YÖK Başkan Vekili: Vakıf üniversiteleri işletme mantığıyla yönetiliyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Eylül 2009 14:07, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

YÖK Başkan Vekili İzzet Özgenç, Osmanlı döneminden kalma, mazbut vakıflar tarafından kurulacak Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nde tarihi eserlerin restorasyonunda istihdam edilecek, güzel sanatlar ve mimarlık alanında öğrencilerin yetiştirileceğini söyledi.

Mevcut vakıf üniversitelerinin işletme mantığı ile yönetildiğini belirten Özgenç, "Gerçek vakıf ruhu ile üniversite kurmamız gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

İzzet Özgenç, eğitim muhabirleriyle bir araya geldi. Bir soru üzerine vakıf üniversitesi modelinin sorunlu bir model olduğunu ifade eden Özgenç, kurucu vakıfların bu üniversitelerin finansman ihtiyacına kayda değer bir katkısı bulunmadığını öne sürdü.

Özgenç, "Vakıf üniversitesi kurmak isteyen girişimci, hukuki şemsiye olarak vakıf kuruyor. Vakfın içi boş. Üniversiteyi asıl kuran, girişimci, yani grup şirketleri oluyor. Dolayısı ile bunlar, bu üniversiteye ticari işletme bakış açısı ile bakıyorlar. Ona göre gelir-gider, fayda-maliyet hesabı yapıyorlar." diye konuştu.

Kurucu vakıfların üniversitelerin gelişmesi için elini taşın altına koymadığını iddia eden Özgenç, "Düşünebiliyor musunuz, kurulmuş bazı vakıf üniversitelerinin kurucusu olan vakıfların bir kasa bir masadan ibaret olduğunu. Herhangi bir mal varlığı bulunmadığını. Gelecekte vakıf üniversitesi sorunu ortaya çıkabileceği endişesi taşıyoruz. Bu alanda gerçek vakıf ruhu ile üniversite kurmamız gerektiğini düşünüyoruz. Osmanlı döneminden kalma, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün vesayetinde olan mazbut vakıfların mal varlığı ve akarları bulunuyor. Bu özelliklere sahip 40 bin vakıf bulunuyor." şeklinde konuştu.

Açıklamalarında Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt'ın kendisine ilettiği bilgilere de yer veren Özgenç, mal varlığı değeri 20 milyon TL ve üzeri olan vakıf sayısının 2 binin üzerinde olduğunu kaydetti.

Mal varlığı değeri 50 milyon TL ve üzerinde olan vakıf sayısının ise 300'ün üstünde olduğuna dikkat çeken Özgenç, "O zaman biz, görünüşte vakıf üniversitesi modelinin peşine takılmaktansa, gerçek vakıf üniversitesine dönüşe yönelik bir strateji değişikliği yapılmasına karar verdik." açıklamasını yaptı.

Özgenç, şöyle devam etti: "Bu çerçevede ilk adımı İstanbul'da, Bezmi Alem Valide Sultan Vakfı, Silahtar Ağa Vakfı ve 2. Abdülhamit'in kurduğu üç vakfı bir araya getirerek bir vakıf üniversitesi kurulmasına yönelik karar aldık. Bezmi Alem Valide Sultan Vakfı'nın hastane binası, alet ve edevatı ile birlikte intifa hakkı kurulmakta olan vakıf üniversitesine devredilecek. Silahtar Ağa Vakfı'nın İstanbul Okmeydanı, TEM bağlantı yolunun kenarında 334 dönümlük, atıl, boş bir arazisi var. Bunun 20 dönümü gecekondu işgalinde. Bu arazinin intifa hakkı da vakıf üniversitesine devrediyoruz. Aynı zamanda İstanbul Akaretler bölgesi var. 2. Abdülhamit Vakfı'nın gelirlerini oluşturan bölge. Buradaki binaların kira gelirlerinin de bu vakıf üniversitesine aktarılması suretiyle İstanbul'da özellikle sağlık alanında yükseköğrenim verecek, Bezmi Alem Vakıf Üniversitesi kuruluş kararını YÖK almıştır."

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi kurulması yönünde çalışmalar bulunduğunu aktaran Özgenç, bu üniversitenin özellikle güzel sanatlar ve mimari alanda, tarihi eser restorasyonunda istihdam edilecek güzel sanat ve mimarlık alanı lisans, lisans üstü öğrencilerinin yetiştirileceği bir üniversite olarak kurgulandığını kaydetti.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi kurulmasına yönelik prensip kararın alındığını belirten Özgenç, kuracak olan vakıfların da mazbut vakıflar olduğunu söyledi.

Bir gazetecinin "Türkiye'de özel üniversite yok. Anayasada özel üniversite kurulmasına yönelik bir değişiklik düşünülemez mi?" şeklindeki sorusu üzerine Özgenç, şu açıklamayı yaptı: "Yükseköğretim Kurulu'na bu yönde bir görüş talep edilmiş değil ama Genel Kurul üyelerinin bireysel görüşünün bu üniversitelerin büyük çoğunluğunun vakıf üniversitesi statüsünden çıkartılıp, özel üniversite statüsüne dönüştürülmesi gerektiği yönünde. Ama bunun için anayasa değişikliği lazım. Bize bu konuda görüş sorulduğunda, Kurul olarak olumlu bir görüş beyan ederiz tahmin ediyorum. YÖK Genel Kurulu adına konuşmak istemiyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber