İşte 'Tasarruf Teşvik Paketi'nin detayları/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 17 Nisan 2012 22:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tasarruf Teşvik Paketi kapsamında yaptığı açıklamada vatandaştan yersiz tahsil edilen vergilerin bundan sonra faiziyle geri ödeneceğini söyledi.

Şimşek alınan önlemler arasında vatandaşın hayatını kolaylaştıracak adımların da olacağını söyledi.

Şimşek, "Bundan sonra mükelleften fazla ya da yersiz vergi tahsil edilirse, faiziyle geri ödenecek... Vatandaştan alınan fazla ödeme idareden kaynaklanıyorsa ilk tahsil gününden itibaren faiz uygulanarak geri ödenecek" dedi.

Şimşek'in yaptığı diğer önemli açıklamaların satır başları ise şöyle:

*Yurtdışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonlarından 100 TL'lik harç alınması uygulamasına geçilecek.

*Yeni Teşvik Sistemi ile ilk kez hizmet ihracını teşvik edecek mekanizmalar getirilecek.

*Geliri yılda 88 bin lirayı aşan vergi mükelleflerine kira geliri istisnası sağlanmayacak.

*Tütün mamüllerinin vergilendirilmesine yönelik, paket başı maktu vergi uygulamasını da içeren yeni bir model getirilecek.

DETAYLAR ŞÖYLE

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Yeni Teşvik Sistemi ile ilk kez hizmet ihracını teşvik edecek mekanizmalar getirdiklerini bildirdi.

Bakanlar Kurulu ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda ele alınan konulara ilişkin Başbakanlık Yeni Bina'da Başbakan Yardımcısı Babacan'la ortak basın toplantısı düzenleyen Şimşek, kendilerinin de bir kanun tasarısı hazırladıklarını bildirdi.

Şimşek, bu tasarının bir çok politika dokümanında öngörülen tedbirleri ve Yeni Teşvik Sistemi'ne ilişkin düzenlemeleri ve bazı vergi düzenlemelerini içerdiğini söyledi.

Bu kanun tasarının amacının, yatırımları teşvik etmek, bölgesel kalkınmışlık farklarını ve cari açığı azaltmak olduğunu anlatan Şimşek, ''Yatırım ortamının iyileştirilmesi bizim için çok önemli bir hedef. Ayrıca ilk kez hizmet ihracının teşviki anlamında bir takım adımlar atıyoruz. Esnafa yönelik kolaylaştırmalar var. Vergi adaletinin sağlanması veya vergi uygulamalarında haksız rekabetin önlenmesine yönelik bir takım adımlar var. Mükelleflerimize kolaylıklar ve bir takım makro ihtiyati tedbirler var'' diye konuştu.

-Yatırımlara, yapılış aşamasında destek verilecek-

Yeni Teşvik Sistemi'nin, bugüne kadar yapılan en büyük vergi indirimlerini içerdiğini dile getiren Şimşek, bu sistemin uygulanması için bir takım kanuni düzenlemeler gerektiğini ifade etti.

Bunlardan birinin yatırımlara yapılış aşamasında destek verilmesi olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

''Bir önceki teşvik sisteminde yatırım tamamlandıktan sonra destek sağlayabiliyorduk. Yapılacak düzenlemeyle birlikte toplam yatırıma katkı tutarının yüzde 50'sine kadar olan kısmını, yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimle Kurumlar Vergisi uygulatmak suretiyle kullandırılabilecektir. Yani Bakanlar Kurulu, bu kanundan sonra bir kararla, illere göre yüzde 0 ile yüzde 80 arasında bir oran belirleyecek ve kurum kazancının yüzde 50'sine kadar olan kısmının yatırım aşamasında indirimine imkan sağlayacak.''

-Stratejik yatırımlara KDV iadesi desteği-

Büyük ve stratejik yatırımlara KDV iadesi getirdiklerini belirten Şimşek, bunun da yatırım teşvik belgeleri kapsamında asgari 500 milyon lira tutarında sabit yatırım öngörülen stratejik yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve takvim sonunda indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV'nin izleyen yılda belge sahibi mükellefe iade edilmesi imkanını sağladığını bildirdi.

İlk kez böyle bir düzenleme yaptıklarını aktaran Şimşek, ''Amacımız, stratejik yatırımların ciddi bir şekilde teşvik edilmesi ve cari açığın azaltılmasıdır'' dedi.

-En az gelişmiş illerde işçi çalıştırma teşvik edilecek-

Bakan Şimşek, Yeni Teşvik Sistemi kapsamında en az gelişmiş illerde işçi çalıştırmanın teşvik edilmesinin söz konusu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Bakanlar Kurulu'nca istatistiki bölge birimleri sınıflandırması, kişi başına düşen milli gelir veya sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerini dikkate almak suretiyle, belirlenen illerde teşvik belgesi kapsamında yapılacak yatırımlarda istihdam edilen işçilerin ücretlerinin, asgari ücrete kadar olan kısmı üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi'nin 10 yıl süreyle terkin edilmesi, sigorta primi işçi ve işveren payının bir kısmının devletçe karşılanabilmesini bu düzenleme öngörüyor.''

-Hizmet ihracına ilk kez teşvik verilecek-

Cari açıkla mücadele kapsamında, Yeni Teşvik Sistemi ile ilk kez hizmet ihracını teşvik edecek mekanizmalar getirdiklerini belirten Şimşek, burada iki unsurun söz konusu olduğunu ifade etti.

Bakan Şimşek, söz konusu mekanizmaları şöyle açıkladı:

''Yerleşim yeri, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurtdışında bulunan müşterilere, Türkiye'den verilen ve münhasıran yurtdışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, tıbbi raporlama gibi hizmetlerden elde edilen kazançların yarısı vergi matrahından düşürülebilecek ve bu hizmetlerden KDV alınmayacak.''

Yine hizmet ihracını teşvik kapsamında, Türkiye'de yerleşik olmayan kişilere Türkiye'de eğitim ve sağlık alanında verilen hizmetlerin de teşvik edileceğini aktaran Şimşek, ''Bunlar, ilgili bakanlıkların izni ve denetimine tabi bir faaliyet olacak. Böylece eğitim ve sağlık işletmelerinin elde ettikleri kazancın yüzde 50'si vergiden istisna edilmiş olacak'' dedi.

-Makinelerarası iletişimde, 37 liralık ücert kalkıyor-

Maliye Bakanı Şimşek, bilgi toplumuna geçişin hızlandırılması için, ilk tesiste alınan Özel İletişim Vergisi'nin, makineler arası iletişimden alınmamasının söz konusu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

''Burada iş ve hizmetlerin, merkezi bir sunucu tarafından uzaktan izlenmesi ve yürütülmesine yönelik makineler arası iletişim için kullanılmaya mahsus olan hatlarda, ilk tesiste de şu anda 37 liralık bir ücret söz konusu. Biz şimdi bu ÖZel İletişim Vergisi'nin alınmamasını sağlıyoruz. Bu çok önemli bir adım. Türkiye'de verimliliği, etkinliği artıracak bir adım. Elektrik, doğalgaz, su sayaçlarının uzaktan ölçümü, bakımı ve kontrolü, kişilerin sağlık verilerinin uzaktan ölçülmesi, ölçülmesi, teşhisi ve müdahale için gerekli uyarı sistemlerinin oluşturulabilmesi, bankacılık alanında pos cihazlarıyla uzaktan ödeme, para çekme ve yatırma işlemlerinin yapılabilmesi, taşıt takip ve tanıma sistemleri kapsamında uzaktan araç ve filo takip hizmetlerinin yürütülmesi, endüstriyel sistemlerin uzaktan kontrolü, akıllı tarım gibi pek çok uygulamada makineler arası iletişim imkanlarından bugün itibariyle yararlanılmakta. Bizim attığımız adımla bu tür uygulama alanları Türkiye'de de çok hızlı bir şekilde gelişecek. Özel sektörün önünü böyle bir uygulamayla açıyoruz.''

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bireysel katılım sermayesinin kurumsallaştırılarak girişimcilerin güven duyacağı bir finans piyasası haline getirilmesinin önemli bir amaçları olduğunu söyledi.

Bireysel katılım yatırımcısı koyduğu sermayenin yüzde 75'ni gelir vergisi matrahından indirebileceğini bildiren Babacan, eğer ortak olacağı şirket Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında son 5 içerisinde projesi desteklenmiş bir kuruluşsa o zaman bu indirimin yüzde 100 olarak uygulanacağını kaydetti.

Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Bakanlar Kurulu ve EKK'da ele alınan konulara ilişkin, Başbakanlık Yeni Binada ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Bireysel Katılım Sermayesi'ne ilişkin de düzenlemeler yapılacağını belirtti.

Bireysel katılımcıların iş melekleri ya da melek yatırımcılar denilen bir kavram olduğunu ifade eden Babacan, bireysel katılım yatırımcısının, kişisel varlığı, tecrübesi ve birikimini başlangıç ya da gelişim aşamasındaki girişimlere aktaran kişileri, bireysel katılım sermayesinin ise bireysel katılım yatırımcılarının şirketlere aktardığı sermayeyi ifade ettiğini söyledi.

Öncelikle finansmana erişim sıkıntısı çeken erken aşama şirketler için yeni bir finansal enstrüman oluşturulacağını dile getiren Babacan, şöyle devam etti:

''Özellikle erken aşama şirketlerinde finansmana erişmek, kredi bulmak zor olabiliyor ya da tamamen kredi ile iş yaptıklarında krediyi çevirmek zor olabiliyor. Oysa bir sermayedarla, bir bireysel katılım yatırımcısıyla bunu yaptıkları zaman bir ortaklık kültürüyle ve ortak durumuyla riskleri azalmış bir şekilde işlerini gerçekleştirebilecekler. Bu piyasada belli bir davranış kültürünün, etik kuralların hakim kılınması ve profesyonelliğin artırılması da çok önemli. Çünkü her küçük şirkete her girişimciye destek verene 'iş meleği' demek mümkün değil. Burada etik kuralları, belli bir kültürü oluşturmak gerekiyor. Bireysel katılım sermayesinin kurumsallaştırılarak girişimcilerin güven duyacağı bir finans piyasası haline getirilmesi önemli bir amacımız. Yine devlet destekleriyle bireysel katılım yatırımlarının cazip hale gelmesi de bir devlet katkısı, teşviğin olması da önemli bir unsur.

Başlangıç firmalarının finansman döngüsü nasıl yaşanıyor diye baktığımızda, yeni girişimler için ailelerden, yakın dostlardan ya da üniversitelerden veya KOSGEB gibi devlet kuruluşlarından aldıkları desteklerle ilk 1-3 yıl geçiyor. Bireysel katılım sermayesi daha çok 2. ve 3. yıllarda devreye giriyor. Dünyada uygulaması böyle genellikle. 5 yılı doldurduktan sonra da artık şirketlerin birleşmeleri, yatırım fonları, bankaların devreye girmesi çok daha kolay hale geliyor. Başlangıç aşamasındaki firmalara bunlar destek metodları.''

-''En az 2 yıl şirket ortağı olarak kalması gerekiyor''-

Bireysel katılım yatırımcıların genelde bir süre sonra sonra hisselerini devredip, ortaklıktan ayrıldıklarını belirten Babacan, buna yönelik bir süre koyduklarını, bireysel katılım yatırımcısının devlet desteklerinden yararlanabilmesi için en az 2 yıl şirket ortağı olarak kalması gerekeceğini bildirdi. Ortaklıktan ayrılırken, hisselerini ya diğer yatırımcılara ya girişimcinin kendisine ya da halka arz yoluyla devretmesi gerektiğini belirten Babacan, şunları kaydetti:

''Bireysel katılım yatırımcısı koyduğu sermayenin yüzde 75'ni gelir vergisi matrahından indirebilecek. Eğer ortak olacağı şirket Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla ve TÜBİTAK tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında son 5 içerisinde projesi desteklenmiş bir kuruluşsa o zaman bu indirim yüzde 100 olarak uygulanacak. Yani bireysel katılım yatırımcısı 500 bin lira sermaye koyduysa 500 bin lirayı vergi matrahından indirilebilecek. Hisse senetlerinin elden çıkarılmasıyla elde edilen sermaye kazançları gelir vergisinden müstesna tutulmakta, ama bununu da ön şartları var. Kanunda ve tebliğde öngörülen kriterler yerine getirilmek durumunda, iktisap edilen hisse senetleri en az 2 yıl süreyle bireysel katılım yatırımcısının elinde olmak zorunda ve vergi matrahından indirilebilecek tutar yıllık en fazla 1 milyon lira. Bunların hepsi amaca uygun olarak kullanılsın, kötüye kullanılmasın diye konulmuş tedbirler.

Herkes 'ben melek yatırımcı oldum, ben bireysel katılım yatırımcısı oldum' diyemeyecek. Bunun için lisans almaları gerekecek. Lisanslama için öncelikle Hazine Müsteşarlığına bir başvuru söz konusu olacak. Hazine Müsteşarlığı gerekli kriterleri yerine getirip getirmediğini belirleyecek, arkasından kriterler tutuyorsa lisansını verip, Maliye Bakanlığına bilgi verilecek. Daha sonrasında bu lisansı almış bireysel katılım yatırımcısı, yatırım yaptığı yerlerle alakalı her yıl düzenli raporlamaları Hazine Müsteşarlığına yapacak. Bir yandan da Maliye Bakanlığı'ndan vergi indirim hakkını elde etmiş olacak.''

-Girişim Sermayesine ilişkin düzenlemeler-

Girişim sermayesinin genellikle şirketlerde ilk 2-3 yıldan sonraki aşamada devreye girdiğini belirten Babacan, şu anda Türkiye'de uyguladıkları ancak yeni düzenlemelerle daha da geliştirdikleri bir sistem olduğunu söyledi.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan katkı paylarının gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde beyanname üzerinden indirilmesine izin verildiğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Babacan, ancak bunun beyan edilen gelirin de yüzde 10'unu aşmamak kaydıyla yapılabileceğini bildirdi. Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına, sermaye olarak konulması ve girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilmesine de imkan sağlandığını belirten Babacan, buna da kazancın veya beyan edilen gelirin yüzde 10'unun ve öz sermayesinin yüzde 20'sini aşmamak kaydıyla izin verildiğini kaydetti. Babacan, kurumların girişim sermayesi yatırım fonu katılım paylarıyla girişim sermayesi ortaklıklarından elde ettikleri kar paylarının, iştirak kazançları istisnası kapsamına alındığını bildirdi.

-Banka mevduatındaki stopaj-

Mevduattaki stopaj oranının vadeye göre farklılaştırılması hususunda Bakanlar Kurulu'ndan bir yetki alacaklarını dile getiren Babacan, ''Banka mevduatında tek bir stopaj söz konusu bunu vadeye göre farklılaştıramıyoruz, ama bu yasal düzenlemeyle birlikte Bakanlar Kurulu'ndan yetki alacağız. Kısa vadeli mevduattan yüksek stopaj, uzun vadeli mevduattan daha düşük stopaj alabilme imkanına elde edeceğiz. Bakanlar Kurulu bilahare bu düzenlemeleri yapacak'' diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber