Yendiği kanseri bitirme tazi yaptı
Kansere karşı savaşını kazanan 27 yaşındaki Melek Tuncel, İletişimci olmasına karşın yat hostesliğini seçti, şimdi Avrupa kıyılarını dolaşıyor.
Özlem Yurtçu / İSTANBUL
AdI gibi hakikaten de melek yüzü var Melek Tuncel'in. Henüz 27'sinde. Kanser onu 4 yıl önce, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler 2. sınıf öğrencisiyken vurdu sol göğsünden. Bursa'da ailesinin yanında tatildeyken, bir gece aniden uyanıp farketti memesindeki kitleyi. O zaman henüz 22'sinde olan Melek, gittiği doktor ?Bu yaşta meme kanseri olma ihtimalin çok düşük, fibroadenom kitledir (beze). Ultrasonla bakalım ama önemli bir şey olduğunu sanmıyorum? deyince rahatladı. Ancak 7-8 ay sonra ultrason için hastaneye gidebildiğinde kitlesi ceviz büyüklüğüne ulaşmıştı bile. Elinde sonuçlarıyla genel cerraha giden Melek'e konan teşhis tüm hayatını değiştirecekti: İkinci evre meme kanseri! ?Ne demek oluyor?? diye sordu doktoruna. Aldığı yanıt daha da dehşetti: Kanser lenflerine de sıçramış. Hemen ameliyat olacaksın, kitle alınacak. Melek, yaşadığı şoku şu sözlerle ifade ediyor: Bütün bunlar bana yabancıydı. 3 gün içinde ameliyat olman gerekiyor dedi doktor. Gece yarısı Bursa'ya döndük ve annem panikle doktor bulmaya çalıştı. Ama anneme ben korkmuyorum dedim hep. Önce özel bir hastaneye gittik. ?Memelerin ikisini de alacağız, yaşar mı yaşamaz mı bilemiyoruz? dediler. 1 hafta içinde ameliyat olmuştum. Sol göğsümdeki kitleyi aldılar ve lenflerin tamamını temizlediler. On gün içinde hayatı kanserle değişen Melek, o pozitifliğini yitirmemiş her şeye rağmen. ?Haziran'da ameliyat olmuştum.Aslında ben hala ciddiye almıyordum hastalığımı. Saçlarım belime kadardı o zaman. Kemoterapi doktorum hastaneye geldiğimde saçlarıma dokundu, ?Bu saçlar gidecek küçük hanım' dedi. Ancak o an kafama dank etti ve neler yaşayacağımı idrak ettim? diyor. 8 aylık kemoterapi maratonunda ilk 15 gün her gün o çok sevdiği saçlarını yokladı Melek. Dökülmediği için mutlu oldu önce. Ama 15 gün sonra eline bir top saç gelince kaçı olmadığını anladı ve kısacık kestirdi. ?Peruğum hazırdı zaten. Artık onunla gidiyordum her yere? diyen Melek, sonraki süreci de öyle özetliyor: Kemoterapim bitti ama radyoterapi süreci vardı. 2 ay radyoterapiye gittim. Normal yaşantımı bozmadan, kimseyi rahatsız etmeden, kendi başıma halletmek istedim. Bir sürü hastayla tanıştım, arkadaş oldum. Hepsi beni görünce konduramıyordu, kendi hallerine şükrediyor gibi oldular bu kadar genç yaştayım diye.
HAYATINI KİTAPTA ANLATACAK: Hastalığım bana yeni bir iş getirdi
Kanser mücadelesinden galibiyetle çıkan Melek, hemen okuluna döndü. Bitirme tezi olarak meme kanseri konusunu seçti. Aydın Doğan 21. Genç İletişimciler Yarışması'nda bu projeyle ikinci oldu. Meme kanseri hayatına güzel şeyler de getirdi genç kızın. Bunu da şu sözlerle anlatıyor: Geçen yıl kontrollere gittim. Doktorum ben iyileştikten sonra ?Süslenip geleceksin' diyordu. Hastalara moral olmamı istiyorlardı. Her gittiğimde bir kişinin odasına girip yaşadıklarımı anlatmak misyonum olmuştu. Eşi uzak yol kaptanı olan kadın vardı. Özel yat için hostes arıyoruz diye doktoruma anlatmış. Ben de iş arıyordum. Hem para kazanıp hem dünyayı dolaşmak bana göre bir iş diye düşündüm ve kabul ettim. Nisan ayından beri İtalya'dayım. Demir alıp Avrupa kıyılarını dolaşıyoruz. Bu acılar bitecek mi diye düşünürken şu an hiçbirini hatırlamıyorum bile. Kötü bir hastalık geçirdim ama çok güzel şeyler kazandırdı. Ödüller aldım, bir mesleğim oldu, şimdi de hikayem bir kitaba girecek. Daha ne isteyeyim ki?
ŞİMDİ HEPSİ GEÇTİ
Anneanesinin de bir yıl sonra aynı hastalığa yakalandığını belirten Melek, ?Küçükken ölümden çok korkardım ama inanın şu an asla korkmuyorum. Yarın sabah olmayabilirim diyerek uyanmak ne demek bilmez kimse. Şimdi hepsi geçti. Yarım ayı TV'den görmüştüm. Okyanusta bir damlaydım ben bu işin içinde ve kendi hikayemle o yarımada olmak istedim. Ne kadar çok böyle hikaye var bilseniz?? diyor.