Domuz gribi bilinen sayının on katı
Domuz gribinde ülkedeki toplam olgu sayısının 3 bin civarında olduğunun söylendiğini, ancak tahminlerine göre gerçek rakamın bunun en az 10 katı düzeyinde bulunduğu söylendi.
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, domuz gribinde ülkedeki toplam olgu sayısının 3 bin civarında olduğunun söylendiğini, ancak tahminlerine göre gerçek rakamın bunun en az 10 katı düzeyinde bulunduğunu söyledi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Usluer, Türkiye'de Domuz gribi olan hasta sayısının ne kadar olduğunun şu anda tam olarak bilinmediğini belirtti.
Domuz gribine bağlı olarak yaşamını yitiren kişilerin sayısının 40 olduğunu ifade eden Prof. Dr. Usluer, şunları kaydetti:
?Bir hafta önce olgu sayısı çok arttığı için Sağlık Bakanlığı artık tek tek olgu bildiriminde bulunulmasının doğru olmadığı kanaatine vardı. Ancak geçen hafta ortalarında toplam olgu sayısı arttı. Domuz gribinde ülkedeki toplam olgu sayısının 3 bin civarında olduğu söyleniyor. Bizim tahminimize göre gerçek rakam bunun en az 10 katı. Buradaki hızlı artışa dikkat etmek gerekir. 8 Ekimde Sağlık Bakanlığının internet sayfasında bu hastalıktan dolayı yaşamını yitiren kişi sayısı bir olarak görülüyordu. Yaklaşık bir ayda bu rakam 40'a çıktı. Hızlı bir artış var.?
?40'A YAKIN KİŞİ YOĞUN BAKIM DESTEĞİ ALIYOR?
Prof. Dr. Usluer, yakın temas halinde oldukları Ankara'daki eğitim hastanelerinin neredeyse tek baktıkları hastaların grip hastaları olduğunu belirterek, sadece enfeksiyon hastalıkları kliniği değil, göğüs hastalıkları, kulak, burun, boğaz kliniklerinin de bu hastalarla dolu olduğunu bildirdi.
Bir eğitim hastanesinde 4 Domuz gribi hastasının solunum cihazına bağlı olduğunu öğrendiğini vurgulayan Prof. Dr. Usluer, şöyle devam etti:
?Türkiye'de yaşamını kaybeden hasta sayısı kadar çok kişi yoğun bakım desteği alıyor. Yaşanan salgın sadece bizim ülkemizi değil, tüm dünyayı ilgilendiriyor. Salgının olduğunu kabul etmeliyiz, ancak panik yapmak yerine doğru yöntemlerle bunu kontrol altına almak gerekiyor. Doğru yöntemlerin başında korunmak geliyor. Burada esas korunma yöntemi aşılamadır. Sağlık Bakanlığı tarafından risk grupları için aşı alındı. Sağlık personelinin aşılanması bir haftadır devam ediyor. Medyadaki bilgi kirliliğinin önüne geçilip en etkili korunma yöntemi olan aşı yapılmasının yaygınlaştırılması gerekiyor. Aşılamanın yapılması özellikle risk grupları için önemli. Bunun yanı sıra kalabalık ve kapalı alanlarda fazla bulunmamak, hastalanınca bir hafta toplum içine çıkmamak gibi önlemler de önemli. El yıkamak çok önemli. Elimizi yıkayamadığımızda korunma jellerini kullanabiliriz.?
?HASTALIK NEDENİYLE YÜZDE 12 ORANINDA İŞ GÜCÜ KAYBI VAR?
Usluer, hastalık nedeniyle yüzde 12 oranında iş gücü kaybı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
?Aşılanmanın önemi burada ortaya çıkıyor. Hasta kişiler hastaneye yatmayabilir, evde geçirmek isteyebilir. Yoğun bakım gerekmeyebilir. Her hasta ölmüyor, bu bir gerçek. Ölmesin de ancak yüzde 12 oranında bir iş gücü kaybı var. Salgın ne kadar büyürse o kadar kişi okula, işe gidemeyecek. Bu da ülke ekonomisini olumsuz etkiler. Siyasetçileri aynı zamanda toplum liderleri olarak görüyorum. Olumlu ya da olumsuz çıkacak her söz toplumu o söz doğrultusunda etkiler. Bu nedenle çok dikkatli konuşmak gerekiyor. (Aşılanacağım) derken de (aşılanmayacağım) derken de... Ben bu olaya siyasi ya da politik açıdan değil bilimsel açıdan bakılması gerektiğini düşünüyorum.?
Sağlık Bakanlığının bu aşının alınmasına karar verirken Bilimsel Danışma Kurulu oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Usluer, ?Aşının koruyuculuğuna inanan bir kişiyim. Tek başına alınmış bir karar değil. Bu karar Dünya Sağlık Örgütü'nün hedeflerine uygun bir karardır. Kaldı ki basında çıktığı gibi Türkiye bu aşının denendiği bir ülke değil? diye konuştu.
80 BİN KİŞİ AŞILANDI
ABD'nin, Kanada'nın, Batı Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu 18 ülkede nüfusun tamamının aşılanacağını bildiren Usluer, ?Bizim gibi ekonomik olarak daha sıkıntılı, aşı konusunda dışarıya bağımlı pek çok ülkede ise risk grupları aşılanacak. İsveç'te 1,6 milyon kişi bizdeki aşının aynısıyla aşılandı. Şu ana kadar ciddi hiçbir yan etki görülmemiş. Türkiye'de de 80 bin kişi aşılandı, ciddi bir yan etkiden bahsedilmemektedir. Süreçle birlikte bilgi paylaşımlarının artmasının konuyla ilgili politik spekülasyonlara da son vereceğini düşünüyorum.?