Mehmet Ali Şahin'in ilginç hayat hikayesinin en can alıcı noktası

Haber Giriş : 03 Ağustos 2009 21:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Meclis Başkanlığı'na aday gösterilen Mehmet Ali Şahin'in ilginç hayat hikayesinin en can alıcı noktalarından birini engelli oğlu oluşturuyor. Şahin'in bu sırrını yakın zamanda Tempo dergisi gündeme getirmişti. İşte Şahin'in samimi ve duygusal açıklamaları.

Bakan Mehmet Ali Şahin'in engelli bir oğlu olduğunu öğrendiğimizde çok şaşırmıştık. Çünkü Ankara'da pek az kimse bu bilgiye sahipti. Bakan Şahin, kimi yerde yutkunarak, kimi yerde gözleriyle boşluğa dalarak oğlunun hikâyesini ve yaşadıklarını anlattı.

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in dört çocuğu var, en büyük oğlu zihinsel özürlü. Şimdi 27 yaşında olan bu delikanlı, bir yaşındayken köy evinde merdivenden yuvarlanıyor. Kaza, çocuğun yürüteçte, yürüme denemeleri yaptığı sırada yaşanıyor. Birçok doktorlara gidiliyor, ancak sonuç değişmiyor; düşmeden dolayı beyinde zarar oluştuğu için, çocuk zihinsel engelli halde yaşamına devam ediyor. ?Engelli çocuk büyütmek nasıl bir durum? diye soruyoruz, Şahin anlatmaya başlıyor:

?Engelli çocuk büyütmek oldukça zor, çok ilgi istiyor. Evde sinirlendiği zaman birtakım beklemediğiniz davranışlarda bulunuyor. Vurup, kırıyor. Sürekli onunla meşgul olmak gerekiyor. Kendisini tedavi eden doktorlar, eve fazla getirmememizi, orada farklı bir yaşam tarzına alışması gerektiğini söylediler. Epeydir Merkez'de yaşıyor. Eve gelince şımarıklık yapıyor. Şimdi orada disipline girdi. Merkez'deki görevliler, eğitim yoluyla bazı huylarından vazgeçtiğini söylüyorlar. Şu anda durumu iyi.?

?Vakıflara destek olun?

Şahin'in ?orada' dediği yer, Ankara Gölbaşı'ndaki Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Rehabilitasyon Merkezi. Oğul Şahin, Rehabilitasyon Merkezi'nde yatılı eğitim görüyor. Bakan Şahin, bu noktada şöyle konuşuyor:

?Tam bilemiyorum ama devlet engelli çocuklar için bu tür vakıflara aylık 300 ile 400 YTL arasında bir para ödüyor. Çocuklara bu parayla bakılıyor. Aslında vakıf ve dernekler devletin yapması gereken işi üstlenmiş durumda. Ben de vatandaşlardan engelli vakıf ve derneklerine daha fazla destek olmaları çağrısında bulunuyorum.?

Engelli memur kadroları boş

Şahin'le engellilerin toplumsal hayata katılma imkânları üzerine konuşuyoruz. Devlet Personel Başkanlığı'ndan sorumlu olan Şahin, bir dizi rakam veriyor:

YÜZDE 11'İMİZ ENGELLİ: Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, Türkiye'de halen 8 milyon 402 bin engelli yaşıyor. Bu rakam toplam nüfusun yüzde 12.3'ünü oluşturuyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri ve Yeni Zelanda'da bu oran yüzde 19, Hollanda, İsveç ve İngiltere'de ise yüzde 12 civarında bulunuyor.

YÜZDE 3.5'İN İŞİ VAR: Özürlülerin beşte biri (yaklaşık 1 milyon 600 bin) iş yapabilecek durumda. Peki devlet bu kadar insandan kaçına iş verebiliyor? İşçi ve memur olarak devlette halen 7 bin 900 kişi çalışıyor. Özel sektörü de hesaba kattığınızda, bu rakam 55 bin 400'e çıkıyor. Bakan Şahin'in değerlendirmesi, ?Engelli istihdamında özel sektör daha başarılı? şeklinde oluyor. Ama bu, olumlu durumda devletin getirdiği yasal yükümlülüklerden kaynaklanıyor.

43 BİN 500 KADRO BOŞ: Kamu kurum ve kuruluşları kanun gereği dolu memur kadrolarının yüzde 3'ü oranında engelli istihdam etmek zorunda. Yüzde 3'lük oran takriben 48 bin kişiye işaret ediyor. Oysa engelli memur sayısı halen 4 bin 600. Peki 43 bin 400 kadroya neden kullanılmıyor?

EĞİTİME İHTİYAÇLARI VAR: Şahin bu soruya iki açıdan yanıt veriyor. Öğretmen, sağlık görevlisi gibi kariyer meslekleri için uygun eğitim gerektiği halde pek çok engellinin tahsilinin yetersiz olması çalışmalarını engelliyor. İkinci nedense siyasi basiretle ilgili. Şahin, ?Biz hükümet olarak göreve geldiğimizde engelli memur sayısı 644'tü. Çabalarımız sayesinde bu rakam 5 bine yaklaştı? diye konuşuyor.

Şahin aynı zamanda Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürütüyor. Oğlunun yaşadığı Merkez'e bir spor salonu yaptırılmasını anlatan Şahin, engelli gençlerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün havuz ve dinlenme tesislerinden yararlanmaları için özel çaba gösterdiklerini söylüyor.

Sandalyeli basketbolcuları izleyin

Şahin pek çoğumuzun belki de bilmediği bilgilere işaret ederek engelli çocuk sahibi aileleri, ?Çocuklarını spora yönlendirin? çağrısında bulunuyor:

?Engelliler için halen dört federasyonumuz faaliyet gösteriyor. 338 kulübümüz ve 12 bin lisanslı engelli sporcumuz var. Pek çoğu dünya şampiyonalarında, olimpiyatlarda derece alıyorlar. Bir gün tekerlekli sandalyeyle oynanan basketbol maçlarına gidin. Nasıl üç sayılık basket atılır görün, sandalyeden düşen sporcunun nasıl hızla yerinden kalktığını izleyin.?

Dilek Sabancı'ya teşekkür

Şahin, engellilerin desteklenmesinde topluma çağrıda bulunurken, Sabancı Ailesi'nin engelli üyesi Dilek Sabancı'nın faaliyetlerini anlatıyor. ?Dilek çok güzel faaliyetler yapıyor? diyen Şahin, devletin tek başına yeterli olmayacağını vurguluyor. Şahin kısa süre önce yürürlüğe giren Özürlüler Yasası'nın yeni hükümlerine de işaret ederek, ?Belediyeler dahil, bütün kamu kurum ve kuruluşları engelliler önündeki fiziki ve ruhsal engelleri kaldırmakla yükümlüdür. Bunun için gerekiyorsa binalarına asansör yapacaklar, gerekirse özürlü otobüslerinin sayısı artırılacak. Bu görev Anayasa'nın 61. maddesi gereğince kamusal görevdir? diye konuşuyor.

Engelli koltuğunda fotoğraf olmaz çünkü?

Bakan Şahin'e, TEMPO'nun, ?Engeller Kaldırılsın' kampanyasıyla ilgili olarak yakın dönemde yaşadığımız anekdotu aktarıp değerlendirmesini alıyoruz:

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kampanya çerçevesinde bir tekerlekli sandalyeyi kullanması ve ardından görüşlerini açıklaması için Başbakanlığa müracaatta bulunduk. Bir danışmanı bu talebimize, ?Çok iyi bir iş yapıyorsunuz ama bu talebiniz büyük ihtimalle ?siyaseten' olumlu karşılanmayacaktır? yanıtını verdi. Sizce bu durum ayıp değil mi?

Ayıp.

- Başbakan'ın tekerlekli sandalyedeki fotoğrafının basın tarafından olumsuz biçimde kullanılacağı kaygısı taşınıyor. Sizce bu kaygı haklı mı?

Ne yazık ki bu fotoğraf siyaseten olumsuz biçimde kullanılabilir. Bu durum tabii ki ayıp ama buna da basın özgürlüğü deniliyor.

- O zaman bu ayıpta bize (basına) yeter. Gerisini siyasiler düşünsün. Başbakanlıkta engelli bir memurun 2. ve 3. kata çıkmasını sağlayacak bir asansör var mı?

İncelemedim, ama Başbakanlık binasında geçen yıl ortalarında başlayan yenileme çalışması yapıldı. Restorasyon çalışması sırasında böyle bir tedbir alındığını biliyorum. (TEMPO DERGİSİ)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber