YÖK: Yeni hukuk fakültesi açılmayacak

Haber Giriş : 21 Nisan 2005 16:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, yeni hukuk fakültelerinin açılmaması yönünde Adalet Bakanlığı ve üst düzey yargı organlarının temsilcileriyle görüş birliğine vardıklarını söyledi. Teziç, var olan hukuk fakültelerinden öğrenim taleplerine yanıt veremediği belirleneceklerin durumunun da "değerlendirileceğini" söyledi.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Yargıtay ve Danıştay Başkanları, Barolar Birliği Başkanı, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili ve hukuk fakültelerinin dekanlarıyla bir araya gelerek hukuk eğitimi hem de genel olarak hukuk konusunda görüş alış verişinde bulundu. Sabah saatlerinde Hakimevi'nde başlayan toplantıya verilen öğle arasında, Adalet Bakanı Çiçek'le YÖK Başkanı Teziç ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Adalet Bakanı Çiçek, toplantıda YÖK Başkanı ve hukuk fakültesi dekanlarının hukuk eğitimine ilişkin değerlendirmelerini kendileriyle paylaştığını belirtirken, bir tarafta teori bir tarafta pratik çalışmalarda bulunan kurumların temsilcilerinin alana ilişkin atılması gereken adımları ele aldığını söyledi.

Çiçek, Türkiye'de hukuki konuların özellikle yüksek mahkemelerin kuruluş günlerinde ya da Yargıtay başkanlarının adli yılın açılış günündeki söylemleriyle kaldığına ifade ederek, şöyle dedi:

"Ama şu anda büyük bir memnuniyetle görüyoruz ki Türkiye'nin her tarafından hukuk, hukuka olan ihtiyaç, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü gündemde. Bu toplumsal bir talep haline gelmiştir. Dolayısıyla tüm hukukçular ve bu hukukçuları yetiştiren hukuk fakültelerinin toplumun bu taleplerini karşılayacak bir çaba bir gayret içerisinde olmasında eskiye nazaran daha fazla zaruret vardır."

Çiçek, bu toplantıların da taleplerin daha iyi nasıl karşılanacağı yönündeki görüşlerin tartışıldığı zeminler olduğunu kaydetti.

YÖK Başkanı Teziç de hukuk fakültelerinin karşılaştığı sorunları masaya yatırdıklarını ve izlenecek yola ilişkin bazı noktalarda mutabakata varıldığını söyledi. Mutabakata varılan konuların başında hukuk fakültesini kazanan öğrencilerin bilgi düzeyinin geldiğini söyleyen Teziç, özellikle hukuk fakültesi öğrencilerinin tarih, coğrafya, sosyoloji ve felsefe dersleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmasının önemini vurguladı.

Bu derslerin yanı sıra yabancı dil öğreniminin de hukuk fakültesi öğrencilerinde belirleyici bir konu olduğunu ifade eden Teziç, hukukçuların birden fazla yabancı dil bilmeleri gerektiğini, yaygın olarak kullanılan İngilizce'nin yanı sıra Fransızca, Almanca ve İtalyanca'nın da öğretilebileceğini söyledi. Teziç, hukuk eğitiminde aktif öğretim denilen uygulamaya dayalı süreçle öğrencilerin erken yaşlarda tanışmasının da gündemlerinde olduğunu belirtirken, yazılı ve sözlü sınavların birlikte yapılması yönünde fikir birliğinin ortaya çıktığını kaydetti.

YENİ HUKUK FAKÜLTESİ AÇILMAYACAK

Teziç, Türkiye'de bugün 30 hukuk fakültesi bulunduğunu, buralarda toplam 80 dolayında profesörün görev aldığını belirtirken, öğretim üyesi sayısı açısından hukuk fakültelerini ciddi bir tehlikenini beklediğini söyledi. Teziç, "Bu gidişle ne vakıf ne devlet üniversitesi, gerekli öğretim elemanlarını devam ettirmekte büyük sıkıntılarla karşılaşacaklar" dedi. Teziç, bu nedenle yeni hukuk fakültelerinin kurulmaması konusunda matabakata vardıklarını bildirirken, "Mevcutların durumlarını değerlendirmek, hatta bazıları bu öğrenim taleplerine yeterli cevabı veremeyecek durumda olurlarsa bunların da durumlarını değerlendirme gibi bir yaptırımlarla karşılaşabiliriz" dedi.

Teziç ayrıca toplantıda hükümet kanadına yönelik beklentileri de dile getirdiklerini söylerken, karşılaştıkları başlıca sıkıntının "üniversitelerin fidanlığını" oluşturan araştırma görevlisi kadrolarının kullanımına ilişkin olduğunu kaydetti.

Geçmiş yıllardan kalan 4 bin-4 bin 500 kadronun aksamadan verilmesi gerektiğini söyleyen Teziç, "Bunlar zamanında yerine getirilmezse birkaç sene sonra büyük bir öğretim üyesi açığıyla karşı karşıya kalabiliriz" dedi. Bunun yanı sıra var olan yardımcı doçent, doçent ve profesörlerin üniversitelerde kalışını sağlayacak maddi olanakların oluşturulmasının gerektiğini belirten Teziç, "İnsanca yaşama koşullarının bir öğretim üyesi için zorunlu olduğunu ifade ettik.

Çok sıkıntılar yaşıyor arkadaşlarımız. Bu sıkıntılar bir süre sonra onların dış piyasalara açılmasını, üniversitelerdeki faaliyetlerini aza indirgeyerek geçim derdine düşmeleri öğretimin de gereği gibi olmaması sonucunu doğruyor" dedi. Teziç, eğitim alanındaki tasarruf düşüncesinin başka bir biçimde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.


Açıklamaların ardından Teziç bir soru üzerine, hukuk fakültelerine getirmeyi kararlaştırdıkları hazırlık sınıfı uygulamasını başka fakültelere de getireceklerini söyledi.


hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber