Türk Telekom A.Ş.'nin 2004 Yılı Karı ve Özelleştirme

Daha önce sitemizde yer aldığı üzere, Türk Telekom 2004 yılında 2.1 katrilyon kar açıklamıştır. Ancak, bu karın ne kadarının faaliyet karı, ne kadarının sulh kapsamında tahsil edilen faizler olduğu meçhuldür. Bugün, hem bu konuya hem şüpheli alacaklar konusuna hem de özelleştirme kapsamında Türk Telekomun'un Türkiye açısından rolüne ve Türk Telekom'u alacak şirketlerin karşılabileceği muhtemel risklere ilişkin bir makale yayımlıyoruz. Ayrıntılar için başlığa tıklayın.

Haber Giriş : 22 Şubat 2005 10:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Telekom 2004 yılında memurlar net'in İHA kaynaklı haberine göre 2.1 katrilyon kar açıklamıştır. Bu karın 1.5 katirilyonu Turkcelle yapılan sulh antlaşması kapsamında çok daha önce Turkcell'in ödemesi gereken, fakat 2004 yılında ödediği gecikmiş borcudur. Geri kalan 600 trilyon ise 2004 yılında Türk Telekomun faaliyet karıdır. Bir önceki yılda, 2003 yılında 1.9 katirilyon kar edilmiştir. 2003 yılı karı içinde Turkcell gibi blok bir ödeme bulunmamaktadır, 2003 yılında açılanan kar faaliyet karıdır. Bu bağlamda Türk Telekom, faaliyet karı olarak 2004 yılında Turkcell'den gelen kaynak dahil edilmezse 2003 göre 1.3 katirilyon zarardadır. 600 tirilyon faaliyet karı 2004'teki gerçek karıdır. Dolayısı ile Turkcell borcunu çıkarsak faaliyet anlamında Türk Telekom 2004'te bir önceki yıla göre karlılığı azalmıştır. Kaldıki sulh kapsamında Türk Telekom alacaklarının bir kısmının faizini 2004 yılında çıkarılan bir kanunla aboneler bağışlamıştır. Bu kapsamda sulh antlaşması şeklinde Turkcell'den ne kadar alacağından vazgeçtiği veya bu kapsamda ne kazandığı belli değildir.

Diğer taraftan Türk Telekom şüpheli alacaklar hesabında 2004 yılında ne kadar biriktiği ve bundan önceki yıllarda Türk Telekomun şüpheli alacaklar hesabında bulunan abonelerin ne kadarının faiz affına rağmen tahsil edilebildiği meçhuldur. Her 3 ayda tahmini olarak ortalama 80.000 abonesi bulunan bir telefon müdürlüğünde yaklaşık 1.5 trilyon YTL (yılık hesaplanırsa 80.000 abonede 6 trilyon) şüpheli alacaklar hesabına aktarılmaktadır 80.000 abonede bu kadar para tahsil edilemiyorsa yaklaşık 19 milyon abonesi bulunan Türk Telekomda yıllık ne kadar alacağın şüpheli alacaklar hesabında biriktiği meçhuldur. Bu oran nüfusu yoğun olan illerde çok daha fazladır. Yine bu oran yıllıktır. Bundan önceki yıllarda biriken şüpheli alacaklar hesabıda bilinmemektedir. Bu borçlu olan kişilerin hepsi Türkiye'de yaşamaktadır. Şüpheli alacaklar hesabında biriken bu oran Türk Telekom özelleştiğinde olduğu gibi Türk Telekom'u satın alacak şirkete geçeceğinden, yeni şirket, belki Türk Telekom'a verdiği parayı sırf bu alacaklarından tahsil edebilecektir. Dolayısıyla Türk Telekom ucuza kapatılmış olacaktır.

Türk Telekom özelleştirme açısından yurt içinde ve yurt dışında bir çok şirketinin göz koyduğu karlı bir şirket olarak gözükmektedir. Ancak Türk Telekom 81 ilde 74.000 mezra ve köyde faaliyet gösteren katma değeri yüksek olduğu kadar öz sermayesine göre karlılığı düşük bir şirkettir. Şirket mazi olarak PTT ile birlikte hesaplandığında 160 yıllık mazisi sosyal öncelikleri yüksek bir şirkettir. Türk Telekom kurulduğundan bu tarafa (PTT dahil) Türkiye Cumhuriyeti hazinesinden yaklaşık 70 ila 100 milyar dolar arasında değişen bir yatırımla kurulmuş bir şirkettir. Türkiye'nin her tarafında faaliyet göstermektedir. Mevcut bakır çevrim yılların birikimiyle oluşmuştur. Yıllarca ölçek ekonomisi mantığı ve Kamu İktisadi Teşşebüsü (KİT) olarak faaliyet göstermiştir. Dolayısıyla yapılanması ve işleyişi bu şekilde oluşturulmuştur. Özel bir şirket, Türk Telekom'u hazineden satın aldığında kendiliğinde otomatik olarak bir takım problemler ortaya çıkacaktır. Şöyle ki; Türk Telekom bakır yerel çevrim ağı şehir merkezlerinde yer altından, kırsalda ise çoğu yerde yer üstünden direkler üzerinden gitmektedir. Özelleştiğinde bu yerlerden başta belediyeler olmak üzere, diğer kamu birimleri ücret talep edecektir, bu çok normaldır. Çünkü, daha önce kamu olduğu için önemsenmeyen kabloların geçiş güzergahı, bir anda özelleştiğinde, kamu kurumları için bir gelir kapısı olacak ve bir çok kuruluş yeni özelleşecek şirketten kendine ait yerden geçtiği için ücret talep edecektir. Kırsalda çoğu yerde güzergah Orman İşletmesinin sahibi bulunduğu araziden geçmekte, üstelik bazı yerlerde vatandaşın özel mülkünden geçmektir. Şehir merkezlerinde sorun daha çok karışıktır, çünkü Türkiye'nin %80'nin imarı yoktur, başta büyükşehirler olmak üzere gecekondulaşma had safhadadır yani özel şirketin buralarda muhatap alacağı kamu otoritesi bile belli değildir. Çünkü çoğu yerde plan yoktur olanlarda güvenilir değildir. Türk Telekom şu anda çoğu yerde PTT'nin kiracısı durumundadır. Bu binalarda Türk Telekom'un en kıymetli cihazları bulunmaktadır ve bunları buradan taşıması çok masraflı ve pahalıdır. Sırf bu sorun bile başlı başına büyük bir problemdir. Bunlar şu anda akla gelen, çok basit ama uygulamada, servisi ve karlılığı etkileyecek sorunlardır. Uygulamada şu anda akla gelmeyen nice sorunlar çıkacaktır.Sırf bu sorun bile başlı başına büyük bir problemdir. Tâbii bu sorunlar uygulamada ortaya çıkacağı için şu an için hem kamu otoritesi hem de Türk Telekom'a talip olan şirketler bu konuyu göz ardı etmektedir.

Batı ülkelerinde gerçekleştirilmiş telekom özelleştirmeleri Türkiye'de örnek gösterilmektedir. Bunların başında İngiltere, Fransa, Almanya bulunmaktadır. Ancak, bir gerçek göz ardı edilmektedir. Söz konusu ülkeler sosyal ekonomik gelişmelerini tamamlamışlar özellikle kentleşme konusunda çok ileri gitmiş ülkelerdir. Üstelik Türkiye gibi 74.000 mezra ve köye sahip değildir, dolayısıyla hizmeti götürmek basit ve kolaydır. Bu ülkelerde özelleştirme bir anlamda karlı ve verimli olabilir, ama Türkiye gibi nüfüsünun %30-35 kırsalda yaşadığı bir ülkede bu anlamda bir özelleştirme mevcut hizmetin geriye gitmesine sebep olabilir ve şu andan daha kötü bir iletişim sorunlarıyla karşılaşabiliriz, hatta Türk Telekom'u alan şirket işin içine girdiğinde ortaya çıkacak maliyetlerden dolayı zarar edebilir. Dünyada özelleştirmeler konusunda kötü örneklerde mevcuttur. Örneğin bize çok benzeyen Meksika ve Arjantin'de özelleştirme fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Uzun müddet özellikle Arjantin de büyük sorunlar yaşanmıştır.

İngiltere, Fransa gibi ülkelerde özelleştirme yavaş, yavaş olmuş, özelleşecek şirketler önce borsaya kote edilmiş daha sonra borsa da oluşan fiyatlar üzerinden satışa çıkmıştır. Hiçbir batı ülkesinde özeleştirilen şirketler yabancı kontrolune girmesine izin verilmemiş, kamunun kontrolu şirketler üzerinde etkin bir biçimde devam etmiştir. Fakat, Türkiye'de özellikle Türk Telekom'un yabancı bir şirketin kontrolune girmesi için sanki özel bir çaba gösterilmektedir. Türk Telekom kamu portalının oluşturulmasında görevlendirilmiştir. E-devlet olarak adlandırılan portalın alt yapısını ve kamu kurumlarının birbiri arasındaki iletişimini sağlayacak olan Türk Telekom'un önemi e-devlet projesiyle bir kat daha artmıştır. Bu projeyi yürütecek olan Türk Telekom stratejik olarak kamunun en önemli aktörü haline gelmiştir. Bu anlamda Türk Telekom kesinlikle kamunun kontrolü dışında bir unsurun eline bırakılmamalıdır.

Türk Telekom'un özelleşmesi için aslında Türkiye'de güzel bir örnek vardır. Bu şirketin çalışması ve faaliyeti Türk Telekom'a adapte edilebilir. Bu şirket ASELSAN'dır. Aselsan bir kamu şirketidir. Şu anda borsaya kotedir ve tam bir özel şirket mantığıyla yönetilmektedir. Emsalleri arasında dünyada başarılı olmuş, tek Türk kamu şirketidir. Bu şirketin çalışma mantığı Türk Telekom'a adepte edilirse Türk Telekom'un çalışma şartları ve kalitesi daha da yükselecektir.

Özet olarak Türk Telekom özelleştirmesinde sadece kamu otoritesi değil, aynı zamanda Türk Telekom'a talip olan şirketler eğer iyi niyetli iseler, Türkiye'nin kendine özgü şartlarını hesaplamalıdırlar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber