Anayasa Mahkemesinin emekli ikramiyelerine ilişkin kararının değerlendirilmesi

Devlet memurluğu hizmetlerinden ayrılarak sigortalı, bağ-kur'lu çalışanlara, memurlukta geçen süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemektedir. Bunu sağlayan 2829 sayılı Kanunun ilgili hükmü, daha önce Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti. Ancak, Maliye Bakanlığı bürokrasisinin isteği doğrultusunda TBMM, 2010 yılında, aynı hükmü bir kez daha kabul etmiş ve yasalaştırmıştı. Anayasa Mahkemesi işte bu 2. düzenlemeyi de iptal etmiştir. Ancak iptal edilen düzenleme henüz Resmi Gazetede yayımlanmadığından bir hüküm ifade etmemektedir. Konuya ilişkin bir değerlendirme için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Mayıs 2011 19:17, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet memurlarının emeklilik ikramiyelerini almalarını engelleyen 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesine ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, bu karardan sonra yapılan kanun ile ilgili değerlendirmelerimizi;

http://www.memurlar.net/haber/170373/

http://www.memurlar.net/haber/169980/

http://www.memurlar.net/haber/141550

adreslerimizde belirtmiştik.

Anayasa Mahkemesi, 2010/81 sayılı kararı ile, 5997 sayılı Kanunla 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89. maddesinde yapılan değişikliği, iptal etmiştir. İptal edilen hüküm, devlet memurluğu hizmetlerinden ayrılarak sigortalı, bağ-kur'lu çalışanlara devlet memurluğu hizmetlerine emekli ikramiyesi ödenmesine engel olmaktaydı.

Bu durumda ne olacak?

KARAR HENÜZ RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANMAMIŞTIR.

KARAR RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANDIĞINDA GEÇMİŞE YÜRÜMEYECEKTİR.

Anayasada iptal kararlarının geçmişe yürümeyeceği hükmü olması ve kural olarak da Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişi kapsamadığından iptal kararından önce iptale konu uygulamadan ilgililerin yararlanmaları mümkün olamamaktadır. Ancak, idari yargıda gerek iptal gerekse yürütmenin durdurulması kararlarının geçmişe yönelik olduğu, dolayısıyla idari yargı kararlarının idarelerce uygulanmasında kişiler aleyhine uygulama sıkıntısı olmadığı da bilinmektedir. Anayasa Mahkemesi kararı esas alınarak Yasama organınca, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihten önce ilgililer lehine olacak şekilde bir yasal düzenleme yapması uygun olacaktır.

YASAMA ORGANI DÜZENLEME YAPARKEN, 5434 SAYILI T.C.EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN EK 82. MADDESİNİ DE KALDIRMALI

Dikkat çekmek istediğimiz bir hususu belirtmek gerekmektedir. Bu husus 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlük tarihi olan 2008 yılı Ekim ayıbaşından sonra devlet memuru olanlarla ilgili olan ve yürürlükte bulunan 5434 sayılı Kanunun ek 82 nci maddesinin varlığıdır.

Bu maddede, emeklilik ikramiyesi verilebilmesi için son defa devlet memurluğu görevinde bulunulması gerektiğini belirleyen hükümler yer almaktadır.

Yasama Organınca şayet iptal hükmünde yer alan gerekçeler doğrultusunda bir düzenleme yapılmak istendiğinde bu madde hükmünde de değişiklik yapılması zaruri olmaktadır. Şayet bu konuda da bir düzenleme yapılmaz ise eski memur yeni memur arasında eşitsizlik söz konusu olacak ve bu hükümlerin de büyük ihtimalle iptali söz konusu olabilecektir.

Yasama Organınca yapılacak olan bir düzenlemenin, sadece yürürlük tarihinden sonraki bir dönemi kapsamaması, yoğunluğun olduğu dönem olan geçmişi de kapsamına alarak bir düzenlemenin yapılması doğru olacaktır.

Sonuç değerlendirmemiz: Kararın resmi gazetede yayımlanmasından sonra devlet memurluğunda geçen hizmet sürelerine karşılık emeklilik ikramiyesi alamayan kişilerin, kişiler lehine bir düzenleme yapılmaması durumunda yargı yoluna başvurmaları, yargının vereceği kararı beklemelerinde fayda gördüğümüzü belirtebiliriz.

Not: Yanlış anlaşılmaması açısından bir hatırlatma yapmak gerekecektir. Bu düzenleme sigortalı, bağ-kur lu hizmetleri olmayan devlet memurlarının veya bu hizmetleri olmakla birlikte son devlet memurluğu görevinde bulunmakta iken emekliye ayrılan kişilere emeklilik ikramiyesi ödenmeyeceği sonucunu getirmemektedir. Bu durumdaki kişiler, yukarıda açıklanan konu kapsamına dahil olmayıp, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinin birinci cümlesine göre emeklilik ikramiyelerini alabileceklerdir.

EMEKLİLİK İKRAMİYESİNE İLİŞKİN GENEL DEĞERLENDİRME:

Sigortalı çalışanlar ile devlet memuru olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı ile emeklilik ikramiyesi hesaplama sistemi farklıdır.

Sigortalı olarak çalışanlarda uzun vadeli sigorta kollarına tabi yatırdıkları prim ? almakta oldukları ücretlerin tamamı üzerinden- esas alınmakta,

Memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır.

Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar- görev ücretleri- esas alınmamaktadır.

Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir fotoğrafı ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile bir işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ olmaktadır.

Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun 89 ve ek 82 nci maddelerinde yer alan hükümlerle, devlet memurlarında emeklilik ikramiyesinin üst sınırı 30 yılla sabit kılınmış, görev yapılan ay küsuratlarına da emeklilik ikramiyesi tutarı ödenmemektedir.

Bu nedenle; günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilerek üst sınır olan 30 yıllık sınırın da kaldırılmasının,

Doğru ve haklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber