Meslek liselerine yönlendirme cebrederek değil cezbederek yapılmalı
60. Hükümet döneminde stratejik planlarda, kalkınma planlarında yer alan ve 61. Hükümet programında da yerini bulan Meslek Liselerinin arttırılarak genel liselerin azaltılması projesi kapsamında Meslek Lisesinde okuyan öğrenci sayısı;
2013 sonunda %53'e,
Muhtemelen 2023'te ise %65'e çıkarılacak?
Bu hedef tutturulabilir mi? İstenirse tabii ki. Fakat bu isteme sadece yetkililerin istemesi ile sınırlı kalmamalı. Veliler de öğrenciler de istemeli bu geçişi. Bu geçiş; kapattım genel liseleri mecburen meslek lisesine gideceksiniz şeklinde olmamalı.
Yani bakanlığın daha önce söylediği gibi Cebrederek değil Cezbederek yapılmalı bu geçiş.
Bu da mümkündür iyi bir planlama ve amaca uygun düzenlemeler yapılabildikten sonra?
İhtiyaçlar belirlenmeli 5-10-20-50 yıllık. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda açılmalı yada kapatılmalı okullar, bölümler, alanlar.
Meslek Lisesi açmak gerçekten maliyetli bir iş. Bu maliyeti atıl hale sokmamak lazım. Eğitim-İstihdam ilişkisini iyi kurmalı, yüksek öğrenime geçişte öncelikler iyi belirlenmelidir. Hayatta eline hiç kerpeten almamış bir Elektrik mühendisi adayı ile eğitim hayatında dahi bu işe kendini adamış bir mühendis adayı arasında fark olup olmaması gerektiği iyi tartışılmalı bilim adamlarınca.
Öğrenciye Meslek Lisesini neden tercih etmediği sorulduğunda meslek lisesinde üniversiteye yönelik derslerin az olduğundan şikayet edilir genellikle.
Bu konuya da el atılmalı ve en azından meslek lisesinde okuyan öğrencilerden istekli olanların ders açığı yaşamamaları sağlanmalı.
Genel liseleri, Meslek Lisesine dönüştürürsek öğretmen konusunda da sıkıntı yaşarız. Çünkü Genel Bilgi ders saatleri azalacak, Meslek dersi saatleri artacaktır. Bu da sistemde sıkıntı yaratacaktır.
Dönüşüm yerine Genel Liselerde standart 30 öğrenci ve tekli eğitime geçiş hedefi konulmalı, buna rağmen artan kurumlar dönüştürülmeli buna rağmen duyulacak ihtiyaç kadar yeni meslek lisesi açılmalıdır.
Son aylarda gelen maillerde meslek lisesi sayısı arttı alınan öğretmen sayısı neden artmıyor diye soruluyor haklı olarak?
Meslek dersi öğretmenlerinin başvuru sayısı 2600 civarında iken Atama sayısı 600 dahi değildir. Üstelik atananlar çok yüksek puanlarla atanmışlardır. (Başvuru sayısının azlığı taban puan yüksekliğine de doğrudan bağlıdır)
9.sınıfta genel lise ile meslek liselerinde aynı dersler okutulur. 10.sınıfta ise bir kısım meslek dersleri başlar. Bu nedenle özellikle 2010 da yapılan dönüşümlerin sonuçları ancak ve ancak 2012 de ortaya çıkacak ve meslek dersi açığı artacaktır.
Bu artışın yıllar geçtikçe daha da büyümesi gerçeği karşısında bakanlık gerekli tedbirleri almalıdır. Aksi halde atama bekleyen on binlerce genel bilgi dersi öğretmeninin bugün yaşadığı sıkıntının daha büyüğü yaşanacaktır.
Bu noktada bir öneri:
Özellikle Anadolu'yu dolaştığımızda köylerimizin bazen de beldelerimizin eğitim adına sahipsiz kaldığını görürüz. Özellikle 8 yıllık temel eğitimden sonra kapatılan köy okulları atıl durumda beklemektedir. Büyük bir çoğunluğunda lojman dahi mevcuttur.
Özellikle bakan sayın Dinçer'in de ?piyasadaki öğretmenin alanlarıyla ihtiyaç duyduğumuz alanlar arasında uyumsuzluk var. Bekleyen çok sayıda matematik, kimya öğretmeni var ama bizim ciddi ihtiyacımız daha çok anaokulu, rehberlik, sınıf ve özel eğitimle ilgili öğretmenler.? şeklindeki açıklaması gereği ihtiyaçtan fazla olan alan öğretmenleri Anadolu'da eğitim adına sahipsiz kalan bölgelere gönderilebilir.
Böylece köylerimizde bulunan çocuk ve vatandaşlarımıza eğitim danışmanı tahsis edilmiş olur. Bu danışmanlar bir yandan köydeki çocukların eğitim adına her türlü ihtiyaçları, ödevleri ile ilgilenirlerken diğer bir yandan bu öğrenci ve vatandaşlarımızı rehberlik amaçlı bilgilendirebilirler.
Bu öğretmenlerimize verilecek hizmet içi eğitimler vasıtası ile daha sağlıklı bir çalışma yürütülebilir ve ülke genelinde birlik sağlanabilir. Anadolu'da öğrencilerin ve velilerin büyük bir çoğunluğunun bilinçsiz olduğunu kısmen çıkan başarıların tamamen kişilere bağlı tesadüflerin ürünü olduğunu görmek mümkün. Yapılacak rehberlik hizmetleri bilinçsiz giden süreci de düzeltecektir. Böylece her vatandaşın nasıl ki bir aile hekimi varsa öğrencinin ve vatandaşın da bir eğitim danışmanı olacaktır.
Öğrenci okula devam ederken okul zamanı dışındaki sürede de bilinçli bir eğitim süreci sürdürmesi sağlanmış olur.
Konuya sadece meslek lisesine dönüştürme olarak bakmamakta fayda vardır. Bu nedenle geleceği kapsayan bir planlama yolu seçilmedir. Eğitimin kaybetmesi ülkenin kaybetmesi demektir bu nedenle Eğitimin artık kaybedecek zamanı kalmamıştır.
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi