Acil eylem planı ayrıntılı olarak ele alındı

Haber Giriş : 28 Mart 2005 21:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çiçek toplantıda Başbakan Erdoğan'ın Formula yarışlarının yapılacağı yerde yaptığı incelemelerle ilgili bilgi verdiğini ve yarışların aksamadan yapılması için her türlü tedbirin alınarak, eksikliklerin giderilmesi talimatını verdiğini ifade etti.

Hükümet Sözcüsü Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında Acil Eylem Planı'nın da ayrıntılı olarak ele alındığını söyledi. Acil eylem planını siyasi literatüre ilk kez AK Parti iktidarının yerleştirdiğini hatırlatan Çiçek, planda yer alan 205 faaliyetin en önemli ayaklarını IMF ve Dünya Bankası ile yürütülen istikrar programı, Avrupa Birliği ve parti programındaki ilkelerin oluşturduğunu ifade etti. Bu hedeflerden 45'inin Kamu Yönetim Reformu, 91'inin ekonomik dönüşüm programı, 24'ünün demokratikleşme ve hukuk devleti ilkesi, 45'inin ise sosyal politikalarla ilgili olduğunu belirten Çiçek, 205 faaliyetten 150'sinin gerçekleştiğini, 55'inin ise henüz tamamlanmadığını dile getirdi. Çalışmaların birbiriyle bağlantılı olması nedeniyle bazı yasal düzenlemelerin gerçekleştirilemediğine dikkat çeken Çiçek, buna örnek olarak Kamu Yönetim Reformu'nu gösterdi. Çiçek, "Hem hükümet hem parti olarak çok önemli adımlar attık. Ancak yasal düzenlemeler yetmiyor. Yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor" diye konuştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Çiçek, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edilen Kamu Yönetim Reformu'nun yeniden ne zaman gündeme getirileceğini ve bunun için Anayasa değişikliğine ihtiyaç olup olmadığı konusundaki tartışmalara açıklık getirdi. Sorunun çerçeve yasa ile çözülmesinden yana olduklarını ancak şu an sorunu küçültmeye çalıştıklarını vurgulayan Çiçek, Anayasa'ya aykırı olmadığını düşündükleri yasaları çıkarmalarının daha uygun olacağını dile getirdi.

Çiçek, Türkiye'de son dönemde milliyetçilik rüzgarı estirilip estirilmediği yönündeki bir soru üzerine, Türk milletinin inancına, kültürüne, tarihine ve bugününe göre herhangi bir ırka mensup olanlara karşı peşin hükümlü olunamayacağının altını çizen Bakan Çiçek, "Bu düşünce sapıklığı olur. Irkını tercih etmek insanların elinde değil. Gayri insani olayların yaşandığı dönemde bu millet kucuk açmıştır. Hepsi bu ülkenin aziz vatandaşlarıdır. Bizde ırkçılık yoktur" mesajını verdi.

Çiçek, Kardak kayalıkları üzerinde eylem yapan bir Türk vatandaşının Yunan makamları tarafından gözaltına alındığının hatırlatılması üzerine ise, konunun Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nı ilgilendiren bir konu olduğunu, Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelmediğini açıkladı. Çiçek, ilgili kurumların gerekli her türlü tedbiri alacağını kaydetti.

Çiçek, gazetecilerin soruları üzerine 1 Nisan'da yürürlüğe girecek olan Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) basın özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin çarşamba günü değiştirileceği yönündeki iddialara da cevap verdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile yarın ortak bir çalışma yapacaklarını açıklayan Çiçek, basın kuruluşlarından gelen öneri metinlerini iyi niyetle incelediklerini söyledi. "Keşke bu tartışmalar zamanında yapılsaydı" diyen Çiçek, hükümet olarak kimsenin sesini kesme ve açıklama yapmasına yasak getirme gibi bir peşin hüküm içerisinde olmadıklarını dile getirdi. Hem iktidarın hem muhalefetin basına karşı olduğu yönündeki yorumların yanlış olduğunu belirten Bakan Çiçek, itiraz edilen maddeleri ele alacaklarını bildirdi. Özgürlüklerden yana olduklarını ancak bunun sorumsuzluk anlamına gelemeyeceğine dikkat çeken Çiçek, herkesin birbirine karşı sorumluluğu olduğunu ifade etti. Çiçek, "Yasada basınla ilgili doğrudan düzenleme yok. Ancak örneğin hakaret suçunun basın yoluyla yapılması ağırlaştırıcı sebep olarak görülmeli mi, görülmemeli? Hapis cezası yerine para cezası mı verilmeli, konularını oturup konuşacağız. Bunun dışında hapis cezalarının yürürlük tarihlerinde bir değişiklik düşünmüyoruz. 1 Nisan'ı karabasan gün olarak göstermek yanlış. Bunun üzerinde siyaset yapmak da çok yanlıştır. TCK'nın dertlere deva, hastalara şifa gibi bir misyonu yok. Yüzde yüz iyidir, yüzde yüz kötüdür anlayışı da doğru değil. Uygulama ile alakalıdır. Endişeye mahal yok. Bütün sorunları çözme misyonu yok, olsa olsa caydırıcı özelliği var" değerlendirmesini yaptı.

İHA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber