Erdoğan: Öndeyiz, ama, erken seçim yok

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 06 Nisan 2010 12:14, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Erdoğan: O Adam Benim Muhatabım Değil

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın "Erdoğan giderek Kaddafi ve Chavez'e dönüşüyor" değerlendirmesiyle ilgili, "Medya üzerinden değerlendirmesi yapılmaz. Kaldı ki o adam benim muhatabım değil" dedi.

Başbakan Erdoğan, Holiday Inn Oteli'nde basın mensuplarının sorusunu yanıtladı.

Erdoğan, "Lieberman, TRT Arapça kanalının açılışında yaptığınız konuşmayı eleştirerek, üslubunuzu Kaddafi ve Chavez'e benzetmiş" sözleri üzerine, "Medya üzerinden değerlendirmesi yapılmaz. Kaldı ki o adam benim muhatabım değil" dedi.


- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik alanda havayı bulandırmaya kimsenin hakkı olmadığını ifade ederek, "Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Bosna-Hersek temaslarının ikinci gününde Parlamento binasında düzenlenen Saraybosna İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Bosna-Hersek'in her alanda ortak noktaları bulunduğunu belirterek, "Biz tarih boyunca olduğu gibi bugün de Bosna-Hersek ile gönül diliyle konuşuyoruz" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Bosna-Hersek'in nasıl yandığına, Saraybosna'nın nasıl yıkıldığına şahit olduklarını anlatan Erdoğan, "Ama şimdi, aradan geçen 15 yılın ardından Bosna-Hersek'in küllerinden yeniden doğmanın veya yeniden doğduğunu görmenin mutluluğunu yaşıyoruz."

"CAMİLER, KİLİSELER, SİNAGOGLAR DÜN YAPILMADI"

"Bu coğrafyada camiler, kiliseler, sinagoglar dün yapılmadı. Bu coğrafyada ezan sesi, çan sesi ve hazan sesi yüzyıllardır aynı gök kubbenin altında ahenk içinde varlıklarını sürdürüyorlar" diyen Erdoğan, bu ahengin ebediyete kadar devam edeceğine inanmak, genç nesilleri de buna ikna etmek durumunda olduklarını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakınız biz Türkiye olarak, Türk halkı olarak her zaman Bosna-Hersek ile yakından ilgili olduk. Şu noktanın altını çizmek istiyorum: Bu ilgi çıkar odaklı değil, insan odaklı, sevgi odaklıdır. Zira biz Balkanlar'daki herhangi bir ülkedeki istikrarsızlığın tüm Balkanlar'ı istikrarsız hale getireceğine inanıyoruz. İşte bunun için Bosna-Hersek'in egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve uluslararası alanda tanınmış sınırlarının muhafaza ve idamesine büyük önem atfediyor, bu yolda tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz.

-"KARARLI ADIMLAR ATTIK"

Türkiye'nin, yatırımlara yönelik doğrudan düzenlemelerin yanı sıra istikrar ve demokratikleşme alanında da çok kararlı adımlar attığını ifade etti. Erdoğan, AB ile katılım müzakereleri, demokratik standartların yükseltilmesi ve ekonomi politikalarının kararlı şekilde uygulanmasının ülkeyi yatırım üssüne dönüştürdüğünü belirterek, "Aynısı Bosna-Hersek'te neden olmasın?" dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin 2009 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 6 büyüme kaydettiğine, OECD ülkeleri içinde Güney Kore ile birlikte en hızlı büyüyen iki ülkeden biri olduğuna dikkati çekti. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bütün bu yatırımlarla birlikte atılan adımlarda özellikle cesaret çok önemli yer tutuyor. Kararlılık, özellikle mali disiplinden taviz vermemek önemli yer tutuyor. Eğer mali disiplinden havanın şöyle böyle esmesine göre taviz vermeye kalkarsak o zaman o ülkede yine ulusal sermaye de kendi içinde güvenini kaybedecektir.

Bakınız biz bu arada şöyle bir şey daha yaşıyoruz. Mesela bizde muhalefet partileri, eski alışkanlıklarıdır, hep böyle işlerine geldiği zaman, puslu havayı sevenler vardır biliyorsunuz, erken seçim talebinde bulunur. Niye erken seçim? Daha iki buçuk sene oldu, neden erken seçim? Çünkü 7,5 yıl öncesine kadar, çok partili hayata geçtiğimizden bugüne Türkiye'de ortalama 16 ayda bir hükümet değişmiştir. Şimdi 16 ayda bir hükümetin değiştiği bir ülkede istikrar olur mu? Olmaz. Bu alışkanlıklarını devam ettirmek isteyen bir zihniyet var. Biz bu zihniyeti bozduk. Bundan önce halkımızdan aldığı yetkiyi zamanında kullandık. Şimdi yine zamanında kullanacağız. Nedir? Halkımız bize 4 yıl süre verdi. Bu 4 yıl süreyi de en güzel şekilde değerlendiriyoruz, değerlendireceğiz. Biz bunu söyledikçe küresel sermaye rahatlıyor ama ne olacağı belli olmaz bir yapı olursa küresel sermaye gelip o ülkeye girmez.

Gittiğimiz yerde sermayedar bize bunu soruyor, 'Gerçekten seçim var mı?'. Havayı, özellikle ekonomik alanda, bulandırmaya da kimsenin hakkı yok. Eğer bir ülkede siyasiler bu tür bir yapılanmanın, anlayışın içine giriyorsa inanın onlar ülkelerine ihanet ediyorlar. Bizler kamuoyu yoklamalarında oy oranlarımız yüksek olduğu halde bir erken seçimi asla düşünmedik, düşünmüyoruz. Gelişmiş ülkelerde nasıl belirlenen tarih neyse o zaman yapılırsa seçimler, aynı şekilde bizler de bunu bu şekilde ilan ediyoruz, bu şekilde de yapacağız. Çünkü bu tür erken seçimlerin bedeli o ülke ekonomisine bir darbedir ve faturası da çok ağırdır, yatırımcıyı da ciddi oranda ürkütür. Buna da fırsat vermeyiz."

"HİÇ BİTMEYECEK BAHARA HAZIRLANIYOR"

Bosna-Hersek'te ekim ayında yapılacak genel seçimlerin, ülkenin geleceği ve ekonomisi bakımından önemli fırsatlar sunma potansiyeli taşıdığını dile getiren Başbakan Erdoğan, bu süreçte Türkiye ve uluslararası camianın Bosna-Hersek'e katkılarını artırması ve dost elini daha samimi bir şekilde uzatması gerektiğine işaret etti.

İş forumunun, ülkenin kalkınma çabalarına büyük katkı sağlayacağını, ihtiyaçlarının yanı sıra sunduğu imkanları da ortaya çıkaracağını düşündüğünü kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiç şüphesiz Bosna-Hersek'in idari ve hukuki altyapıyı geliştirmeye yönelik çalışmaları uluslararası yatırımların artmasına olumlu katkı yapacaktır. Burada Anayasa'ya yönelik bazı değişikliklerin de hiçbir duygusallığa kapılmadan yapılmasının Bosna-Hersek için çok önemli adımların atılmasına fırsat vereceğini görüyorum. Burada da duygusallığı taşımadan bu sürece destek vermek gerekir. Bosna-Hersek ile bölge ülkelerinin ve dost ülkelerin yol gösterici, katkı sağlayacağı bir tutum sergilemeleri son derece faydalı olacaktır. Balkanlar'ın bu güzel ülkesi, inanıyorum ki hiç bitmeyecek bir bahara hazırlanıyor. İnanıyorum ki Bosna-Hersek'te yeşeren umutlar dalga dalga yayılacak ve Balkanlar'ı bir huzur ve istikrar coğrafyasına dönüştürecek."

Milletin Menfaati Daha Öndedir

- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bosna-Hersek'te daha fazla girişimcinin bulunması için güven ve istikrarın sağlanması, bürokratik engellerin ortadan kalkması gerektiğini belirterek, "En azından hafifletilmesi lazım. Yeri geldiğinde cumhurbaşkanlarımızın direkt müdahil olmaları lazım. 'Ne yapıyorsun?' demeleri lazım. Yeri geldiğinde silkelemeleri lazım. Çünkü bu ülkenin, bu milletin menfaati o bürokratlardan çok daha öndedir. Bunu böyle görmemiz lazım" dedi.

Başbakan Erdoğan, Saraybosna İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye-Bosna-Hersek-Sırbistan Üçlü Danışma Mekanizması çerçevesinde güven arttırıcı önlemlerin görüşüldüğünü belirterek, bunlar arasında Sırbistan Parlamentosu'nun geçtiğimiz hafta kabul ettiği kararın çok önem taşıdığını vurguladı.

Buna göre, Sırbistan'ın Srebrenitza'daki olaylarla ilgili özür dilediğini hatırlatan Erdoğan, bu ülkenin ayrıca Bosna-Hersek'in toprak bütünlüğünü kabul ettiğini teyit ettiğini ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Balkanlar'da toprak bütünlüklerine saygı duyulması ve kabul edilmesi bölgesel barış ve istikrar açısından büyük önem taşımaktadır. Bölgede yaşanan trajedilerin sebep olduğu travmaları aşmak için Bosna-Hersek ve Sırbistan liderlerinin, özellikle de Sırbistan'ın cesaret ve sağduyu sergileyerek böyle bir kararı kabul etmesinin zamanı gelmiştir. Gelinen aşamada bu gelişmeyi ileriye dönük olumlu bir adım olarak addediyor ve sürece katkıda bulunmuş olmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Bu gelişmeleri basit, özellikle de siyasi yatırımlar olarak değerlendirip, buradan elde edilecek menfaatler sebebiyle geniş anlamdaki çıkar yaklaşımlarına feda etmemek gerekir. Çünkü bu gelişmeler, geleceği inşa eden barış temellerini kolay atan bir süreç değildir. Şüphesiz ki bunun bedeli vardır, şüphesiz ki bunun riskleri vardır. Eğer bu riskleri göze alamazsak gelecek nesilleri, gelecek kuşakları feda ederiz. Buna biz siyasilerin hakkı yoktur. Bunu özellikle iyi değerlendirmeliyiz. Basit çıkarları bir kenara koyup bu adımı hangi düşüncede olursa olsun, hangi siyasi tabela altında olursa olsun, hep birlikte, eylem birliği içerisinde, yaklaşımı bir ortak akıl ortaya koymak suretiyle sergilemek gerekiyor. İnanıyorum ki bunun adımları atılmıştır, bunun ışıkları artık görülmektedir."

Bosna-Hersek'in önemli bir coğrafi konuma sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, uluslararası sermayenin bir ülkeye girerken orada güvenlik ve istikrar aradığını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Eğer o ülkede güvenlik varsa küresel sermaye oraya girer. Ama orada güven yoksa, güvenlik yoksa o zaman bu küresel sermaye oralardan kaçar ve oralara girmez. Bunu ben kendi ülkemde yaşadım.

Şimdi aynı durumu bizler Bosna-Hersek'de görebiliriz. Bu mümkün. Bunun önünde bir engel görmüyorum. Güven sağlandığında, istikrar sağlandığında ki bu istikrarın en temel taşlarından bir tanesi de şudur, onu da söylüyorum: Burada Cumhurbaşkanlığı Konseyinin kararlı davranması çok önemlidir. O da bürokratik engellerdir. Eğer bürokratik engeller devam edecek olursa küresel sermaye yine buraya girmez. Finans sektörü de girmez. Çünkü kimse parasını gelip batırmak için yatırım yapmaz. Bizde ekonomide bir tabir vardır. Para aynen civa gibidir. Kendisi için uygun yeri nerede bulursa oraya kaçar. Biz Bosna-Hersek'i böyle uygun bir yer olarak görmek istiyoruz. Ben doğrusu ülkemdeki girişimcileri Bosna-Hersek'te yatırım yapmaları için sürekli teşvik ediyorum."

-"MİLLETİN MENFAATİ BÜROKRATLARDAN ÇOK DAHA ÖNDEDİR"

Bosna-Hersek'te Türk girişimcilerin de bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, bunun yeterli olmadığını daha fazla girişimcinin bulunması gerektiğini dile getirdi. Bunun için güven, istikrarın sağlanması ve bürokratik engellerin ortadan kalkması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "En azından hafifletilmesi lazım. Yeri geldiğinde cumhurbaşkanlarımızın direkt müdahil olmaları lazım. 'Ne yapıyorsun?' demeleri lazım. Yeri geldiğinde silkelemeleri lazım. Çünkü bu ülkenin, bu milletin menfaati o bürokratlardan çok daha öndedir. Bunu böyle görmemiz lazım" diye konuştu.

Bosna-Hersek'in artık denizlere açılma noktasında ulaşım ağları oluşturması gerektiğini anlatan Erdoğan, otoyolların bu noktada önemli olduğuna vurgu yaptı.

Başbakan Erdoğan, "Bana göre tek gidiş, tek geliş yolları biz artık tarihe havale etmeliyiz. Kesinlikle bu tür yatırımlara girmeyelim. Ben bunları israf olarak görüyorum. Gelecekte israf olarak görüyorum. Peki ne yapmamız lazım? En az iki gidiş, iki geliş bölünmüş yollar. Yani halk arasında bizim duble yol dediğimiz yollar yapmak lazım. Bunların gelecek için Bosna-Hersek'te önemli bir kazanım olduğunu göreceğiz. Çünkü biz Bosna-Hersek'i geri kalmış bir ülke olarak değil, gelişmekte olan bir ülke olarak görüyoruz, böyle de görmeliyiz. Bunun adımlarını atmalıyız" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber