Fen edebiyat mezunlarının geleceği var mı?

Fen edebiyat mezunlarının iş bulma konusunda yaşadıkları sorunlar, bir süredir hem yazılı hem de görsel basında kendine yer bulmaktadır. Ülkemizde artan üniversite sayısı ve açılan çok sayıda yeni bölüm dolaysıyla mezun olan fen edebiyat mezunu personel sayısı da artmaktadır. Ancak ne yazıkki, ülkemizde gerçek anlamda bir personel planlaması olmadığından ve üniversitede açılan bölümlerle çalışma hayatının ihtiyaçları arasında sağlıklı bir işbirliği oluşturulamadığından bu sorun şuan için çözülemediği gibi kısa vadede çözülecek gibi görünmemektedir. Fen edebiyat mezunlarının, yaşadıkları sorunlara dair bilgiendirme notunu yetkililerin dikkatine sunuyoruz....

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 04 Eylül 2011 15:17, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bizler yıllardır mağdur edilmiş 2010 yılında 85 ve üzeri almış umutla kendi kadrolarımızdan atanmayı bekleyen Fen- Edebiyat Fakültesi mezunlarıyız. Hala memur adayıyız çünkü kadromuz az değil, bizim kadromuz yok.

Bilime ve sanayiye kaynaklık eden Fen- Edebiyat Fakültesi temsilcileri olarak, bölümlerimize gereken değerin verilmediğini düşünüyoruz. Yapılan atama sayıları da malesef bu düşüncemizi doğrular niteliktedir. 130 bin Fen Edebiyat Fakültesi mezunu bulunmaktadır. Nitekim 2010 KPSS'de 22 bin 686 Matematik mezunu arasından 55 kişiye, 19 bin 809 biyoloji mezunundan 36 kişiye, 17 bin 284 kimya mezunundan 35 kişiye, 14 bin 36 fizik mezunundan 21 kişiye, 19 bin 869 edebiyat mezunundan sadece 1 kişiye kadro verildi. Fen Edebiyat mezunlarının en büyük isyanı ise KPSS'de yüksek puan almalarına karşın, kendilerinden hala bu puanlarla atanamamış olmasıdır.

Fen-Edebiyat Fakültesi mezunlarına tek yol akademik kariyer olarak gösteriliyor. Yurdumuzun her yerine açılan yeni üniversitelerde kadro almak isteyen öğrenciler kendilerini yeni bir yarışın, ömür boyu öğrencilik olarak anılan akademik koşuşturmanın içinde buluyor. Sanki her mezun ALES'e girecek, akademik kariyer yapacak sanılıyor, zaten az olan kadrolara da teknik sınıflar yerleştiriliyor.

Ortada büyük bir karmaşa vardır ki bu da Fen Edebiyat Fakültesi mezunlarının Eğitim Bilimleri Fakültesi mezunlarıyla karşılaştırılmasıdır. Fen-Edebiyat mezunları, öğretmen olabilmek için tezsiz yüksek lisans eğitimi almak zorundadır. Ancak yığılma olduğu için ALES sınavında standart sapmalar değişiyor ve yeterli puan almak güçleşiyor. Bir diğer zorluk öğretmen olabilmeleri için 2,5 katsayısıydı ki, bu probleme daha yeni çözüm bulundu ve 2009'dan önce mezun olanlara YÖK kararı ile bu şans tanındı.

Diğer bir sorun ise üniversitelerdeki kontenjan arttırımı, taban puanların düşürülmesi, ?herkes üniversiteli olsun? anlayışı hem üniversitelerdeki eğitim kalitesini düşürüyor, hem de işsizlik sorununu 4 sene ertelemek için araç olarak kullanılıyor. Yani bugün işsiz olan kişi, üniversite sınavına girip bir bölümü kazandığında 4 sene eğitim alıp mezun olunca yine işsiz oluyor. Bu kadar mezun veren Fen-Edebiyatın en önemlisi sıkıntısı ise işsizlik, bir yandan öğretim tamamlama, bir yandan iş bulma zorluluğu, kadro sıkıntısı sürerken akademi tamamlama, okullarda öğretim üyesi sıkıntısı varken her nedense kadroya yüksek puanlıların alınamaması ve bir sürü soru işaretlerini doğurmaktadır.

Atanma sayımızdaki bunca kısıtlılığa rağmen bazı kurumlarında ihtiyacını açıktan atama ile değil de; kurum içi ya da kurumlar arası sınavlarla yapması yüksek puanlı işsiz genç Fen-Edebiyat Fakültesi mezunlarını bir kat daha yıpratıp mağdur etmektedir.

Onca yıl birbirini sıralayan zorluk ve alın teri ile bitirdiğimiz bölümün gerekliliğini yapamıyoruz. Özel sektör olsun memuriyet olsun artık kırmızı alarm vermeye başladı. Her yıl ümitlerle mezun olan nice mezunlar KPSS ile tanışmak zorunda kalıyor, gerekli puanları alsa da gerisi muamma kalmaktadır.

Birçok mezun arkadaşımız özel sektörde de iş bulma noktasında sorun yaşamakta, sıkıntı çekip mağdur edilmektedir. Bir Fen-Edebiyat Fakültesi mezunun mağduriyeti en az 4-5 kişilik bir ailenin mağduriyeti demektir.130 000 atanma umudu olmayan mezun demek; 130 000 içine kapanmış, sosyal hayatı kısıtlı, hayatını düzene koyamamış, gelecek kaygısı taşıyan, isyan noktasına yaklaşmış, sorunlu olmaya aday genç insan demektir. Ülkemizin yetişmiş nitelikli insan gücünün bu şekilde görmezden gelinip, artılarımızın eksi olmaması için sizden yardım bekliyoruz.

Saygılarımızla.

Binde Bir Atanma Oranıyla, Atanma Umudu Olmayan Fen-Edebiyat Fakültesi Mezunları

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber