, ''Gün içerisinde herkes için 10-15 dakika doğrudan ya da sabah ve akşam saatlerinde alınan UV ışınları, tüm ihtiyacı fazlası ile karşılamaktadır'' dedi.

Uzun süreli UV ışınlarına maruz kalan kişilerde, erken yaşlanma, ciltte deformasyon, leke ve cilt kanseri riskinin arttığını belirten Anadolu, ''Deri kanserleri yüzde 90 oranında UV ışın hasarına bağlıdır'' dedi.

Anadolu, güneş ışınlarının zararlı etkilerini en aza indirmek için koruyucu ürünler kullanılması ve bunların mutlaka kuralına uygun şekilde tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Etkinliğin sağlanabilmesi için erişkinler, mayo dışında kalan tüm vücuda en az bir kahve fincanı dolusu koruyucu krem veya losyon kullanmalı. Daha az kullanıldığında koruma gerçekleşmeyebilir'' uyarısında bulundu.

Güneş koruyucuların açıkta kalan tüm vücuda uygulanmasının önemine önemine değinen Anadolu, şunları kaydetti:

''Dudaklar, kulak kepçeleri, göz kapakları, ense, saçların dökük olduğu kafa derisi alanları yüksek riskli bölgelerdir. Bu alanlar deri kanseri ve UV hasarı açısından yüksek risk taşımalarına rağmen çoklukla unutulur ve korunmazlar.

Göz ve çevresi için UV koruyucu geniş güneş gözlüklerinin kullanılması hayati önem taşımaktadır. Buralara koruyucu uygulaması mutlaka yapılmalı ve sık sık tekrarlanmalı.''

-''2 SAAT KORUMA YETERLİ DEĞİL''-

Güneşten korunma faktörünün (Sun Protection Factor-SPF) ürünün ambalajının üstünde rakamsal olarak belirtilmiş olması gerektiğini ifade eden Anadolu, ''SPF 30 olan bir koruyucu yeterli miktarda sürüldüğünde, deriye ulaşan Ultraviyole B ışınlarının (UVB) yüzde 97.6'sını sadece 2 saat süreyle engelleyebilir. SPF 50 için bu oran yüzde 98 ve SPF 100 için bu oran 99 civarındadır. Özet olarak faktör 30 ve üzerindeki koruma faktörlerinin UVB tutuculuğu birbirine çok yakın değerdedir'' diye konuştu.

Anadolu, 30 faktör ve üzerindeki bir ürünle 2 saat korunma sağlanmasının cilt sağlığı için kesinlikle yeterli olmadığına dikkati çekerek, ''Deriye sürülen koruyucu maddelerde UV ışını tarafından bozulma ve parçalanmaya tabi tutulur. Bu nedenle bir süre sonra etkinliklerini kaybettikleri için güneşe maruz kalma süresine göre her iki saatte bir tekrar koruyucu uygulanmalı'' dedi.

Düzenli olarak sürülen koruyuculara rağmen istenildiği kadar güneşlenilmesinin de doğru olmadığını vurgulayan Anadolu, UV ışınlarından tam korunmanın sadece gece olduğunu söyledi. Anadolu, ''Bir taraftan hücrelerimizi bozulmaktan, yanıktan, erken yaşlanmadan ve kanserden koruyalım diye dıştan krem sürüp arkasından da güneş altında yatmak, yangına benzin dökmek ile eş bir davranıştır'' diye konuştu.

Deri yüzeyine ulaşan UVA ışınlarının temel olarak deriyi yaşlandırdığını dile getiren Anadolu, UVB ışınlarının ise güneş yanığından sorumlu olduğunu anlattı. Anadolu, her ikisinin de deri kanseri yapma riski taşıdığını belirterek, koruyucuların ürünlerin UVA ve UVB'ye karşı tam koruma sağlaması gerektiğini bildirdi. Anadolu, bu nedenle hem UVB hem de UVA ışınlarından koruma sağlayan ''total blok ya da geniş spektrum blok'' diye isimlendirilen ürünlerin kullanılmasının uygun olduğunu söyledi.

Gıda tüketimi, diyet ve gıda takviyelerinin güneşten korunmada yardımcı olduğunu ifade eden Anadolu, şöyle devam etti:

''Likopen (domates, domates salçası ve ketçap da bol var), beta karoten (havuç, portakal, mandalina), yeşil çay, hem antioksidan hem de beslenmeyle alınan bitkisel pigmentler olduğundan sistemik olarak (içerden hücre içine girerek) UV'den korunmaya katkıda bulunur.

B karotenen bir A vitamini tipidir ve vücutta biriken bir maddedir. Fazlası zararlı olabilir yada diğer kullanılan ilaç ve vitaminlerle etkileşebilir. Bu nedenle bu tip gıda destekleri ve deriye olan katkıları açısından dermatoloji uzmanına danışılmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber