Cemil Çiçek: 'TCK değiştirilebilir ama ertelenemez'

Haber Giriş : 29 Mart 2005 10:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çiçek, "İktidarıyla muhalefetiyle basına karşı bir tavır içerisinde olduğumuz gibi bir noktadan hareketle bunların değerlendirilmemesi lazım" diye konuştu.

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, "Demokrasiye inanan bir hükümet ve bakan olarak, kimsenin sözünü kesmek, kimsenin fikrini açıklamasını yasaklamak gibi peşin hükümle veya belli meslek gruplarını daha baştan potansiyel suçlu kabul ederek, düzenleme yapmak aklımızın köşesinden geçmemiştir" dedi.Çiçek, bir gazetecinin, "Bir Türk vatandaşı Kardak kayalıklarında eylem yaptığı için Yunan makamlarınca gözaltına alınmış. Bu konuda bir rahatsızlığınız var mı? Bu, Kardak kayalıklarının Yunan toprağı olduğu anlamına mı geliyor?" sorusu üzerine, konuyu Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın takip ettiğini bildirdi. İlgili makamların bir hükümet kararına ihtiyaç duymaları halinde konunun Bakanlar Kurulu'na geleceğini ifade eden Çiçek, bu zamana kadar böyle ihlallerin olduğunu ve ilgili kurumların gerekli tepkiyi gösterdiğini ve göstereceğini belirtti. Çiçek, CHP Milletvekili Canan Arıtman'ın "eve giren hırsıza silah kullanımı" ile ilgili önerisini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ceza hukukunda hukuka uygunluk sebeplerinin olduğunu söyledi.

Çiçek, "Siyasi tartışmadan çok bunun bir hukuka uygunluk sebebi mi kabul etmeliyiz yoksa bunu bir aşırı güç kullanımı olarak kabul edip cezasında önemli ölçüde indirim mi yapmalıyız? Bu bağlamda tartışmak daha doğrudur" dedi.

YENİ TCK

Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ile ilgili gazetecilerle bir araya geleceği ve bu konuda son durumun ne olduğuna ilişkin bir soru üzerine Cemil Çiçek, 15 gün önce İstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nden kendilerine bir metin gönderildiğini ve oluşturulan komisyonlarda değerlendirildiğini kaydetti.

Çiçek, şunları söyledi: "İtiraz edilen maddelerin bir kısmının basınla ilgisi yok. Bir kısmı itiraz konusu değil. Bazılarıyla da ilgili acaba AB hukukunda ne var? Bu düzenleme bize mahsus mu yoksa bu düzenlemeler AB ülkelerinde nasıl? Ayrıca üzerinde çalıştığımız bir konu da itiraz edilen maddelerle ilgili AİHM'nin kararları var mı? Çünkü özgürlükle ilgili olarak bu maddeler değerlendirilmektedir. Buradan da İnsan Hakları Sözleşmesi'ne atıf yapılmaktadır. Bu, hem Türkiye için hem de başka ülkeler için bir kısım geçerli yorum ve kriterler ortaya koyuyor. Ben Gazeteciler Cemiyeti Başkanı'nı kendim aradım. Yarın ümit ediyorum burada olacaklar. Ortak bir çalışma yaparız. Bu metin bize geldikten bir hafta sonra gazetecilerle ilgili başka bir kuruluştan da metin geldi. 3 gün önce Gazeteciler Federasyonu'ndan metin geldi. Demek istediğim, defaten bir metin gelmedi. Ayrı ayrı zamanlarda ayrı ayrı metinler önümüze geldi. Bazı gazeteciler de şahsen gönderdiler. Biz bunların hepsini iyi niyetle değerlendiriyoruz. Bu tartışmalar keşke zamanında yapılabilseydi de Türkiye zaman kaybetmeseydi. Gazetecileri kastederek söylemiyorum, yarın başka kuruluştan bir şey söyleyen olur. Tasarı 2 senedir Meclis gündemindeydi. O günlerde tartışabilseydik, siz bu soruyu sormazdınız, ben de defaten cevap vermek durumunda olmazdım. Demokrasiye inanan bir hükümet ve bakan olarak, kimsenin sözünü kesmek, kimsenin fikrini açıklamasını yasaklamak gibi peşin hükümle veya belli meslek gruplarını daha baştan potansiyel suçlu kabul ederek, düzenleme yapmak aklımızın köşesinden geçmemiştir."

"ÖZGÜRLÜK, SORUMSUZLUK DEĞİL"

Ceza Kanunu ve ona bağlı olarak çıkarılan yasaların muhalefet ve iktidarla birlikte ortaya çıkarıldığını ifade eden Çiçek, "İktidarıyla muhalefetiyle basına karşı bir tavır içerisinde olduğumuz gibi bir noktadan hareketle bunların değerlendirilmemesi lazım" diye konuştu. Cemil Çiçek, şüphesiz özgürlüklerden yana olduklarını, ancak özgürlüklerin de sorumsuzluk anlamına gelmemesi gerektiğini belirtti. Cemil Çiçek, herkesin birbirine, ülkesine, devletine karşı sorumluluğu olduğunu, özgürlüklerin de bu çerçevede kullanılması gerektiğini ifade etti.

Çiçek, Emniyet Teşkilat Kanun Tasarısı'nın, devlet memuru olmadan önce veya polis memuru rütbesindeyken yapılan askerliğin hizmet kıdeminden sayılıp sayılmayacağıyla ilgili olduğunu kaydetti. Çiçek, "Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğuna göre, demekki mağduriyet var, onu gidermeye, eşitliği, adalete sağlamaya çalışılıyor" dedi.

MERSİN'DEKİ NEVRUZ SORUŞTURMASI

Cemil Çiçek, "Mersin'de bayrağı çocukların eline veren ve yönlendirdiği söylenen birisi olduğu belirtiliyor. Hükümet bu konuları araştırdı mı? Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruyu, şöyle yanıtladı: "Türkiye Anayasası olan bir devlet. Kimin görevinin nerede başlayıp nerede bittiği çok açıktır. Adliyeye intikal etmiş bir olayda, katılanların kimler olduğuyla ilgili araştırmayı suçun işlendiği andan itibaren hükümet araştırmaz, suçun işlendiği yerdeki Cumhuriyet Savcısı araştırır. Biz herkesin görevini üstlenen bir kuruldeğiliz. Bu konuyla ilgili Mersin'de zaten bir çalışma var. Dava da açılmadığına göre, gizli olan bir alanla ilgili bizim çalışma yapmamız söz konusu değil. Cumhuriyet Savcılığı'nın hükümetin ilgili birimlerinden talebi varsa, soruşturmayı sağlıklı ve bir an evvel yürütmesi açısından elimizden geleni yaparız. Hükümetler, savcı yerine araştırma yapamazlar. O zaman burası hukuk devleti olmaz, adına ne derseniz o olur." Çiçek, Mersin'deki olaylarla ilgili bir başka soru üzerine de şöyle konuştu: "Yapılan olay son derece yakışıksız ve çirkindir. Bu konuda ben, Başbakan, Başbakan vekili olarak Dışişleri Bakanı açıklama yaptık. Bu konudaki hassasiyetimiz bellidir, ancak bu hassasiyetin bir süre sonra, bu neviden olaylar eğer belli bir kışkırtmanın sonucu ise veya bu noktada belli sorumsuzlukların sonucuysa, onların ekmeğine yağ sürecek bir boyuta da taşınmamış olması lazımdır. Çünkü o zaman bu neviden tepkiler maksadına ulaşmaz, tam tersi Türkiye'de huzurun, asayişin bozulmasına ve başka türlü gelişmelere sebebiyet verir.

Tepkilerimizi koyarken son derece soğukkanlı, ölçülü olunması gerekir. Bulanık suda balık avlamak isteyenler çıkabilir. Bunlar kesinlikle siyaset konusu yapılmamalıdır. Çünkü belki de korumak istediğimiz değerlere işte o zaman en büyük zararı veririz. Geçmişte bunları yaşadık. Bu noktada Türk milleti kadar tecrübeli bir millet yoktur. Bu tecrübelerden her şey yerli yerine oturur. Bu konuda söylenecek her söz söylendi. Yeteri kadar tepki konuldu."

ERTELEME SÖZ KONUSU DEĞİL

Çiçek, bir soru üzerine, milletvekili istifalarının Bakanlar Kurulu gündemine gelmediğini söyledi. İstifanın tek yanlı işlem olduğunu belirten Çiçek, "Her istifadan sonra açıklama olur. Mühim olan istifanın gerekçesi değil, vatandaşın istifayı ne kadar haklı, doğru ve inandırıcı bulduğudur" dedi.Bir gazetecinin, "Yeni TCK'nın yürürlük tarihinin 6 ay ertelenebileceği ve düzenlemelerin bu süre içinde yapılabileceği belirtiliyor" sözleri üzerine Çiçek, şunları söyledi: "Bazı ülkelerde, bazı suçların basın yoluyla işlenmiş olması halinde bu ağırlaştırıcı sebep olarak mütalaa edilmiştir. Bu, ağırlaştırıcı sebep olarak görülmeli midir? Tartışmanın bir noktası bu olmalıdır. İkincisi hapis cezası mı para cezası mı verilmelidir. İki şekilde de düzenleyen ülkeler var. Biz bunları oturup konuşacağız ama yürürlük tarihinde bir değişiklik düşünmüyoruz. Çünkü size de bir haksızlık olur, siz 1 Nisan sabahından itibaren suç işleyecekmiş gibi bir görüntü içerisinde, meseleye ben şahsen bakmıyorum... O bakımdan 1 Nisan'ı karabasan gün olarak göstermek yanlış. Türkiye, 1 Nisan ile ilgili belli bir süreden beri belli bir şey yaşıyor. 1 Nisan ya felaket günüdür, bunun üzerine siyaset yapmaya çalışanlar var, başka türlü tepki koymaya çalışanlar var, ikincisi yeni TCK dertlere deva, hastalara şifa, ülkenin bütün sorunlarını çözecek... Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde ceza kanunlarının böyle bir misyonu yoktur. Onun için ne 1 Nisan'dan sonra her şey yüzde 100 iyi gidecek ya da her şey yüzde 100 kötüye gidecek. Bu uygulamayla ilgili bir konudur. Biz yepyeni bir bina yapmışız. Siz eski evinizden bu binaya taşınıyorsunuz. Muhtemel ki, perdeniz yeni binanızın penceresine uymayabilir. Perde uymadı diye yeni binaya girmekten vazgeçmek gibi bir lüksümüz de yok. Sonradan gerekli düzenlemeler yapılabilir.

"Çiçek, yeni TCK'nın bütün sosyal sorunları bıçak gibi keseceği beklentisinin yanlış olduğunu ifade etti. Bir kısım vatandaşlar ile meslek gruplarının özgürlüklerin genişletilmesini istediğini, ancak bazı vatandaşlar açısından kafa karışıklığı bulunduğunu da belirten Çiçek, vatandaşın, evine hırsız girince, bülbül gibi öttürecek, evine hırsız girmiyorsa her türlü hukuk devleti ilkelerine uygun sorgulamayı öngören Ceza Muhakemesi Yasası istediğini kaydetti. "Ne istediğimize doğru düzgün karar verelim. Türkiye'nin bu konuda ne istediği bellidir" diyen Çiçek, uluslararası sözleşmeler ile hukuk devleti kavramının ifade ettiği düzenlemelerden yana olduklarını bildirdi. "Acil eylem planı bir anlamda hükümetin karnesi oluyor.

Hükümet karnede kendisine ne not verecek" sorusu üzerine Çiçek, "Biz kamuoyuna açıkladık. karneyi vatandaş verir. karne dönemleri de genellikle seçim dönemleridir" diye konuştu.

haberx

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber