Yargıtay: Banka, aidat ödemek istemeyenin kredi kartını iptal edebilir

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 22 Mart 2012 00:10, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Orijinal eklentiyi indir



T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/14259

K. 2011/4306

T. 22.3.2011

? TAZMİNAT DAVASI ( Kredi Kartı Üyelik Ücreti - Bankaların 5464 S.Yasanın 25.Md. Gereğince Belirledikleri Ücreti Kart Kullanıcılarından İstediklerinde Bunu Ödemeye Yanaşmıyan Kişilerle Sözleşme Yapmaya Zorlanamıyacakları Gibi Mevcut Sözleşmeleri de Bundan Sonra Sürdürmeye Zorlanamayacağı )

? KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ ( Davalı Bankanın Davacıdan Üyelik Ücreti İsteminin Kabul Edilmemesi Nedeniyle Sözleşme Özgürlüğü Çerçevesinde Aralarındaki Sözleşmeyi Feshedebileceği ve Kredi Kartını Kullanıma Kapatmasına Engel Bir Hüküm Bulunmadığı )

? ÜYELİK ÜCRETİ ( Kredi Kartı - Bankanın Davacıdan Üyelik Ücreti İsteminin Kabul Edilmemesi Nedeniyle Sözleşme Özgürlüğü Çerçevesinde Aralarındaki Sözleşmeyi Feshedebileceği ve Kredi Kartını Kullanıma Kapatmasına Engel Bir Hüküm Bulunmadığı )

? SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ ( Bankanın Davacıdan Kredi Kartı Üyelik Ücreti İsteminin Kabul Edilmemesi Nedeniyle Sözleşme Özgürlüğü Çerçevesinde Aralarındaki Sözleşmeyi Feshedebileceği ve Kredi Kartını Kullanıma Kapatmasına Engel Bir Hüküm Bulunmadığı )

1086/m.438, 4077/m.4, 5464/m.25

ÖZET: Bankalar bunun aksine kar amacıyla kurulan müesseselerdir. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını da isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de davacı kendi yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına da sahiptir. Bu durunda davacı ile davalı banka arasındaki sözleşmenin iltihakı bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahiptir. Kredi kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması doğaldır. Bankaların 5464 sayılı yasanın 25.maddesi gereğince belirledikleri bu ücreti kart kullanıcılarından istediklerinde bunu ödemeye yanaşmıyan kişilerle sözleşme yapmaya zorlanamıyacakları gibi, mevcut sözleşmelerivde bundan sonra sürdürmeye zorlanamazlar. Taraflar arasında mevcut sözleşme hükümlerine göre davalı bankanın davacıdan üyelik ücreti isteminin kabul edilmemesi nedeniyle sözleşme özgürlüğü çerçevesinde aralarındaki sözleşmeyi feshetmesi ve kredi kartını kullanıma kapatmasına engel bir hüküm de bulunmamaktadır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olacak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı, davalı banka ile 20.12.2005 tarihinde imzaladığı kredi kartı üyelik sözleşmesi uyarınca kullandığı kredi kartına üyelik ücreti adı altında yapılan 35.00 TL lik kesintinin iptali için Antalya Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğunu, talebinin haklı görülmesi üzerine kredi kartı üyelik ücretinin hesabına iade edildiğini, davalı banka tarafından 13.05.2008 tarihli yazı ile kredi kartı üyelik sözleşmesinin feshedilerek, kredi kartının iptal edildiğinin bildirildiğini, davalının bu işleminin hukuka aykırı olduğunu, yapılan fesih işlemi nedeni ile zarara uğradığını ileri sürerek 7000 TL manevi tazminatını faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davalı banka tarafından davacının üyelik ücretine itiraz ettiğinden bahisle kredi kartının iptal edilmesinden dolayı ayıplı hizmette bulunduğu anlaşılmış ise de 4077 Sayılı yasanın 4.maddesi ve Borçlar Kanunu gereğince manevi tazminat şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davalı bankanın, davacıya gönderdiği 13.05.2008 tarihli yazısında, kredi kartı üyelik ücretinin diğer müşterilerden tahsil edilirken, bu hizmetlerin davacıya ücretsiz verilmesinin müşteriler arasında ayrımcılık oluşturacağını, davacının kart Ücreti ile ilgili itirazının sözleşmeyi fesh anlamına geldiğini, ihtarın iptali sonucunu doğurduğunu, kredi kartının 13.05.2008 tarihinde iptal edileceğinin ihtar ettiği, kredi kartını kullanıma kapattıkları davacının bu yüzden eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Sözleşme özgürlüğü yasalarca güvence altına alınmış olup, bu özgürlüğün ancak kamu yararı ile sınırlandırılabileceği kabul edilmiştir. Kural olarak herkes dilediği, sözleşmeyi yapmakta serbest olduğu gibi, istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. Bunun istisnası "ittifakı sözleşmeler" olarak adlandırılan kamu hizmeti görmekte olan ( Elektrik, Su işletmeleri gibi ) kamu İdare ve müesseseleri ile bunlardan hizmet alan şahıslar arasında kurulan sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmelerde kamu idare ve müesseseleri kar amacından ziyade kamu hizmeti görmekle yükümlü olduklarından talep eden her şahısla sözleşme yapma zorunlulukları vardır.

Bankalar bunun aksine kar amacıyla kurulan müesseselerdir. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını da isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de davacı kendi yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına da sahiptir. Bu durunda davacı ile davalı banka arasındaki sözleşmenin iltihakı bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahiptir. Kredi kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması doğaldır. Bankaların 5464 sayılı yasanın 25.maddesi gereğince belirledikleri bu ücreti kart kullanıcılarından istediklerinde bunu ödemeye yanaşmıyan kişilerle sözleşme yapmaya zorlanamıyacakları gibi, mevcut sözleşmeleribde bundan sonra sürdürmeye zorlanamazlar. Taraflar arasında mevcut sözleşme hükümlerine göre davalı bankanın davacıdan üyelik ücreti isteminin kabul edilmemesi nedeniyle sözleşme özgürlüğü çerçevesinde aralarındaki sözleşmeyi feshetmesi ve kredi kartını kullanıma kapatmasına engel bir hükümde bulunmamaktadır. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın yanlış nitelendirilerek yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması HUMK 438/son maddesi gereğidir.

SONUÇ: Yukarda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 17,15 TL. temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

A. Alkan H. Kasa M.A. Esmer N.ŞATIR M. Duman

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/13722

K. 2011/5258

T. 5.4.2011

? TAZMİNAT DAVASI ( Sözleşmede Üyelik Ücreti Alınacağının Kararlaştırıldığı - Davacı Davalıya Ait Kredi Kartını Kullanması Nedeniyle Davalı Banka Tarafından Bildirilen Ücreti Sözleşmede Hüküm Olsun ya da Olmasın Ödemekle Yükümlü Olduğu )

? KREDİ KARTI ÜYELİK ÜCRETİ ( Davacı Davalıya Ait Kredi Kartını Kullanması Nedeniyle Davalı Banka Tarafından Bildirilen Ücreti Sözleşmede Hüküm Olsun ya da Olmasın Ödemekle Yükümlü Olduğu )

? ÜYELİK ÜCRETİ ( Kredi Kartı - Tüketici Hakem Heyeti Vasıtasıyla İptal Ettirmesi Nedeniyle Davalının da Kredi Kartını İptal Etmesi Sözleşmeye Aykırı Olmadığı Gibi Kredi Kartının İptal Edilmesinin Kişilik Haklarına Saldırı Olarak Kabul Edilmesi de Olanaklı Olmadığı )

? HAKSIZ ŞART ( Davalı Banka Üyelik Ücreti Ödenmeden Kart Verme Yükümlülüğünde Olmayıp Sözleşmedeki Buna Dair Kararlarında Haksız Şart Niteliğinde Bulunmadığı )

5464/m.25

ÖZET: Davacının kullandığı kredi kartının, üyelik aidatı olarak ödenen paranın iadesine ilişkin davacı şikayeti üzerine verilen hakem kararı nedeni ile banka tarafından iptal edildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Öte yandan sözleşmede üyelik ücreti alınacağının kararlaştırıldığı da sabittir. Davacı, davalıya ait kredi kartını kullanması nedeniyle, davalı banka tarafından bildirilen ücreti, sözleşmede hüküm olsun yada olmasın ödemekle yükümlüdür. Bir başka deyişle, davalı banka üyelik ücreti ödenmeden kart verme yükümlülüğünde olmayıp, sözleşmedeki buna dair kararlarında haksız şart niteliğinde bulunmamaktadır.

Davacının ödediği üyelik ücretini Tüketici hakem heyeti vasıtasıyla iptal ettirmesi nedeniyle davalının da kredi kartını iptal etmesi sözleşmeye aykırı olmadığı gibi, kredi kartının iptal edilmesinin kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmesi de olanaklı değildir. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek davanın bütünüyle reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı, davalı bankaya ait kredi kartını kullandığını, kendisinden üyelik aidatı alınması sonucu Tüketici Hakem heyetine şikayette bulunduğunu ve hakem heyetine üyelik aidatının kendisine iadesine karar verildiğini, kartıyla ATM de işlem yaparken karta ATM tarafından el konulduğunu, bankadan sorduğunda hakem heyetine şikayet nedeniyle karta el konulduğunun bildirildiğini, stajyer avukat olduğu ve başka geliri olmadığı için sıkıntıya girdiğini ve bu durumun kendisinde manevi acıya yol açtığını, sözleşmedeki hükmün haksız şart niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek 3.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.

Davalı, sözleşmede üyelik ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının bu hükme aykırı davranması nedeniyle karta el konulduğunu, haksız şart niteliğinde olmadığını, manevi tazminat koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, sözleşmenin standart sözleşme olup, sözleşmenin tek taraflı feshine olanak veren hükmün haksız şart niteliğinde olduğu, 5464 sayılı yasadaki hükümlere aykırı olarak kartın iptal edilmesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilerek 1.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacının kullandığı kredi kartının, üyelik aidatı olarak ödenen paranın iadesine ilişkin davacı şikayeti üzerine verilen hakem kararı nedeni ile banka tarafından iptal edildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Öte yandan sözleşmede üyelik ücreti alınacağının kararlaştırıldığı da sabittir. Davacı, davalıya ait kredi kartını kullanması nedeniyle, davalı banka tarafından bildirilen ücreti, sözleşmede hüküm olsun yada olmasın ödemekle yükümlüdür. Bir başka deyişle, davalı banka üyelik ücreti ödenmeden kart verme yükümlülüğünde olmayıp, sözleşmedeki buna dair kararlarında haksız şart niteliğinde bulunmamaktadır.

Davacının ödediği üyelik ücretini Tüketici hakem heyeti vasıtasıyla iptal ettirmesi nedeniyle davalının da kredi kartını iptal etmesi sözleşmeye aykırı olmadığı gibi, kredi kartının iptal edilmesinin kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmesi de olanaklı değildir. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek davanın bütünüyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına bozulmasına, peşin alınan 39.65 TL temyiz harcının istek halinde iadesine, 05.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

A.Alkan M.A.Esmer R.Ünal M.K.Tunç A.S.Erkuş

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber