Başbakan, belediye personelini, bürokratların insafına bırakmamalıdır
Geçen hafta içinde, uzun süredir kamuoyunda ön sıraları işgal eden bir sorun daha çözüldü. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, adaylardan gelen çağrılara daha fazla duyarsız kalamadı ve Şubat ayında 17 bin kadrolu öğretmen alınacağını açıkladı. Bu müjde ile beraber, uzun süredir mutlu bir haber duymak isteyen belediye personelinin taleplerini de tekrardan hatırlatmak uygun olacaktır. Zira Başbakanlık, Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı bu personelin sorununu bir top gibi aralarında dolaştırmakta ve topu hep taca atmaktadırlar. Devamı için başlığa tıklayınız.
12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde, sözleşmeli personele kadro verildi.
Ancak belediye personeli, bu müjdeli haber karşısında mahzun kaldı. Zira Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığındaki bürokratlar, sadece 4/B'li ve 4924'lü personele kadro vermişti.
Mahalli idarelerde çalışan sözleşmeli personelin aynı gün tepki göstermesi üzerine, Başbakan Erdoğan, bu personelinin sorununu çözeceğini TV ekranlarından açıkladı. Ancak bunun zamanı için, seçim sonrasını gösterdi.
Seçim sonrasında ise, mahalli idare personelini bu kez bürokratik duvar bekliyordu. Kimi sorunu görmezden geliyor, kimisi de "geçti borun pazarı" havasındaydı.
Tüm mahalli teşkilatlarda asıl işi yürüten personel, sözleşmeli personeldir. Belediyelerde işi olan vatandaşlar bunu çok rahat görebilir. Ancak en fazla iş güvencesi sorunu yaşayan, hayata hiç güvenli bakamayan personel de yine belediye sözleşmelileridir.
Başbakan Erdoğan, atama bekleyen öğretmenlerin sorununu çözdüğü gibi belediye ve il özel idarelerinde çalışan sözleşmeli personelin de sorunu çözmeli ve bu personeli bürokratların insafından kurtarmalıdır.
Bu personeli ümitlendiren Başbakan Erdoğan'dır. Şimdi yapılması gereken ise, bu personelin sorunları söz konusu olduğunda topu birbirlerine atan bürokratlara hesap sormaktır. Başbakan Erdoğan, bunu yapmadığı sürece, bu personelin hayır duasını alamayacaktır.