Azınlıklara, 1936'da verdiğimiz sözü tutmamışız

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 31 Ağustos 2011 07:08, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hükümetin dünya va Türkiye'de büyük ilgi çeken cemaat vakıflarının taşınmazlarının iadesi düzenlemesinin perde arkasındaki isimlerden biri olan Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, ?Bir haksızlığı gidermek istiyorsanız o işin maddi boyutu çok düşünülmez? diyor.

SEDA ÇAKMAK / İSTANBUL

HÜKÜMETİN bütün dünyada büyük ilgi çeken azınlık vakıflarının taşınmazlarına ilişkin düzenlemesi için en çok çabalayan isimlerden biri de Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem. Azınlık vakıflarına ait gayrimenkullerin iadesiyle ilgili kararnamenin 2002 yılından bu yana yapılan çalışmalar sonucu çıkarıldığını söyleyen Ertem, ?40 yıllık bu insanlık dışı uygulamayı azınlık cemaatlerinin önderleriyle masaya oturup çözdük? dedi. ?Yapılan bir lütuf değil hakkın iadesi? diyen Ertem, azınlıklara bayram havas yaşatan düzenlemenin ayrıntılarını Star'a anlattı.

2002 ve 2008'de eksik kalmıştı

?1936 Beyannamesinde azınlıkların beyan ettikleri tüm taşınmazların Vakıflar adına tescil edilmesi için 2002 yılında ilk düzenlemeleri yapmaya başladık. Daha sonra 2008'de başka düzenlemeler yaptık. Bu dönemde, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün el koyduğu taşınmazların iade edilmesini istedik. Ancak baktık ki üçüncü şahıslara satışlar olmuş. Bu durumda üçüncü şahıslara satılan taşınmazların da rayiç bedellerinin ödenmesini kabul etmemiz gerektiğini düşündük. Böylece eksik kalan noktaları bu kanunla telafi ediyoruz?

Devlete güvenerek mülk aldılar

?Mali boyutuyla alakalı basın sansasyonel haber yaptı. Biz yaptığımız işin hakkaniyete uygun olduğunu düşünüyoruz. Hakkın, adaletin gereği olduğunu düşünüyoruz. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve TC kanunlarına göre hareket ediyorlar. Ona güvenerek mülk ediniyorlar. Ama bir dönem geliyor ?Siz mülk edinemezsiniz' diye malları elinden alınıyor. Bu hakka uygun bir düzenleme değildi. Eğer bir haksızlığı gidermek için bir çalışma yapıyorsan maddi boyutunu düşünmeyeceksin. Üzerinde durmamız gerek manevi boyutudur. Maddi boyutuyla ilgili telaffuz edilen rakamlar çok afaki rakamlar. Haberlerde yer alan en popüler, en sansasyonel gayrımenkullerin hiçbirisi bizim değerlendirmemiz kapsamında değil.?

İade edilecek 347 taşınmaz var

?Tespiti yapılmış 347 adet taşınmazın iadesi söz konusu. Vakıflar daha önce toplam 1420 taşınmaz için müraacatta bulunmuştu. Biz bunun 180'i için olumlu cevap verdik. 347'si için kanun kapsamında olmadığından olumsuz cevap verdik. 893 başvuruyu ise yeterli bilgi ve belgeyi bize sunamadıklarından reddettik. Şu an kararname çıktığı için 347 mal iade edilecek. Geri kalanlar eğer bize tapu bilgisi ve net adresi getirlirse değerlendirmeye alınırlar.?

Azınlık temsilcileri de destek verdi

?Kararnamenin hazırlık aşamalarında azınlık cemaati temsilcileriyle bir araya geldik. Onların fikirlerini aldık. Ne yapmamız gerektiğini onlara da sorduk. Kararname çıktıktan sonra azınlık temsilcileri çok şaşırdı. Böyle birşey beklemiyorlardı. 347 malı iade etmek bize uluslararası arenada çok şey kazandıaracak. Ancak en önemlisi vatandaşlarımızın memnuniyeti. Verilen iftarda gördük. Hepsi çok şaşrımış ve sevinmişti.?

Verdiğimiz sözde durmadık

?1936'DA çıkan kanunla cemaatlere denildiki gelin siz müraccat edin. Müracaatınızda beyanname verin. Biz bu beyanname veren bütün cemaatleri vakıf statüsüne aldık yani tüzel kişilik tanıdık. İkinci bir söz verildi; o da ?Hangi mülkleri beyan ederseniz bu mülklerin tamamını sizin adınıza tescil edeceğiz? idi. Fakat daha sonra verdiğimiz bu söze riayet edemedik. Şimdi 36 beyannamesinde beyan ettikleri bütün taşınmazlarını Vakıflar adına tescil edeceğiz. Bir tek istisnası var o da şu; kamulaştırma, trampa ve satış suretiyle ellerinden çıkartıkları taşınmazlar varsa bunlar istisna. Çünkü bu durumda bedelini almıştır. Şu anda beyan edilen bütün taşınmazlar kim adına kayıtlı olursa olsun onların tamamı beyan eden cemaat vakfı adına tapuda tescil edilecek. Bu vakıflar 1974'e kadar herhangi bir problem olmaksızın kendileri mülk edindiler. Ama 1974'te alınan Yargıtay kararına istinaden 36'dan sonra elde ettikleri taşınmazların hepsine el kondu. 2002'de ilk düzenlemesini yaptığımız, 2008 yılında biraz daha geliştirdiğimiz düzenlemelerle bu problemleri gidermeye çalıştık. 2008 de ?Hazine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü el koydukları taşınmazları iade etsin' dedik ama 3. şahıslara satışlar olduğunu gördük. Biz Hazine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün el koydukları taşınmazları iade ediyorsak eğer 3. şahıslara satılan taşınmazları da rayiç bedellerinin ödenmesini kabul etmemiz gerek. Oradaki eksik kalan noktaları bu kanunla telafi ediyoruz. O rayiç tespitinden sonra Maliye Bakanlığı cemaat vakfına ödemesini gerçekleştirecek.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber