Bakan Çubukçu, yanlıştan döndü (Haziran ataması)

MEB bakanı Sayın Nimet ÇUBUKÇU Şubat ataması yapmama inadından vazgeçmese de mağduriyeti giderecek adımı atmış ve Haziran'da 10 bin atama yapacağını açıklamıştır.

Bu adımı atmasında kamuoyu baskısı ve vicdan muhasebesinin etkili olduğu kanaatindeyim. Bu atama yapılmasaydı, Aralık atamasında tercihlerini Şubat'a göre şekillendiren binlerce öğretmen adayı mağdur olacaktı.

Aralık'ta yanlış hesap yapmamışlardı, sadece rutin hal alan Şubat ataması noktasında devlet ve yöneticilerine güvenmişlerdi.

Aralık ayı atamaları geçmişte çokça görülen bir uygulama olmadığından sayın bakanın gösterdiği çaba nedeniyle kendisini Tebrikler Sayın ÇUBUKÇU başlığıyla takdirlerimizi iletmiştik.

Haziranda yapacağı bu atamalarla ilgili olarak tebrik etmenin, takdir etmenin yerinde olmadığı kanaatindeyim. Çünkü biz son 7 yılda alıştık ki önce insanlar mağdur edilmekte ardından hakları olan bir durum düzeltildiğinde bu durumdan nemalanmak istenmektedir.

Çok değil 2006 yılına kadar Sözleşmeli öğretmenlik diye bir kavramımız yokken bugün gelinen noktada sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi çok büyük bir rant konusu olmuştur.

Öğretmenlerin kadrolu olmalarını bir tarafa itseniz bile öğrencinin kadrolu (kalıcı) öğretmenle çalışmak hakkını elinden almayı düşünmek ne kadar doğrudur? Eğitim adına ne kadar yararlıdır?

Eğer sözleşmeli öğretmenlik müessesesi kurulmamış olsa idi ya da yargı tarafından kaldırılmış olsa idi, bugün sözleşmeli öğretmen olarak çalışan öğretmenlerimiz kadrolu çalışmayacaklar mıydı? MEB o zaman öğretmen alımı yapmayacak mıydı?

Önce mağdur edip sonra bu mağduriyet üzerinden pay çıkarmak ne kadar doğrudur? Ne kadar etiktir?

Bütün bunlara rağmen tüm sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçiren fakat aynı zamanda sözleşmeli öğretmenliği bir daha çıkmamak üzere tarihe gömenleri alkışlayacağız. Onların geçmişin hatalarını bertaraf etmelerinden dolayı kutlayacağız. Çünkü bizce eğitim için yerinde olan yararlı olan budur.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi