ÖSYM'nin Başkanı Var mı? Varsa Niçin ÜDS Feryatlarını Duymuyor?

ÖSYM adlı bir kurum... Sorduğu sorular binlerce kişiyi etkiliyor. Ancak, bu kurum Cumhurbaşkanlığı makamı gibi yaptıklarının hesabını vermiyor... Verilen tepkileri görmezden geliyor. ÜDS, tepki gösterilen konuların en başında geliyor. Sitemizin genel mail adresine hergün bu konuya ilişkin mailler gelmektedir. Ancak, bu sınavı nasıl yaptığı, niçin zorlaştırdığı, niçin çan eğrisi uygulamadığı, niçin soru ve cevapları sınav sonrasında yayımlamadığı, niçin sınavı sadece Ankara'da yaptığı, niçin soru tiplerini her sınavda değiştirdiği yönündeki onlarca tepkiye rağmen Devletin tek denetlenmeyen kurumunun (ÖSYM) sessizliği hala devam ediyor. Konunun gündemden kalkmaması amacıyla bir yardımcı doçent ziyaretçimizin görüşlerini yayınlıyoruz...

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Nisan 2005 14:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ÜDS'ye ilişkin görüş alış verişi için Forum bölümü Akademik Personel kategorisini kullanabilirsiniz.


Bir konu aydınlığa kavuşturulmalıdır öncelikle. Türk üniversitelerinin öğretim üyesine ihtiyacı var mı yok mu? Bir öğretim üyesi lisans eğitiminden sonra üniversitede kalırsa, yüksek lisans ve doktora için maksimum 10 sene, doçent ve profesör olmak için de bir o kadar yıl katetmek zorundadır. Şu anda bu da mümkün değil, çünkü başımıza bir ÜDS belası çıkardılar. Örneğin benim, Doçent olmak için bütün bilimsel kriterlerim (ulusal ve uluslar arası makale, kitap , alan çalışması,vb.) tutuyor. Fakat son 4 seneden beri ÜDS den 65 ve üstü alamadığım için bir türlü doçentlik başvurusu yapamıyorum. Bu sınavdan 53, 58, 61, 64 gibi notlar alıyorum. Kafayı yemek üzereyim. Ruh sağlığım bozuldu. Eşimle sadece bu nedenden dolayı ayrılmak üzereyim. Çünkü son 5 senedir hayatımızda ÜDS ve İngilizceden başka bir şey yok. Yılda iki sınav ve bu iki sınavlardan yukarıdaki notlar alınca otomatik bir yıl kaybediyorsunuz.Ve benim bir yılım daha kayboldu.

Yaşım geldi 38-40'a. Ümidim kırıldı. Üniversiteye küstüm. Öğrencilerime küstüm. Çünkü onlar da biliyor bizi ve yakından takip ediyorlar. "Hocam bu seferde mi olmadı "diyorlar. Allah aşkına size soruyorum. 65 alan dil biliyor da, 62, 63 alan dil bilmiyor mu? Dil öğrenmenin de bir yaşı vardır. Bu yaşlarda kurslara gittik, dişimizden tırnağımızdan artırdık, ingilizce kitaplar aldık. Ama ancak bu kadar oluyor. Dahası doçentliğe bu yıl başvuramadığımız için akademik çalışmalarımızı güncellememiz lazım. Yine makale, tebliğ ve bildiriyle uğraşacağız bütün yaz ,sizin anlayacağınız.

İnanın bu mesleği seçtiğim için lanet ediyorum.

Her sınavda soru tipleri değiştiriliyor, başarılı olduğumuz soruların yerine yeniler konuluyor.

Ve ne hikmetse bu ÜDS soruları ertesi gün herhangi bir gazetede açıklanmıyor. Sınavdan 3 hafta sonra sınav sonucunu beklemek de ayrı bir stres. Bir öğrenicinin hayatının en zor sınav (ÖSYS) soruları, ertesi gün ulusal gazetelerde yayınlanıyor. Ama bu ÜDS sınav soruları bir sır gibi saklanıyor. Nerede kaldı bireysel bilgi edinme yasası ve hakkı. İşin bir başka boyutu ise her yıl biz iki defa 2 veya 3 geceliğine Ankara'ya taşınırız bu sınav için. Ankara 'da bu sınavı ÖSYM il temsilciliği yapar. ÖSYM'nin her ilde temsilcisi ve her ilde de artık hemen hemen üniversite var. Ankara'da ÖSYM il Temsilcisine güvenen zihniyet, diğer illerde ki temsilcilerine güvenmiyor. 30-35 bin kişi her sene karda kışda bu otel benim, şu misafirhane senin yılda iki defa dolaşır dururuz.

Daha önce bu ÜDS sınavı yerine yapılan doçentlik yabancı dil sınavında çan eğrisi uygulanıyordu. Bazen bu sınavdan 54 alanlar, bazen 61 alanlar, bazen de 48 alanlar geçerdi. Herkes kendi alanından sınava girerdi. Bu sınavlardan geçen ve hala yardımcı doçent olan arkadaşlar bu yabancı dil puanını hala kullanabiliyorlar, aradan 12-15 sene geçmesine rağmen. Bu sınavın yerine getirilen ÜDS sınavını koyan yöneticilere yani doçent profesör'lere de birkaç şey söylemek istiyorum. Acaba siz de bu sınava girseniz kaç alırsınız. Doktara için ÜDS şartı 50'dir. Doçentlik için ÜDS şartı 65'dir. Profesörlük için ÜDS şartı yoktur. Kendiniz için de ÜDS şartı olarak 70 puan koyun. Ama koymazlar. Çünkü merdiveni çıktılar ve aşağıdan kimse gelmesin diye merdiveni çektiler.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen aldığım ücret 1 milyar 50 milyon TL'dir. Açlık sınırının 650 milyon olduğu bu güzel ülkede kira öde ve geçin. Sonra da literatürü takip et. Hangi maaşla olacak bütün bunlar. Dünyada ilk 500 üniversite içinde tek bir üniversitemiz yok. Çünkü, yukarıdakiler bu statükoyu ve egemenliği bozmak istemiyorlar. İşin ilginç yanı bu sorunlarımızı yıllardan beri her platformda belirtmemize rağmen YÖK'ün, hükümetlerin ve Üniversitelerarası Kurul'un duyarsız kalmasıdır.

Tek önerim olacak; benim gibi bu puan limitinde olan belki binlerce akademisyen var. En son ÜDS Sosyal Bilimler'den 8673 kişi sınava girmiştir. Bilmiyorum kaç kişi 65 puan ve üzerinde almıştır. Bakın bu sayıyı bile biz bilemiyoruz. Bir defalığına bu puan 60'a indirilse kıyamet mi kopar.

Yazıyı hazırlayan: İsmi gizli tutulmuştur.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber