Kalbin için hareket et!

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Temmuz 2010 21:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

Teknoloji gelişiyor, insanlar 'hareketsiz'leşiyor. Fiziksel aktivite azlığının kalp-damar hastalıklarında ciddi risk faktörü olduğu gerçeği ise genellikle göz ardı ediliyor.

Araştırmalara göre ülkemizde her üç yetişkinden biri hareketsiz yaşama bağlı hipertansiyon hastası. Birçok insan da bu sinsi hastalığın pençesinde olduğunun farkında bile değil.

Kalp krizinin en önemli nedenleri arasında gösterilen hipertansiyonla mücadelede ise düzenli spor yapmak, sigara kullanmamak ve stresten uzak durmak önemli rol oynuyor.

?Sağlıklı kalpler için tansiyonunuzu kotrol altında tutun? diyen Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Eda Tokuçcu, kan basıncının normalden yüksek seyretmesiyle ortaya çıkan hipertansiyonun, kalp krizi, felç ve böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni olduğunu söyledi.

Hastalığın çoğunlukla belirti vermediğine dikkat çeken ve hipertansiyon tanısının genellikle kan basıncı ölçümü sırasında konduğunu belirten Dr. Tokuççu, ?Bu hastalıkta yüzde 50 kuralı işler. Hastaların yarısı hipertansiyon hastası olduğunu bilmiyor, bilenlerin yüzde 50'si de tedavi almıyor, alanların ise istenen seviyede kontrol altında olmadığı dikkat çekiyor. Hipertansiyonun gelişiminde çevresel ve kalıtsal faktörlerin rolü çok büyük. Çevresel faktörlerden kilo fazlalığı, hareketsiz yaşam tarzı, sigara kullanımı, aşırı tuz tüketimi, yoğun stresli yaşam ön planda bulunuyor. Kalıtsal yatkınlık da ciddi bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor? diye konuştu.

Otomobil kullanımı, yürüyen merdiven ve asansör gibi teknoloji ürünlerinin insanları daha az fiziksel ektiviteye yönelttiğini belirten ve kalp sağlığı için haftanın en az 3 günü egzersiz yapılmasını öneren Tokuçcu, yüksek tansiyon tedavisinde nasıl bir yol izlendiğini ise şöyle anlattı:

DÜZENLİ FİZİKSEL AKTİVİTE İLE TANSİYON KONTORLÜ

"Tedavi yaklaşımında öncelikle hastanın kalp hastalığı, inme, böbrek yetmezliği gelişme riski ve hipertansiyon derecesine göre risk düzeyi değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme sonrasında, eğer hasta düşük riskli hipertansiyon hastası ise öncelikle beslenme alışkanlıklarını düzeltmesini, sigara içiyorsa, sigarayı bırakmasını, tuzu azaltmasını, kilo vermesini, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmesini ve egzersiz yapmasını öneririz. Tansiyon takiplerinde diyet ve egzersize yeterli yanıt alınamazsa ilaç tedavisi başlanmalıdır. Eğer hasta yüksek riskli hipertansiyon hastası ise yani bir kalp hastalığı öyküsü, inme, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği durumu mevcutsa diyet ve egzersiz ile eş zamanlı olarak ilaç tedavisi başlanmalıdır.

Hastanın risk durumu ve tansiyon düzeyine göre, bir veya birden fazla ilaç gerekebilir. Ancak pek çok hasta, hipertansiyonun hayat boyu devam eden bir hastalık olduğunu kabullenmekte zorlanmaktadır.

YÜKSEK TANSİYON KALP KRİZİNİ TETİKLİYOR

Hipertansiyon, hayat boyu devam eden bir hastalık olduğu için, tedavisi de hayat boyu devam etmelidir. Ancak sık rastlanan hatalardan biri de tansiyonu ilaçla normale gelen hastaların tansiyon ilacını kesmek istemeleri ve devam etmek istememeleridir. Bu durumda tansiyon tekrar yükselecektir ve kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği gibi istenmeyen olaylar gelişebilecektir. Hipertansiyon tedavisi için ilaç başlandığı zaman hastaların tansiyon düzeyi normale gelene kadar sık aralıklarla, tansiyon düzeyi normale geldikten sonra da belli aralıklarla doktor kontrolüne gitmeleri gerekir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber