Diyanet'ten 'müfettiş sürgünü' iddiasına açıklama

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 18 Ekim 2010 08:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyanet, kurumda yolsuzluk olduğu ve bunu gizlemek için müfettişlerin sürüldüğü iddialarının doğru olmadığını belirterek, teşkilatın yeni yapılanmasıyla ilgili olduğunu açıkladı

UYDURMA VE HAYAL MAHSULU

? Diyanet İşleri Başkanlığı, kurumdaki bir şube müdürü soruşturması için görevlendiren müfettişin iddia edildiği gibi bir yolsuzluğu araştırmadığı sadece çalışma performansı ve verimlilik incelemesi yaptığını açıkladı. Olayda yolsuzluk olmadığı gibi ?yolsuzluğu örtbas etmeye yönelik bir müfettiş değişikliği? de olmadığını duyuran Diyanet, iddiaların hepsinin ?uydurma ve hayal mahsulü? olduğunu belirterek gerçekle hiçbir ilgisi olmadığını bildirdi. Diyanet'İn resmi internet sitesinde yer alan açıklamada ?Şube Müdürü hakkında başlatılan soruşturmayı yapmak üzere bir Başmüfettiş ile bir Müfettiş Yardımcısı görevlendirilmiştir? dendi.

ALİ DEMİR DİYE BİR GÖREVLİ YOK

? Açıklamada şu bilgiler şer aldı: ?Şube Müdürü ve Müfettiş Yardımcısının Suudi Arabistan'da gerçekleştirilen 2009 yılı hac organizasyonunda uzun süreli (yaklaşık 80-90 gün) görevlendirilmeleri üzerine incelemeye ara verilmiş, Başmüfettiş de devam eden rutin genel denetimlerde Edirne İl Müftülüğü ve bağlı ilçe müftülüklerinin genel teftişini yapmakla görevlendirilmiştir. Yerlerine iddiaları incelemek ve gerektiğinde ilgililer hakkında soruşturma yapmak üzere yeni bir Başmüfettiş görevlendirilmiş ve dosya da kendisi tarafından tamamlanmıştır. Haberde adı sıkça zikredilen Ali Demir isminde bir görevlimiz de yoktur.?

İDDİA, YENİ YAPILANMAYLA İLGİLİ

? Diyanet açıklamasında şunlar dile getirildi: ?Teşkilat Kanunu'nun akabinde yeniden yapılanma çalışmalarının sürdüğü bu günlerde, kurum içinden ve dışından bir takım asılsız itham ve iftiraların atılması, kişilerin haysiyet ve onurunu rencide edici, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi saygın bir kurumun itibarını sarsıcı, ahlak dışı tezviratlar ne kadar üzücü ise, basın yayın organları tarafından bunların ciddiye alınıp, hiçbir araştırma yapılmaksızın, haber olarak topluma yansıtılması da gerek basın ahlakı, gerek dini duyarlılık ve gerekse İslam ahlak prensipleri açısından kaygı verici ve son derece üzücüdür.?

LİBERAL İSLAM PROJESİ YOK

Yurtdışında ?ılımlı İslam ya da liberal İslam? projesinin Diyanet içindeki yapı tarafından uzun yıllar desteklendiği iddiasının da aklı başında hiç kimsenin ciddiye almayacağı belirtilen Diyanet açıklamasında ?cevap vermeye dahi gerek görülmediği? kaydedildi.

Ömer Özsoy: Maaşımı Diyanet Vakfı vermiyor

Diyanette yolsuzluk haberinde ?ılımlı? ya da ?liberal İslam? projesinin desteklenmesi için Frankfurt Üniversitesi Protestan Teoloji Kürsüsü'nde görevlendirildiği ve maaşının da Diyanet Vakfı tarafından ödendiği öne sürülen Prof. Dr. Ömer Özsoy iddialırın doğru olmadığını açıkladı. Özsoy, Frankfurt Üniversitesi'ndeki İslam Vakıf Kürsü'nün 2002 yılında kurulduğu belirterek kendisinden önce Prof. Dr. Mehmet Emin Köktaş, Doç. Dr. Tahsin Görgün görev yaptığını ve halen bu görevi Prof. Dr. Abdullah Takım'ın sürdüğünü bildirdi. Frankfurt Üniversitesi'ne görevlendirilmesinin Diyanet tarafından değil ,Frankfurt Goethe Üniversitesi tarafından yapıldığını anlatan Özsoy, bunda Diyanet'in hiç bir etkisi olmadığını kaydetti.

LİBERAL İSLAM PROJESİ İDDİASI TEMELSİZ

Kendisinin 2006'da Dinbilimleri Kürsüsü'ne bağlı İslam Dini Bölümü Başkanı olarak atandığını ve şu anda da İslam Dini ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsü'nde Direktör olarak görev yaptığını belirten Özsoy, ne kendisinin ne de enstitüdeki çalışanların maaşını Diyanet Vakfı'nın ödediğini söyledi. Kendisinin maaşını Frankfurt Goethe Üniversitesi'nden aldığını ifade eden Özsoy, görevinin ?ılımlı? veya ?liberal İslam? projesi kapsamında değerlendirilmesinin temelsiz olduğunu da anlattı.

YASAL HAKLARIM SAKLI KALMAK ŞARTIYLA

Özsoy şöyle dedi: ?İsmimin ve Almanya'da yapmakta olduğum görevin, Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Ali Dere hakkındaki, tutarsızlıklarla dolu ve ikna edicilikten uzak yolsuzluk iddiaları çerçevesinde gündeme getirilmesi iyi niyetle kabil-i telif değildir. Önemli görevler üstlenmiş insanların onur ve itibarlarını rencide etmeye dönük bu tür asılsız iddiaları tahkik etmeksizin sayfalarınıza taşımış olmanızı, yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla, hayret ve esefle karşılıyorum.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber