TCK'nın 'suçu bildirmeme' başlıklı hükmü iptal edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Ekim 2011 11:40, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Anayasa Mahkemesi, ''işlenmiş veya işlenmekte olan suçu yetkililere bildirmeyenler hakkında hapis cezasını öngören'' Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 278. maddesinin oy birliğiyle iptal etti.Genç Asliye Ceza Mahkemesi, küçük kardeşlerine ''cinsel istismarda'' bulundukları iddiasıyla kardeş sanıklar hakkında açılan kamu davasında, sanıklarla birlikte mağdur çocuğun annesi hakkında ''suçu bildirmeme'' iddiasıyla dava açıldığını belirterek, annenin üzerine atılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''suçu bildirmeme'' başlıklı 278. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla iptali ve yürürlüğünün durdurması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

Mahkeme başvuru gerekçesinde, Anayasa'nın 38/5. maddesinde ''Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz'' hükmünün yer aldığı anımsatılarak, TCK 278. maddesinde ise ''işlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi...'' şeklinde bir düzenleme bulunduğu hatırlatıldı.

Başvuruda, ''TCK'nın 278. maddesinin Anayasa'nın 38/5. maddesine aykırı olduğu ve bu nedenle somut norm denetimi açısından Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır'' denildi.

Genç Asliye Ceza Mahkemesi'nin başvurusunu esastan görüşen Anayasa Mahkemesi, TCK'nın 278. maddesini Anayasa'ya aykırı bularak, oy birliğiyle iptaline karar verdi.

Yüksek Mahkeme kararında, Anayasa'nın 38. maddesinde suç ve cezalara ilişkin temel ilkelere yer verildiği hatırlatılarak, 38. maddenin beşinci fıkrasında da ''Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz'' biçimindeki ifadenin aynı zamanda evrensel bir ceza hukuku ilkesi olduğu vurgulandı.

Yasa koyucunun ''kişinin kendisini ve yasada gösterilecek belli derecedeki yakınlarını suçlayıcı bir beyanda bulunmaya zorlayan bir düzenleme yapamayacağına'' işaret edilen kararda, ''İtiraz konusu kuralda, işlenmekte olan veya işlenmiş olmakla birlikte sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkililere bildirmeyenlerin maddede öngörüldüğü biçimde cezalandırılacakları belirtilirken, gerek maddede, gerekse bu maddeye atıf yapacak biçimde başka bir yerde, bu suçun fail veya failleriyle anılan suçu bildirmeyen kişi arasındaki yakın akrabalık durumu cezasızlık açısından ayrık tutulmamıştır. Açıklanan nedenle kural Anayasa'nın 38. maddesine aykırıdır. İptali gerekir'' denildi.

Anayasa Mahkemesi, iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girmesine ise Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli ve Üye Mehmet Erten'in karşı oyları nedeniyle oy çokluğuyla karar verdi.

Kaleli, karşı oy yazısında, iptaline karar verilen maddenin yeni düzenleme yapılana kadar yürürlükte kalmasına olanak veren kararda hukuka uyarlılığın bulunmadığını belirterek, şu değerlendirmelere yer verdi:

''Yasa koyucunun verilen süre içerisinde de düzenleme yapmama hali de düşünüldüğünde iptal edilen hüküm ile sübut bulan olaylar yönünden ceza hukukunda suçu ihbar etmeyenler için hukuki boşluk doğduğunun söylenemeyeceği, fiiller icra edilmiş, suç oluşmuş ise zaten taraflarının var olacağı ve suça ilişkin soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin ihbarsız da işleyebileceği ve suçu işleyenin cezasız kalmayacağı, ancak halen devam eden davalar yönünden suçu ihbar etmemekle tanık durumundan sanık durumuna düşmüş kişi yönünden Anayasa;ya aykırı olduğu belirlenen bir hükme dayanarak yeni düzenleme yapılana dek ceza tayin edilmek durumunda kalınmasına olanak veren kararda 'iptale rağmen kararın yürürlüğe girmesine kadar süre verilmesi gerektiği' gerekçesine muhalif kalınmıştır.''

Anayasa Mahkemesi Üyesi Mehmet Erten de karşı oy yazısında, ''suçu bildirmeme'' eyleminin ''kamuda gösterilen yakınlar yönünden'' suç olmaktan çıkartıldığına işaret ederek, ''Suç olmaktan çıkarılan eylemlere ilişkin düzenlemelerin hukuksal boşluk doğurmasının ve kamu yararını ihlal edici nitelikte görülmesinin söz konusu olmayacağı açık olduğu halde "...kanunda gösterilen yakınlar yönünden..." bir ayırım yapılmaksızın, iptal kararının yürürlüğünün altı ay sonraya bırakılarak, söz konusu eylemlerin bunlar yönünden suç olarak sürdürülmesine karar verilmesi, Anayasal denetimin amacına ve buna bağlı olarak da hukuk devletine aykırıdır'' değerlendirmesinde bulundu.

-TCK'nın iptal edilen 278. maddesi-

Türk Ceza Kanunu'nun ''Suçu bildirmeme'' başlıklı 278. maddesi şöyle:

''(1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber