Kaymakam: Senin eşin, benim eşimi balkonda görmüş, hoş geldin dememiş...

Haber Giriş : 14 Şubat 2005 01:52, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Aşağıdaki hikaye kurgusu "bulut" kullanıcı adlı bir ziyaretçimizin sitemize gönderdiği 4 sayfalık mektuptan özetlenerek, yer ve isimler gizlenerek, memurlar.net ziyaretçilerine aktarılmaya çalışılmıştır.


Mülki İdare Amirlerinin Sefahatının Durdurulma Zamanı Gelmedi mi?

Taşrada çalışanlar yakınen şahit olmuşlardır. İstisnalar dışında, bir kaymakam veya bir vali atandığında yapılan ilk iş evin eşyalarının yenilenmesi, binanın tadilattan geçirilmesi, makam arabasının yenilenmesi gibi işler olmaktadır. Ne yazıkki bu uygulamaya bugüne kadar DUR diyen bir iktidar da olmamıştır. Bugün memurlar.net ziyaretçilerine isim yer ve konuları kodladığımız bir hikaye aktaracağız. Ancak, hikaye dediğimize bakarak, olmayan bir şeyi anlattığımızı da düşünmeyin. İşte bir kaymakam öyküsü...

İlçe kaymakamının tayini çıkmıştır. Bir çok iza eksiktir ve tayini çıkan kaymakam imza eksiği kalırsa müdürden yeni gelecek olan kaymakama evraklarını imzalatmasını ister. Kaymakamın konuştuğu kişi başarılı bir memur olduğu için köye hizmet götürme birliğinin sekterliği, okul inşaatlarının koordinatörlüğü kendisine verilmiştir.

İşte bu hikayeye konu müdürümüz, tamirat, onarım, sevk ve idare gibi işlerle tek başına uğraşırken yeni kaymakam Seferad telefonla arar. Kaymakam telefonda geleceğini belirtiyor ve bu nedenle lojmanda 4-5 hizmetli bulunmasını istedikten sonra, müdürün de kendisini ilçe dışında beklemesini istiyor. Seferad kaymakam başka da bir şey söylemez. Müdürümüz, o kadar hizmetli olmadığını ama vakıftan ve birlikten kişiler ile köy korucularından oluşan beş kişiyi getirebileceğini belirtir. Seferad tamam der. Ancak söylediği gün gelmez. Bir gün sonra gelir. Müdür kamyonla gelen eşyaları lojmana yerleştirir sonra kaymakam ve ailesi ile birlikte yemek yenir.

Kaymakam, lojman kapısını beğenmez ve yeni bir çelik kapı siparişi verilir. Sonra da kaymakam beyimizin müdüre soruları başlar.

Kaymakam: Lojman en son ne zaman restore edildi?
Müdür: Tam hatırlamlıyorum. aşağı inip bakmam gerekiyor.

İner, bakar ve söyler: 1995 yılında Sayın kaymakamım...

Kaymakam yeniden sorar: Bu makam arabası kaç model, ne özellikleri var?

Müdür, tabii işi olmadığı için tam bilmez ve sorayım der. Sonrada özelliklerin yazılı olduğu kağıdı kaymakam beye verir.

Ertesi gün lojman tamiratı başlar. Tabii sorumluluk gene bizim müdürdedir. Müdür bir taraftan lojmandaki tamirata bakar bir taraftan da daireye koşar ve yazışmaları yürütür.

Bu arada lojmana DİGİTÜRK alınmış ve o kuruluyordu. Bu arada kaymakam beyimiz bilgi edinmeye devam eder. Geçen yıla ait harcamaları sorar. Ne nereye harcanmış? Bu konuda bilgi sahibi olur.

Bir kaç gün sonra zabıta Veli digiturk ve televizyon tamri faturasını getirir. Faturaları müdürümüz kaymakama götürür. Kaymakam Seferad, "bunların detaylarını sor" der. Müdürümüz de televizyonu tamiratçiya, digiturk'u de, digiturk'u kendi adına alan zabıta veliye sorar ve kaymakama çıkar. Kaymakam televizyon faturasına tamam der. Sonra da digiturk'ü sorar. Müdür de, Veli'ye sorduğunu belirtir. kaymakam sinirlenir. Çünkü onun kaset ettiği digiturk bayisine sorulmasıymış. Kaymakam bey, faturayı eliyle iter. "Çık dışarı... Senin görevini ben mi yapacağım... Çık dışarıya" der. Müdür bey eğilip faturayı almak isterken kaymakam beyimiz bağırmaya devam eder. Kaymakam zile basar. Bekçi gelir. "Lan zamanında niye gelmiyorsun" diye bekçi nasibini alır.

Müdür bey, bu olaylara çok içerler. Yıllarca tek başına çalıştığı için doğru dürüst izin kullanamamıştı. Beklemediği böyle bir olayla karşılaşınca da şoka uğramıştı. Kendi kendine "her şey boşmuş bari" diyerek iki yıllık izinleri kullanmayı, sonra da emekli olmayı ister. 2 suret izin dilekçesi 2 surette birlikte hiçbir görev almamak üzere dilekçe yazar. Dilekçeyi kaymakıam imzalar.

Dilekçelerin birisini ildeki müdürlüğe fakslar ve il müdürüne bilgi verir. İldeki müdür, "niye izin alıyorsun? niye emekli oluyorsun?" diye sorar. İlçe müdürümüz de, yeni kaymakamın kendisine potansiyel suçlu gibi baktığını belirtir. Sonra da televizyon ile digiturk olayını anlatır. İldeki müdür, digiturk faturasını sen mi ödedin der. İlçe müdürümüzde hayır der.

Daireden çıkarken ilçe miili eğitim müdürü gelir. Kendisini sakinleştirmek ister. "Kaymakam iyidir" der. Biraz sonra yazıişleri müdür arar. İzin onayının iptal edildiğini belirtir. Ve yarın göreve gelmesini ister. Bu arada Milletvekili Sayın YERSU arar, müdür tüm olanları, olduğu sayın vekile de aktarır.

Ertesi gün müdür işe gider. Amirim herhalde beni anladı düşüncesindedir. Randevu alıp içeri girer. "Sayın Kaymakamım Sen Beni tanımıyorsun ben de seni tanımıyorum. Aramızda bir şey yok, niye bana kızdınız, benim bilmediğim bir şey varsa özür dilerim" der. Kaymakam bey, "Bak kardeşim çalışkan olabilirsin, iyi olabilirsin, ben sana arabanın özelliklerini soruyorum, bilmiyorsun, adam aldığı arabanın özelliklerini bilmez mi? Lojmanın hangi tarihte yapıldığını sordum, bilmiyorsun. Senin işlerinden ben sağlıklı bilgi alamıyorum. Ben sana beni ilçe dışında karşıla dedim. Karşılamadın. Hizmetli yok dedin" der.

Sonra tekrar sormaya başlar. "Biz seninle komşu olacağız. Senin eşin benim eşimi balkonda görmüş hoş geldin dememiş" der.

Müdürümüz de, "Kaymakam bey ben sizi İlçe dışında bekledim. Saatınız belli olmayınca eşyaları yerleştirmek için lojmana döndüm. Eşim öyle bir şey yapmaz" der. Sonra da eşine sorar. Eşi "Hayır, görmedim" der. Ama kız çocuğu, "Ben, kaymakam beyin eşini balkonda gördüm. Daha hoş geldin demeye gitmediğimiz için utanıp içeri kaçtım" der. Müdür olayı aynen böyle aktarır. Sonra da "Siz bir yerleşin, rahat edin, size hoş geldiniz demeye geleceğiz" der. Kaymakam beyimiz "Artık siz gelseniz de eşim kabul etmez" der. Kaykamam sonra da, müdüre emekli olması gerektiğini söyler. Müdür de "Peki" der. "2 ay izinim var, iznimi kullanayım, iznimi kullanayım emekli olmayı da düşünebilirim" der. Tekrar 2 ay izin dilekçesi yazılır. Kaymakam bey imzalar. Bu arada kaymakam bir kaçişi halledip öyle izne ayrılmasını söyler.

Öğleden sonra Kaymakam bey müdürü yeniden çağır. Yanında AKP İlçe Başkanı da vardır. Kaymakam bey "Ulan ben sana dijitürk faturamı ödemi dedim de, beni İl Müdürüne söyleyip, Vali beye beni arattın" der. Müdür, bir yanlışlık olması gerektiğini, il müdürüyle arasında digiturk konusunun geçtiğini ama ödemenin söz konusu olmadığını belirtir.

Kaymakam bey yeniden sinirlenir. "Ulan ben bunu öldüreceğim" diyerek, müdürün üzerine yürür. AKP İlçe başkanı, "Kaymakam bey sakin olun" der ama nafile. Müdür bey bu arada hiç cevap vermiyor. Kaymakam bey son olarak bir yumruk atar ve "Ben bu eşek oğlu eşeği öldüreceğim" der. Müdür bey bu kez terbiyeli olun der. AKP İlçe Başkanı, müdüre "Abi sen dışarı çık" der. Müdür çıkar ve evine gider.

Bu aradam akşam ilçenin önde gelenleri oturur ve müdüre kaymakamın artık kendisi ile çalışmak istemediğini belirtir. Ve "Ya sen emekli ol yada bir yer bul senin oraya tayinini yapalım" denir. Konu milletvekilini de aktarılır. Vekil kaymakamın müdürle çalışmak niyetinde olmadığını söyler.

Bu arada kaymakam bey boş durmaz. Lojmanın kendi tarafındaki her zamanki geçilen yolu kapatır. Lojmana su çıkmıyor diye ortak kullanılan idrofolu keser. Ve evin giriş kapısının anahtarını değiştirir. Ev bir nevi ortak olduğu için müdür artık içerde ailesinden birisi olmadan dışarı çıkamıyordu.

Son Söz müdürde "Sayın Büyüklerim ben 27 yıllık devlet memuruyum. 12 kaymakam geçirdim. Hepsinden takdirim var. Sayın Kaymakamımız Seferad .. geldikten sonra can güvenliğimden korkmaya başladım. Mecburen lojmandan çıkmak zorunda kaldım. İlçede huzur kalmadı, bizzat bir kaymakama yakışmayacak şekilde kendi meslektaşını ve beni siyasilere yolsuzluk yaptığımızı söylüyor. Beni ilçede gezmez etti, kalp hastalığına yakalandım. Sadece ben değil, gerek ilçe halkı gerekse kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm daire amirlerine ilçe halkına sorulduğu takdirde öğrenilir. İcraat yerine soruşturmadan başka bir iş yapılmıyor. İlçede askeri yönetim hakim. .. Gereğini arz ederim".30.12.2004

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber