TRT'de dönen barter yolsuzluğu

Haber Giriş : 22 Şubat 2005 17:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakanın yakın çevresinden biri Servet Kabaklı'yı yazısını bitirmek üzereyken biri aradı. Telefondaki ses TRT'de ileri sürülen yolsuzlukla ilgili belgeli yolsuzluğu anlattı.

Servet Kabaklı Başbakanın yakın çevresini eleştirdi. İsim vermeden Cüneyd Zapsu ve Ömer Çelik'e ağır eleştiriler yönelten Kabaklı, Türkiyeliler Türk'ten mi gocundular?.. yazısı ile ayrıca TRT'deki yolsuzluk iddiaları ile ilgili çarpıcı bir bilgi verdi.

AZİZ okuyucularım, şu sütunu, Cenab-ı Hakk'ın bir hizmet emaneti olarak gördüğümün, bu sebeple doğru bulmadığım, inanmadığım hiçbir konuyu savunmadığımın en yakın şahidi sizlersiniz. İnanıyorum ki haksızlık, iftira, iz'ansızlık, hırsızlık ve uğursuzluk karşısında susan veya bu gibi iğrençlikleri savunan dilsiz şeytanın ta kendisidir. Dün yayınlanan "TRT üzerine oyunlar" yazımı da bu çerçevede değerlendirdiğiniz için hepinize teşekkür ederim.

Dünkü yazımda, Demiröz hakkındaki dedikoduların kaynağı olarak, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yakın çevresine çöreklenen, etrafında halkalanan, etrafını görmesini engellemekten öteye herhangi bir "ihsanları" olmayan, fındıkçı ve kültür cacıkçısı "Türkiyeli 2 karga kılavuz"u işaret etmiştim. Sebeplerini de başka bir yazıya bırakmıştım. İşte bu yazı, o yazıdır...

Böyle hata (!) yapılır mı?

ŞENOL Demiröz'ün, TRT'nin başına geçer geçmez, köklü ve milletimizin geçmişi, hâli ve istikbâli bakımından önemli yapımlar için, kurum içinden uzmanlara ilim adamlarıyla müştereken projeler hazırlatmaya başladığını biliyorum. Sizlere bu projelerden bazılarından bahsedeyim ki; "TRT'de yolsuzluk iddialarını" Başbakan'ın yakın çevresinden "Türkiyeli Medya"ya fısıldayan "Türkiyeli 2 karga kılavuzun" sancılarının sebebini anlayasınız...

Senaryosu tamamlanıp çekim safhasına gelen bu projelerden ilki tarihî perspektif içinde "Türk Ordusu"... Halen senaryo çalışmaları devam eden diğer 2 önemli proje ise "Türkler" ve "Türklerin Altın Çağı"... Ayrıca en az bunlar kadar önemli bir projenin senaryosu da Türk Dünyası'nın bir yıldız uzmanına, çok yetkili bir sanatkâr ve gönül adamına sipariş edilmiş. "Dede Korkut Hikâyeleri" Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar Resulov tarafından senaryolaştırılıyor.

Şimdi düşününüz; "Tam da giriş sürecinde AB'nin güllü tuzaklı yollarında beraber yürünürken"; Şenol Demiröz'ün yaptığı bu büyük hatalar(!) yapılır mı hiç?.. Türkler de neymiş?.. Bu "2 karga kılavuzun" Başbakan Tayyip Erdoğan'a, telâffuz ettirdikleri; "baskıncı azınlıkçıların" Başbakanlık adına hazırladıkları "azınlık raporuna" dayanak olan "Türkiyelilik" üst kimliği ne güne duruyor?..

Bu "Türkiyeli 2 karga kılavuzdan" ihanet ve gaflet yüklü şeceresi, artık hepimizce malûm "fındıkçı"nın; Türkiye Başbakanı'nın, dolayısıyla Türkiye'nin sırtında kırdığı fındıkların çatırtılarını, Mısır'daki Sağır Sultan duydu. Hatta okyanus ötesindeki demokrasi havarisi zalim diktatör, oval ofisindeki şöminesinde bu fındıkların kabuklarını yakarak ısınıyor... Ne yazık ki "Kasımpaşa karizmalı" Sayın Başbakan, bu ışık kesen, yanlış yansıtan yarasa kılıklı "dışbükey aynaya" bakmaktan mutluluk duyuyor...

Her parmakta bir marifet...

AZİZ okuyucularım, biliyorsunuz yasama, yürütme ve yargı, devlet yönetiminde, özellikle demokratik sistemlerde biri birini tamamlayan ve kontrol eden sacayağıdır. Basını da bunların tamamını kamuoyu adına denetleyen "4'üncü kuvvet" olarak tarif ederler.

Bu prensipten hareketle, basının içinden siyasete atılan, milletvekili veya bakan olan meslektaşlarımız, derhal gazetelerdeki görevlerini askıya alırlardı. Bunun örneklerinden biri Bülent Ecevit'tir. Ancak son birkaç yasama döneminde seçilen bazı meslektaşlarımız, geleneklerin aksine yasamayla birlikte "medya"daki görevlerini de devam ettirmekte mahzur görmediler. Ancak özellikle bu iktidar döneminde, Başbakan'ın yakın çevresindeki "yanar döner yıldızlardan" biri olan "kültür cacıkçısı", yasamadaki görevinin yanında bir taraftan yürütmenin başına "iç kabine" mensubu olarak danışmanlık yaparken, ek iş olarak da bir "medya grubu"nda köşe yazmaya başlamıştı. Yâni her parmağında bir marifet olan bu "entel", içinde bulunduğu yasama ve yürütmeyi, bir taraftan da "köşesinden" kontrol ediyordu.

Ne olduysa oldu, yakın geçmişte bu "önemli hizmetinden(!)" feragât etti. Kamuoyuna da yakında "bakan olacağı", bunun için köşe yazarlığını bıraktığı fısıldanıverdi. Acaba öyle miydi?.. Bu "zayıf halka" yazdığı medya grubunun patronundan istediği yüksek zammı mı alamamıştı; Yoksa "patron"un kendisine hediye ettiği, İstanbul Ulus'ta 400 bin dolarlık villanın kaynağını, Başbakan Tayyip Erdoğan'a açıklarken; "maaşımla aldım" demiş, milletvekili maaşıyla nasıl aldığını izah etmekte oldukça zorlanmış mıydı?..

Son dakika...

BU yazı bitmek üzereyken, Başbakan'ın yakın çevresinde görev yapan, yıllar öncesinden "kardeş" saydığım bir kişi telefonla aradı. Şenol Demiröz hakkında 3 yolsuzluk dosyasını bizzat kendisinin hazırladığını, Başbakan Tayyip Erdoğan'a, TRT'nin bağlı olduğu Devlet Bakanı Beşir Atalay'a ve Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e sunduğunu, dosyaların belgelere dayandığını; ön soruşturma açıldığını duyan Demiröz'ün, bunun üzerine Devlet Bakanı Atalay'a müracaat ederek soruşturma istediğini anlattı. En büyük yolsuzluğun da "modern takas" olarak nitelenen "barter" sistemi yoluyla yapıldığını iddia etti. Örnek olarak da bir özel kanalın 10 bin dolara aldığı yabancı yapımı, TRT'nin "barter"la 145 bin dolara aldığı iddiasını yürüttü. Kendisinden iddialarını belgelemesini istedim. En kısa zamanda göndereceğini söyledi. İşte bu köşe açık... Devlet kasasından, millet kesesinden yapılan bütün hırsızlıkları sergilemeye hazırız. Konunun muhataplarının cevap haklarının saklı olduğunu da açıkça duyuruyorum.

tercüman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber