Onbinlerce Akademisyene Reva Görülen Engel: ÜDS Sınavları

Yabancı dil öğrenme ile üniversitelerimizdeki akademik yükseltmelerde bu gün uygulanan şekli ile zorunlu yabancı dil sınavları bir birinden çok farklı uygulamalardır. Ülkemizin her üniversitesinden on binlerce akademisyen öğretim elemanı ÜDS zorunlu yabancı dil sınavına girmek için; yılda iki kez Ankara' ya taşınmaktadır. İşte önümüzdeki 27 Mart Pazar günü de ?2005 ÜDS sınav trajedisinin birinci perdesi? için on binlerce genç akademisyen arkadaşımız, eğitimlerine ara verecek üniversitelerinden ve öğrencilerinizden ayrılarak Ankara'ya gidecekler. Devamı için başlığa yıklayın.

Haber Giriş : 17 Mart 2005 00:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ülkeler arasında etkileşimin ve iletişimin çok hızlandığı günümüz dünyasında yabancı dil öğrenmenin yararlarını hepimiz bilmekteyiz. Hiçbir akademisyen yabancı dil öğrenmeye ve öğretmeye asla karşı olamaz.

Dünyanın hiçbir ülkesinde ülkemizde şimdi uygulanan hali ile Yabancı Dil sınavı akademisyenlerin önüne engel olarak konmuyor. Bunun bir benzeri veya örneği Dünyanın hiçbir yerinde yok. İngiliz'in İngiliz'den istemediği ağır gramer özellikli yabancı dil sınavlarını akademisyenlerin önüne engel olarak koymak büyük yanlışlıktır.

Yabancı dil öğrenmeye hiç şüphesiz evet! ama, Yabancı dilde eğitime ve Yabancı Dil sınavlarının Akademisyenlerin önüne engel olarak konmasına ise hayır! diyoruz.

Anayasamızda Türkçe'nin resmi dil olduğu açıkça ifade edilmiştir. Türkçe'miz hem yazım ve hem de iyi bir bilim dilidir. Buna rağmen ülkemizde yabancı dil konusundaki zorlamalar Türkçe'mizin önünü kesecek boyutlara ulaşmaktadır. Resmi ve Anadilimiz dururken yabancı dildeki bu zorlamaların gelecekteki olumsuz sonuçları çok iyi değerlendirilmelidir.

Yabancı dil öğrenme ile yabancı dil sınavları bir birlerinden tamamen farklı uygulamalardır. Yabancı dil öğretmenin gayesi, öğrenilen yabancı dilin faydalı bir şekilde kullanılması olmalıdır. Ancak üniversitelerimizde akademisyenlerin tabi tutuldukları zorunlu yabancı dil sınav uygulamalarının yabancı dil öğrenmeye pratikte ne kadar faydası olduğu tartışmalı ve akademik yükseltmelerde bu gün uygulanan şekli ile zorunlu yabancı dil sınavlarına son verilmelidir.

Akademik yükseltmelerde; öğretim elemanlarına mutlaka bir yabancı dil sınavı uygulanması gerekiyor ise; bu sınav akademik hayatın başında, yüksek lisans veya doktora öncesi ve sadece bir kez okuduğunu anlamaya yönelik olarak yani Türkçe'den yabancı dile/yabancı dilden Türkçe'ye tercüme şeklinde yapılmalı, sonraki hiç bir kariyer basamağında artık yabancı dil sınavı yapılmamalıdır. (TUS sınavının birinci basamağındaki yabancı dil sınavı buna çok güzel bir örnektir).

Yabancı dili amaç olmaktan çıkarıp bilimsel gelişmenin aracı haline getirmenin yöntemini oluşturmamız ve Yabancı dili akademik hayatın her safhasında bir problem olmaktan çıkarmamız gerekmektedir. Bir başka milletin en az kullanılan kelimelerini ve onların dahi kullanmadıkları kurallarını ezberlemeyi amaçlayan ÜDS sınavlarının pratikte dil öğrenmeye bir katkısı yoktur. Kaldı ki; Bilim dili branşlara yönelik olur. Değişik branşlardaki kelime ve deyimler farklı farklıdır. Tıpta uzmanlık dil sınavında, nasıl ki makinecilik üzerine hazırlanmış bir terminoloji kullanarak sınav yapılması doğru değilse ve bunda bir iyi niyet aranmazsa, makinecilik alanında çalışan bir akademisyeninde da hukuk, ekonomi, tip, psikoloji vb. terminolojisinden oluşan bir dil sınavından geçirerek makinecilikteki yoluna devam vizesi vermeye kalkışmanın da hangi sebeple olursa olsun haklılık payı yoktur.

İsin özündeki bu yanlışlık derhal düzeltilmelidir. Bilimi seven insan zaten kendi alanında araştırma yapmak zorunda olduğunun bilinci ile yabancı dili öğrenme ihtiyacını hissedecek ve öğrenecektir. Bunun sınavla sağlanmaya kalkılması doğru olmaz. Her branş kendi alanındaki terminolojiyi bir yabancı dilde öğrenmeye teşvik edilmelidir. O zaman bu sınav iyi niyetli ve öğretici amaçlı olacaktır. Bugün uygulamakta olan haliyle ÜDS sınavları Akademisyenlerin önüne konan bir engelden başka bir şey değildir.

Bu sistemde bilimle, araştırmayla uğraşması gereken binlerce, on binlerce genç akademisyen, sınava girecekleri dilin, kendi insanları tarafından ve dil bilimciler tarafından dahi sözlük yardımıyla hatırlanabilen kelime ve kurallarını öğrenmeye mahkum edilmiştir. On binleri bulan branş dışı kelime ve kural ezberciliğine harcanan zaman ve bu sınav sürecinin getirdiği stres de işin cabasıdır.

Yazık oluyor Ülkemize ve genç akademisyenlerin boşa harcadıkları zamana. Yanlış yapılıyor, çile çektiriliyor bunca bilim adamlarına. Bu sınavlarda basarili olamayan yabancı dil öğretmenlerinin sayısı kayda değer boyutlardadır. Bu nasıl bir sınav ki, yurtdışında yıllarca kalarak Yüksek Lisans ve Doktorasını orada yapanların bir kısmı dahi, bu sınavda başarılı olamamaktadır.

Sadece İngilizce'den yaklaşık on bin kişi doçentlik sınavına başvurup bunlardan %95'i ?vuslat başka bahara kaldı? diyerek maratona devam etmeye çalışıyorlar. Her şeyden önce genç akademisyenler doktoradan sonra kendi bilim dallarındaki uzmanlıklarını geliştirecekleri yerde en verimli yıllarını İngilizce öğrenmek, hatta ve hatta kelime ve cümle ezberlemekle geçiriyorlar. Genç akademisyenler kendi branşlarında bir şeyler yapabilecekleri en verimli dönemlerinde ÜDS den başarılı olmak uğruna, bilimsel çalışmadan uzaklaşmakta ve akademisyenlikten soğumaktadırlar. Üniversitelerindeki mesailerinin çoğunda da ÜDS için birbirlerine kurs, kitap ve hoca tavsiye etmektedirler. KPDS ve ÜDS için yazılmış olan kitapların sayısına fiyatlarına bir bakın bakalım. Verilen özel dersleri de hesaba katarsak İngilizce'nin çok önemli bir rant yarattığı da önemli bir gerçektir.

Durum bu kadar net ve açık iken ?çok katı ve insafsız bir bu zorunlu engel? olan ?ÜDS sınav sistemi?nin bir kez daha etraflıca tartışılması gerektiğini savunuyor ve bu konuda yetkililerin, eğitimcilerin ve kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum.

Yabancı dil öğrenmeye hiç şüphesiz evet! ama, Yabancı Dil sınavlarının Akademisyenlerin önüne engel olarak konmasına ise hayır! diyorum.

Saygılarımla.
Selami SERHATLIOĞLU,
Yard.Doç.Dr,
[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber