İl emri ve sözleşmeli öğretmenlerin kadro sorunu

Sözleşmeli öğretmenler Özür grubu yer değiştirmede İl Emrinin gelmesi noktasında bastırmaktadırlar. Sözleşmeli öğretmenlere İl Emri verilmesi mevcut durumda anlamsızdır. Defalarca yazdığımız gibi Sözleşmeli öğretmenler boş olan tüm kadrolara görevlendirilmemektedirler. Onlar boş bulunan pozisyonlara görevlendirilmektedirler.

Nedir boş pozisyon? Her ile verilen Sözleşmeli öğretmen kontenjanı vardır. Örneğin A ilinde 100 sözleşmeli öğretmen pozisyonu bulunsun. Bu pozisyonlar boşalmadığı sürece öğretmenin o ile gitmesi mümkün değildir.

Kadrolu öğretmenlerde uygulanan İl emri ise boş kadrolar üzerinden yapılmaktadır yani bir istifa, emeklilik, yer değiştirme ya da yeni okul açılması olduğunda il emrine giden öğretmen o kadrolar yönlendirilebilmektedir.

Sözleşmeliler için yapılacak özür grubu yer değiştirmede MEB; sözleşmeden kadroya geçenlerden boşalan pozisyonları sisteme yansıtacak. 26.seçenekle de bu yer değiştirmede boşalacak yerlere görevlendirme yapacak. İl emrine öğretmen gönderilen bile boş pozisyon bulunmadığından görev verilmesi mümkün değildir.

MEB'in il emrinden önce yapması gereken Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık nezdinde girişimde bulunarak pozisyon uygulamasından vazgeçilmesi en azından A ilinde boş kadro varsa o kadronun pozisyon kabul edilmesini sağlamak olmalıdır.

Böylece 70bin sözleşmeli öğretmenliğin 100 tanesi A iline tahsis edilmiş ve A iline 100 kişiden fazla özür grubundan gitmek isteyen varsa bu talep karşılanabilecektir.

Mevcut şartlarda İl Emrinin getirmek mümkün değildir. Mevcut şartlarda getirilmesi demek İl Emrine giden öğretmenin bir pozisyon boşalmasını günlerce, aylarca beklemesi demektir. Bu boşalma daha önce de belirttiğimiz gibi İstifa, sözleşme feshi, ölüm ile mümkün olur. Bu da çok zaman alır.

Bu nedenle MEB'in yapması gereken Pozisyon kavramını değiştirmesi, serbest kılması gerekir?.

Sözleşmeli öğretmenlerin yer değiştirmeleri 06.05.2010 tarihinde yayımlanan Öğretmenlerin Atama ve Yerdeğiştirmelerine ilişkin yönetmelikle ilgili değildir. Çünkü toplantılarda tüm sendikaların ısrarına rağmen Sözleşmeli öğretmenleri o yönetmelik kapsamına almamışlardır. Yine o toplantılarda sözleşmeli öğretmenlerdeki pozisyon kavramının değiştirilmesi talebi de karşılanmamıştır. Gerekçe olarak;

1- 2010 Temmuz ayında ilk grup sözleşmelilerin kadroya alınacağı

2- Konunun maliye ve başbakanlık boyutu olduğu onların ikna edilemeyeceği

Şeklinde olmuştur.

Kadro sözü koşulsuz yerine getirilmiş olsa bu sorunlar da kökten çözülecektir. Asıl talep bu noktada olmalıdır. Bizim de taleplerimiz hep bu doğrultuda olmuştur fakat bugüne kadar verilen sözler unutturulmaya, sözleşmeli öğretmenlerle kamuoyu uyutulmaya çalışılmıştır.

Kadroya geçiş er geç gerçekleşecektir fakat bunun seçim öncesine bırakılması doğru da değildir, etik de değildir, saygı sınırları içerisinde de değildir.

Maliye bakanı Sözleşmeli Öğretmenleri kadroya alırsak arkası gelir 70bin öğretmen kadrosuna başka bakanlıkların eklenmesi ile 170bin olur açıklamasında bulunmuştur.

Bu açıklamaya katılmak mümkün değildir. Eğer devletimizin 170bin personele ihtiyacı varsa kadroya alınmaları gayet doğaldır. Öğretmen ihtiyacının 70binden fazla olduğu gerçeği dururken böyle bir açıklama yapmak doğru değildir. Kaldı ki bu öğretmenler KPSS sınav sonucuna göre atanmışlar ve o dönemlerde sözleşmeli alım yerine aynı oranda kadrolu alımı yapılmış olsa idi bu öğretmenler bugün kadrolu öğretmen olarak görevlerine devam ediyor olacaklardı.

Diğer sektörlerde de KPSS ile görevlendirilen Sözleşmeli personel varsa ve gelecek 10-20 yıl içerisinde o alanlardaki ihtiyaç devam edecekse onların atanmaları gayet doğal karşılanmalıdır.

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi