Türkler, 'bana birşey olmaz' diyerek doktora gitmiyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 03 Kasım 2010 13:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Özel Çekirge Kalp ve Aritmi Hastanesi Uzman kardiyologlarından Afşin Çulhaoğlu, genelde Türklerin kalp sağlığına pek önem vermediğini ve 'bana bir şey olmaz' mantığıyla son ana kadar doktora gitmediğini söyledi.

Yeşim Tekstil çalışanlarına kalp sağlığının önemini anlatan Çulhaoğlu, kalbin belli periyodlarda kontrolünün ve erken teşhisin hayat kurtardığını vurguladı. Kalbin yapısı ve çalışma sistemi hakkında bilgi veren Çulhaoğlu, kalbin günde yaklaşık 7 ton kan pompaladığını bu yüzden çok güçlü bir kas yapısı olduğunu anlattı. Kalbin ana rahmine düştükten 40 gün sonra çalışmaya başlayıp yaşamımızın son anına kadar da çalışmaya devam ettiğini anlatan Çulhaoğlu, bu kadar yoğun bir tempoda çalışan bir organın da muhakkak belli periyotlarda sağlık kontrolünün yapılması gerektiğine dikkat çekti.

"KALP, KRİZDEN SONRA BİR DAHA ESKİ HALİNE DÖNMEZ"

Çulhaoğlu, kalp krizi esnasında göğüste çok büyük bir baskı oluştuğunu ve kişinin göğüs bölgesini sanki bir kemerle sıkıyorlarmış veya üzerine ağır bir cisim konulmuş gibi hissettiğini hatırlattı. Krizde ağrı veya batma hissinin çok nadir görüldüğünü, daha çok yeri tam gösterilmeyen baskı veya sıkışma hissi olduğunu vurgulayan Çulhaoğlu, ağrı yerinin genellikle tam bilinemediğini kaydetti. Kalp krizi sonrasında kalbin bir daha eski kas yapısına geri dönemeyebileceğini ve kas dokusunda çok büyük kayıplar olabileceğini söyleyen Çulhaoğlu, "Hastayı kriz sonrasında yaşama döndürsek bile eski sağlığına kavuşması çok zor olabiliyor." dedi.

"FAST FOOD, BİLGİSAYAR, TELEVİZYON KALP DÜŞMANI"

Kalbin sağlığının korunması için doktor kontrolünün yanısıra sağlıklı beslenmenin, düzenli bir şekilde spor yapmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Çulhaoğlu, şu uyarılarda bulundu: "Günümüz koşullarında özellikle gençlerin çok tercih ettiği fastfood tarzı beslenme şekli ve hareketi engelleyen televizyon, internet ve bilgisayar oyunları, aslında kalbin çok büyük düşmanı. Bu yüzden son yıllarda kalp krizi geçirme yaşının gittikçe küçüldüğünü görüyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber